Kenya modeli ve 19 Mayıs kararı!
Kenya çıkışlı bir haber dikkatimi çekti. Anadolu Ajansı'nın haberine göre Kenya Devlet Başkanı William Ruto, Kenya Standartlar Bürosu'nun "sağlığa zararlı ürün" olarak tanımlamasına rağmen piyasaya sürülen 20 bin torba şeker nedeniyle çeşitli devlet kurumlarına bağlı 27 yetkilinin görevine son verdi.
Kamu Hizmetleri Başkanı Felix Koskei, söz konusu şekeri 2018 yılında ithal eden şirketin, imha kararına uymadığını ve sağlığa zararlı şekeri Kenya pazarına sürdüğünü bildirdi...
Türkiye'ye ne kadar benziyor değil mi?
***
Türk Dışişleri Bakanlığı'na göre "Kenya'nın siyasi görünümü" şöyledir:
"Demokrasi deneyimi diğer bölge ülkelerine nazaran daha uzun ve kesintisiz olan Kenya'da siyasi hayat istikrarlıdır. 1991'de çok partili sisteme geri dönülmesinden bu yana seçimler muntazaman yapılmaktadır. Kenya Başkanlık sistemiyle yönetilmektedir ve üniter bir devlet yapısına sahiptir. Cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçilmektedir. Cumhurbaşkanı; Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Kabine Sekreterleri'nden oluşan Kabinenin başı, Silahlı Kuvvetlerin Komutanı ve Milli Güvenlik Konseyi'nin başkanıdır.
Beş yılda bir seçilen Cumhurbaşkanı, en fazla iki dönem görev yapabilmektedir.
İki kanatlı yapıya sahip olan Kenya Parlamentosu 349 üyeli Ulusal Meclis'ten ve 67 üyeli Senato'dan oluşmaktadır.
8 Ağustos 2017 tarihinde yapılan, katılım oranının yüzde 78 olduğu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta oyların yüzde 54,2'sini, muhalefet lideri Odinga ise oyların yüzde 44,7'sini almıştır. Muhalefet bloğunun başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi, Kenya Seçim Komisyonu tarafından anayasaya aykırılık ve usulsüzlükler yapıldığı gerekçesiyle, 20 Eylül 2017 tarihinde seçimlerin yenilenmesine karar vermiştir.
26 Ekim 2017 günü yenilenen seçimlere katılım oranı yüzde 38,8 olarak gerçekleşmiş, Uhuru Kenyatta geçerli oyların yüzde 98,2'sini alarak seçimi kazanmıştır. Yinelenen seçimlerin iptali için Kenya Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru reddedilmiştir.
Cumhurbaşkanı Kenyatta ile muhalefet bloğu lideri Odinga, 9 Mart 2018 tarihinde sürpriz şekilde bir araya gelmiş, "Yeni Bir Kenya Ulusu'na Köprüler Kurmak" başlıklı bir bildiri imzalamıştır. Bildiride tüm siyasi anlaşmazlıkların bir kenara bırakılacağı, etnik ayrımcılık, yolsuzluk, güvenlik sorunları ve gelir eşitsizliğiyle mücadele edileceği ve bu hedeflere ulaşılabilmesi için bir program ortaya konulacağı açıklanmıştır."
Kenyatta'nın yerine 2022'de başkan seçilen William Ruto, 2013'ten beri başkan yardımcısıydı...
***
Bu verilerden Türkiye'nin, atı alanın Üsküdar'ı geçtiği, mühürsüz oylarla kabul edilmiş görünen 2017 referandumuyla, 1991'de kurulan Kenya Cumhurbaşkanlığı sistemini, "senato" dışında aynen benimsediği anlaşılmaktadır.
Türkiye'de iki ana ittifak lideri bir araya gelmedi ama "Türk Milleti" yerine "Yeni bir Türkiye Milleti'ne köprüler kurmak" için 1921 anayasası ruhunda birleşmeye karar verdiklerini biliyoruz!
Dikkat ederseniz, Ata İttifakı'nı kuran ve Sinan Oğan'ın Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesini sağlayan Prof. Dr. Ümit Özdağ, "Kemal Bey'e 'Yanınızdaki saray artıklarını, FETÖ'cüleri uzaklaştırın. 1924 Anayasası deyin, sığınmacıları göndereceğiz deyin. Biz sizi destekleriz' dedik. Buna da cevap vermediler." demiştir...
İşte sorun buradadır. Türkiye, AKP veya CHP yönetiminde "Kenya ulusu kurmak" gibi sıfırdan "Türkiye ulusu"na mı dönüştürülecektir yoksa "Temeli yüksek Türk kültürü olan Türkiye cumhuriyeti" olarak yoluna devam mı edecektir?
İki büyük ittifaka da ABD ve Avrupa'dan dayatılan ve onlar tarafından da kabul edilmiş görünen yönetim modeli, Kenya modeli ulus tipidir.
***
Türk Milleti, fiilen ortadan kaldırılan ama Anayasal olarak ayakta duran Atatürk modelinden ayrılmamalıdır.
Atatürk, Nutuk'ta işgal edilmeye başlanan memleketin genel durumunu anlattıktan sonra "Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da millî hâkimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak! İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamasına başladığımız karar, bu karar olmuştur." demiştir.
İşte bu karar yüzünden 19 Mayıs'a düşman olanlar, memleketin fiilen işgaline seyirci kalanlar, Türk Milleti'ne düşman olanlardır.