Bu aralar siyasette pek geçerli olan 'yerli' sözü üzerine yakın tarihten küçük bir araştırma yapayım istedim... Çünkü 'yerli' deyince aklıma takılan isimlerden birisi Öcalan'dı... Çözüm sürecini pazarlayan ve bugün devlette önemli görevlerde bulunan bazı akademisyenler Apo'yu şöyle takdim ediyorlardı: "PKK içindeki 'en makûl, en akılcı ve en yerli' kişi!.."
Demek ki 'millî ve yerli" algısı zaman ve siyasî hava durumuna göre değişiyordu!.. O dönemde Apo 'yerli' kabul ediliyordu!.. Apo'yu muhatap almanın önemini halka benimsetmek isteyen pazarlamacılar, ondan böyle bir kişilik inşa etmeye kalkışmışlardı... PKK kaynaklı terör olaylarını ise 'örgüt içindeki şahinler'e bağlayıp, işi provokasyonla açıklamaya yeltenmişler, artık 'bebek katili ve terörist' denilmesini istemedikleri Apo'yu koruma altına almışlardı... Bu konuda siyasetçi-gazeteci-akademisyen ittifakı üst düzeydeydi...
***
'Yerli' edebiyatını duyunca insan ister istemez o dönemi hatırlıyor... Bir kısmını unutmuş olabilirim diye hatırlatması için Google'a 'Öcalan en yerlisi' diye yazdım ve zaman aralığını 2012 ile 2015'e daralttım...
Karşılaştıklarımdan ilginç olanları paylaşmak istiyorum... "Bizim MHP'li dostlar pek düşünce geliştirmezler" diyor eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay... Haber aynen şöyle: "TBMM Genel Kurulu'nda eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile MHP'li vekiller arasında 'dostuz, dost değiliz' tartışması yaşandı. Atalay'ın MHP'li vekilleri kast ederek 'Bizim MHP'li dostlar sloganla konuşurlar, pek düşünce geliştiremezler' demesi üzerine Genel Kurul'da tansiyon yükseldi. MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise Beşir Atalay'a 'Ben Atalay'ı bir dost olarak kabul etmiyorum, sizin dostunuz PKK ve Öcalan.' diye cevap verdi..."
Sonra başka bir haber: İMRALI Adası'nda ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan, ağabeyi ile görüşmeye gitmek üzere bu sabah Gemlik'e geldi.
'Yerli' dediğimiz için ardından: "Afrika yerlilerinin vahşi avı.. Afrika yerlilerinin avlanmak için kullandığı taktik, kanınızı donduracak" başlıkla haber ve videosu...
8 Ocak 2013'te Fetullah Gülen, "Sulh için el de öpülür etek de öpülür" diyerek çözüm sürecini desteklemeye devam ederken, ilgili bakanların Akil İnsanlar Heyeti üyeleriyle bir araya geldiği toplantıda konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çözüm süreci millidir, bu toprakların ürünüdür, yerlidir" diyor...
Bir 'yerli' haberi de Amazonlardan: "Amazonlardaki kaçak ağaç kesimlerinde karşı hükümetin yeterince etkili önlem almadığını düşünen Amazon yerlileri harekete geçti. Amazon savaşçıları, ağaç kesenleri yakalıyor, pantolonlarını çıkarıp dövüyor."
Taradıkça 'yerlilik' adına bugün için can sıkıcı bir haber daha geliyor önümüze... MHP lideri Devlet Bahçeli, Öcalan ile görüşmelere onay verenleri sert sözlerle eleştiriyor, "Siz de PKK'ya katılın, sınır dışına gidin" diyen Bahçeli, dönemin Başbakanına koltuğunu Öcalan'a bırakma önerisinde bulunuyor... Bahçeli ayrıca "Barışı, mütarekeyi avazı çıktığı kadar söyleyen bunlardır. Milliyetçi olmak gerilik çağ dışılıktır. Her durumda yabancıları öven 'yerli'yi mahkûm eden bunlardır" diye devam ediyor...
"Amerikan yerlileri Çinli çıktı" ve "Amerikan yerlileri Hollywood'u terk etti" haberlerinden sonra 'yerli'yle ilgili haberler böylece akıp gidiyor...
***
"Millî ve yerli" deyince standart bir tarif yok... Zamana ve siyasetin önceliklerine göre değişebiliyor... İşte örneği verdik... Bir kan içici bile 'bebek katili' unvanından devletin televizyonunda bir anda sıyrılıp 'İmralı' kod adına kavuşabiliyor... Sonra da akademisyen ve gazeteci görünümlü pazarlamacılar elinde imajı daha da yumuşatılarak 'PKK içindeki en yerli'ye dönüştürülebiliyor...
Standart bir 'yerli' tarifine kavuşmadığımız sürece de bu 'yerli' kavramının pek bir anlamı olmayacak gibi... Çünkü adama sorarlar, dünkü 'en yerliniz'i terörle mücadelenin en yoğun yaşandığı bugünlerde neden dün olduğu gibi konuşturmuyor, meydanlarda mektuplarını okutturmuyorsunuz?
Yoksa 'yerli' olmaktan yine mi çıktı? Onu 'en yerli' ilân edenlerin bir kısmı bürokrasi içinde yerini sağlamlaştırmış, bir kısmı ise itibarlarını koruyor... O hâlde bu çelişkileri kim izah edecek ve 'yerli' kavramından ne anlamamız gerektiğini bize bildirecek?
