Kılıçdaroğlu'nun videosu!..
Türkiye’de kimi zaman çok durgun olan siyaset, kimi zaman da yokuş aşağı giden freni patlak kamyon gibi hızlanıyor.
Bunu en son, CHP’de gördük. Bir hafta içinde neler değişti, neler? Kimler neler yaptı, neler?
Artık Kemal Kılıçdaroğlu CHP’ye genel başkan oldu ve sular duruldu, diye düşünülürken devreye AKP girdi.
Birkaç gün önce “Bizim rakibimiz değil, hele bir seçilsin” diye bakılan Kılıçdaroğlu’na Başbakan Erdoğan cevap yetiştirmeye çalışıyor.
Erdoğan’dan gözdağı!
Kılıçdaroğlu’nun medya destekli bu rüzgarı, genel seçimlere kadarki 1 yıl içinde koruyup koruyamayacağı merak ediliyor.
Yeni CHP Genel Başkanının kurultay konuşmasındaki “Recep Bey” polemiğine çok yanıt verildi ama “Kalpazan” sözüne yanıt verilmedi. Acaba bilerek mi susuluyor, yoksa okkalı bir yanıt mı hazırlanıyor, belli değil.
Başbakan Erdoğan, dünkü TBMM Grup konuşmasında Kılıçdaroğlu için bir benzetme yaptı:
“Teneke her zaman tenekedir.”
Ve devam etti:
“Değerli arkadaşlarım unutmayın, manşetle gelen manşetle gider. Sabah rüzgarıyla gelen akşam rüzgarıyla gider. Bir önceki genel başkanlarının nasıl manşetlerle alaşağı edildiğini görsünler ve ondan örnek alsınlar.”
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan’ın bu sözleri tehdit gibi algılanıyor. Aslında başbakan bu sözleri ile çok şey ifade ediyor.
Birçok insan, bunu şöyle anlıyor:
“Bak Baykal’ı nasıl götürdüyse, seni de aynı medya başka bir manşetle götürür. Çok sevinme ve güvenme.”
Ya da, “Elimizde başka malzemeler var. Dikkat et, ha” biçiminde.
Çünkü, kısa bir süre önce Başbakan yine bir konuşmasında, “CHP hakkında arşivim çok geniş!” uyarısında bulunmuştu.
Erdoğan “teneke” derken, Kılıçdaroğlu’nun “vantilatör” dediği ortaya çıktı.
Kılıçdaroğlu’nun videosu ve vantilatör!
Bir başka deyişle yeni CHP Genel Başkanının bir videosu ortaya çıktı.
Dün OdaTv’de izledim.
Kemal Kılıçdaroğlu -muhtemelen bir yurtdışı toplantısında- fıkra anlatıyor:
Efendim adamın birisi vefat etmiş, öbür dünyaya gitmiş. Bakmış duvarda binlerce saat var.
Nedir bunlar, demiş.
Valla herkesin bir saati var, demişler. Yalan söyledikçe akrep oynar demişler.
Bakmış karşıda bir saat, akrep ve yelkovanı hep 12’de duruyor.
Kimin saati, demiş.
“Mustafa Kemal’in saati, Türkiye’de bir lider vardı. Hiç yalan söylemediği için akreple yelkovan hep 12’de durur” demişler. “Onun için oraya başa koyduk.”
Diğer liderleri de sormuş, onları da göstermiş oradaki görevli.
Bir lider aklına gelmiş, “Yahu” demiş, “Bizim ülkemizde bir lider vardı, Recep Tayyip Erdoğan. Onun saati nerde, onu merak ediyorum.”
“Valla” demişler, “Onu Azrail aldı cehenneme götürdü, orada vantilatör olarak kullanıyor.”
Söz ola...
Politikacılar konuşurken gaza gelmek yerine sözlerine çok dikkat etmeli.
Hem rakibini tehdit etmekten kaçınmalı, hem de doğru söz söylemeli.
Örneğin, Başbakanın “Sabah rüzgarıyla gelen akşam rüzgarıyla gider” sözü Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e öğüdünden alınma.
Ama o sözün başı ve sonunu okuyunca, tam tersi bir anlam taşıdığı ve başbakan gibi öfkeli insanlara bir “ders” niteliği taşıdığı görülür.
Edebali diyor ki, “Oğul Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana..”
Ve devam ediyor:
“İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler... Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı ve atanı say!.. Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme!..”
Yani aslında Şeyh Edebali Erdoğan’a ders veriyor.
Kılıçdaroğlu da, “havuzlu villaya” karşı çıkarken, önceki genel başkanı Baykal’ın bırakın havuzu, denizlere açıldığı, 16,5 metrelik tekne aldığı haberi manşet oluyor.
Kendisinin de 500 TL’lik gömleği.
Kılıçdaroğlu diyor ki, “kendi paramla aldım.”
O zaman sözlere dikkat etmeli ve herkesin parasına takmak yerine, “haksız para ve kazanç ile yolsuzluğa” takmak gerekiyor.
Ne demiş Yunus Emre:
“Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı”