Kılıçdaroğlu’nun 5 temel hedefi…

değerlendireyim.

Birincisi;

CHP’nin kurumsal yapısı, yani tüzüğünün kurultayda değişimi…

Değişimin temel ilkelerinin ana başlıkları şöyle;

-Demokratikleşmeye bağlı demokratik standartlar,

-Aktif, pasif üyelik,

-Aktif üyelerle demokratik şeffaf kurultay delegelerinin seçimi,

-Genel başkanlık seçim yarışında demokratik kurallar getirilmesi,

-Kurultay’a genel başkanı görevden alma yetkisinin verilmesi

-Milletvekili adayları için demokratik ön seçim,

-Güçlü ve yetkili Genel Sekreter…

“Türkiye’deki büyük değişimlerin altında CHP’nin imzası vardır” diye Kılıçdaroğlu’nun bu anlamda hedefi şudur;

CHP’yi cumhuriyetin ikinci yüzyılında iktidara taşıyacak köklü demokratik değişim…

İkincisi;

31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçim.

Kılıçdaroğlu’nun temel ilkeleri şöyle;

-Mevcut 11 Büyükşehir Belediye Başkanının CHP tarafından yeniden aday gösterilmesi.

-Tüm seçim bölgelerinde “kazanacak” aday belirlemek için teşkilat, sivil toplum örgütleri ve kanaat önderleri ile ortak çalışma.

-Başkan adaylarının propaganda çalışmaları için;

*Genel merkezin temel hedefler belirlemesi,

*Her yörenin sorunlarının çözümü için belirlenecek hedefler.

-Kampanya çalışmalarında;

*Her başkan adayı kendi kampanyasını yürütecek,

*Genel merkez ayni ve mali destek verecek.

-Medya tanıtımı için,

*Her başkan adayı yöresel hedeflerini genel merkez desteği ile tanıtacak,

*Genel merkez temel hedeflerle ilgili genel tanıtım yapacak.

Kılıçdaroğlu’nun, “Bizim olmayan AKP’nin elindeki belediyelerde stratejimiz farklı olacak” sözü de şu hedefi ortaya koyuyor;

-Mevcut 11 olan Büyükşehir Belediye Başkanı sayısını en az 20’ye çıkarmak,

-9 olan il belediye başkanı sayısını en az 25’e çıkarmak.

Üçüncüsü;

Yerel seçimde alınacak başarılı sonuca ilave olarak ekonomik krizin buhrana dönüşmesinin AKP iktidarı üzerinde yaratacağı tepki.

Kılıçdaroğlu, ekonomideki durumu şöyle özetledi;

-“Kur Korumalı Mevduat ile 717 milyar lira faiz ödendi ve bir kuruş vergi alınmadı.

Bu nereye kadar gider.

Bu iş sosyal patlamaya doğru gider. Risk var.”

Dördüncüsü;

Kılıçdaroğlu’nun, “Normalde etik kurallara uyan bir iktidarın yerel seçimlerde kaybederse seçime gitmesi lazım” ifadesidir.

Ortaya çıkacak toplumsal baskı AKP iktidarını zorunlu bir erken cumhurbaşkanı ve genel seçime götürür mü?

Bu sorunun yanıtı ise Kılıçdaroğlu’nun, “Toplumsal baskı bunu ne kadar gündeme getirir ya da etkili olur bilemiyorum” şeklindeki yorumu ile şekilleniyor.

Bu baskıcı AKP iktidarında gerçekten toplumsal baskı meydana gelir mi?

Ben de bir erken seçimin ancak AKP’nin yerel seçimde büyük bir hezimet yaşaması sonucu meydana gelebileceğini düşünüyorum.

Bunun için de olmazsa olmaz şart bence adil şekilde planlanacak yerel seçim ittifakıdır.

Beşincisi;

CHP Genel Başkanlığındaki değişimdir.

Kılıçdaroğlu bu konuyu, “Bir değişim yapacağız o kesin” cümlesi ile ifade ediyor.

Çeşitli kez, “Ben bugüne kadar aday olmadım” diyen Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkması muhtemel iki önemli aday var;

-Özgür Özel.

-Ekrem İmamoğlu.

CHP ilçe ve il kongrelerinde seçilen delegelerin yaklaşık yüzde 70-75’nin Kılıçdaroğlu yanlısı olduğu ifade ediliyor.

Bu durumda her iki aday için şu iki ihtimal var;

-Yerel seçim öncesi olağan kurultayda aday olmamak,

-Yerel seçim sonrası yapılacak olağanüstü kurultayda aday olmak.

Sonuç olarak CHP açısından değişimin tamamlanması için özetle derim ki;

-Olağan Kurultay,

-Yerel Seçim,

-Olağanüstü Kurultay…

Yazarın Diğer Yazıları