"Kıblemi değiştirmem..."
Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu, referandum öncesi gerçekleştirdiğimiz söyleşimizde, algı operasyonları ile inanç istismarına karşı çok çarpıcı mesajlar verdi, önemli tespitlerde bulundu. Anayasa değişikliğinin tuzaklarla dolu tehlikeli noktalarının altına kırmızı çizgiler çekti. Net bir "hayır" tavrı sergileyen SP lideri, "Bir anayasa oylamasından dolayı da ülkede huzurun bozulmasını arzu etmeyiz" dedi.
AKP ve Saadet Partisi tabanlarının birbirine yakınlığı ve geçirgenliğini dikkate alarak kendisine yöneltilen eleştiriler gündeme geldiğinde Temel Karamollaoğlu çok net yanıt verdi:
"Cumhurbaşkanının partili olmasının çok ciddi sıkıntıları doğuracağına inanıyorum. Bir, kendisi vatandaşı nasıl kucaklayacak? Kendisine oy vermeyen vatandaş kendisini nasıl hissedecek? Peki, herkesi kucaklayacak makam nerede kaldı? Yok. Onun için bu noktada tabandan çok müspet tepkiler alıyoruz. Sokakta karşılaştığımız insanlardan çok müspet yaklaşımlar var. Tenkit edenler ve 'nasıl olur da böyle yapıyorsun' diyenler de var. Ben de soruyorum; tamam siz bizlerin bu metinle ilgili ifadelerimizi hiç dinlediniz mi, biliyor musunuz? Yok.. 'Ama canım yanındakine bak tarafını belirle.' Ben de onu diyorum arkadaş; ben Kıbleye dönmüş namaz kılacakken yanıma biri gelip durduğu zaman ona bakıp da ha 'falanca partiden ben onunla aynı Kıbleye dönemem' diyerek Kıbleyi değiştirebilir miyim? Ya böyle bir mantık olur mu? Ben istikametime bakarım, doğruya bakarım. Siz bana istikametim yanlış mı? Onu söyle.. Yanımdakine bakarak beni neden değerlendiriyorsunuz diyorum. Yanımdaki de doğruyu bulmuşsa ben ona yanımdan git mi diyeceğim. Bu mantık doğru değil."
Temel Karamollaoğlu'na referandum sonrası erken seçim tartışmalarını, partisinin baraj sorununu hatırlattım. SP'yi tekrar Meclis'e sokup sokamayacaklarını sordum. Şunları söyledi:
"Deniz bitti"
"Biz bir maalesef travma dönemi yaşadık. Üzülerek söylüyorum toplumda bir akıl tutulması oldu. İnsanlar yapılan yanlışlıkları hep göz ardı etme, insanların şahsına bakarak karar verme yoluna gittiler. Bu, bizi Türkiye olarak hataya sürükledi. Ancak belirli bir noktaya geldik sonra deniz bitti diyorum ben. Ekonomide deniz bitti. Bundan sonra daha iyi bir şey yapma ihtimali yok artık. Dış politikada hep isabetsiz kararlar aldık. Bir noktada isabetli kararlar aldık desinler ellerinden öpeyim. Kıbrıs'ı veriyoruz. Türkiye'nin kendi topraklarının ileride başka bir uluslararası kuruluşa devri konusunda bir metnin altına imza atıyoruz. Libya'nın mahvolmasına biz de katkı sağladık, Irak'a en büyük desteği biz verdik. Suriye'deki kargaşada bizim de payımız var. Ege'de üstünlüğümüz gidiyor. İslam ülkeleri ile bir bağımız kalmadı. Amerika ve Avrupa ile çelişki yaşıyoruz. Hâlâ çelişki içindeyiz. Rusya ile münasebetlerimizi düzelttik şimdi arkadan yeniden âdeta hasım haline gelmeye başladık. Bu kadar çelişkiler olmaz.
En kıymetli varlıklarımız ipotek gösterilerek borç bulmaya çalışıyoruz. Bunu da Varlık Fonu diye gündeme getiriyorlar. Dış politikada gidecek yerimiz kalmadı. Dostumuz kalmadı hakiki manada niye, çünkü dosta sarılamıyoruz Batı'nın etkisi altında sürekli politika uyguluyoruz. Biz İran ile niye kavga edeceğiz Allah aşkına... Efendim Suriye'de Esad'ı destekliyormuş. Ya otur masaya konuş. 400 yıldır kavga etmediğimiz bir ülke ile Esad'dan dolayı biz niye kavgalı hale gelelim. Onun da kendine göre gerekçeleri var. Çünkü İsrail şu anda Orta Doğu'da Türkiye'yi değil İran'ı kendisi için en büyük tehdit olarak görüyor.
Dış politikada dostumuz kim, hasmımız kim belli değil. Biz Avrupa Birliği ile bundan sonra bu görüşmeleri devam ettiremeyiz ancak beni en çok üzen Avrupa'da yaşayan Türk kardeşlerimiz ve Müslümanlar çünkü onlar baskı altına giriyor. Bizim bunu insanlarımıza anlatacağımıza inanıyorum. Şu anda size nereden pay çıkacak denilebilir. Her partinin içinde o partiye benim problemlerimi çözecek diye oy verenlerin, her partinin içinde AK Parti'de, CHP'de de MHP'de de HDP'de dâhil ciddi bir oy potansiyeli var nereye gideceğini bilmeyen. İşte o insanlara biz kucağımızı açacağız. Düşünen, arayan insanlara ulaşacağız.. Herkese söylediğimiz; bizim söylediklerimizi de düşünün bugün yaşadıklarımızı da düşünün, diğer partilerin politikalarını da düşünün diyoruz."
Temel Karamollaoğlu ile 16 Nisan referandumunu değerlendirdiği güzel söyleşimize onun şu cümlesiyle nokta koyalım:
"Temel mefhumlar bazı noktalarda göz ardı ediliyor. Adaleti göz ardı ederseniz siz İslam'dan bahsedemezsiniz. Çünkü temeli hakka dayanır."