Kelime-i tayyibe ve kelime-i habise!

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Ülkedeki huzursuzluğun sebebi, kullanılan çirkin dildir" dedi. Karamollaoğlu, "Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırı, ne yazık ki siyasette kullanılan üslubun bir sonucudur. Türkiye'de muhalefetin tamamının medya algısı ile şeytanlaştırılmaya çalışılmasının bir sonucudur." dedi ve öneride bulundu:

"Bu tür bir hadisenin bir daha yaşanmaması için herkes üzerine düşeni yapmalıdır. İktidar kullandığı dili muhakkak değiştirmeli, yumuşatmalıdır bir siyasi partiye yakışır tavır takınmalıdırlar. Sayın Cumhurbaşkanı bütün siyasi parti liderlerini bir masa etrafında toplamalıdır. Ülkemizde el birliği ile bir konsensus oluşturulmalıdır."

Ancak çirkin dil kullananlar bu yüzden irtifa kaybettiklerini, düşüşe geçtiklerini anlamıyor.

Biz yine de konu ile ilgili tespitlerimizi hatırlatalım ve herkesi bir daha uyaralım...

***

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir belediyesini hangi dille kazandı?

Kendisi, "çözüm dili" demişti ama biz "güzel söz" de diyebiliriz.

Kur'an'da İbrahim Suresi 24'üncü ayetten itibaren "güzel söz" ve "çirkin söz" üzerine benzetmeler yapılır:

"Allah'ın güzel sözü neye benzettiğini görmüyor musun? O, onu yerin derinliklerine kök salmış ve dalları göğe tırmanan yararlı bir ağaca benzetiyor. O ağaç sürekli olarak meyve verir. İnsanlar öğüt alsınlar diye Allah onlara çeşitli öğütler verir. İğrenç söz de kökü yerden kesilmiş, dik duramayan acı meyveli bir ağaca benzer."

İşte meyve veren Ekrem İmamoğlu'nun güzel sözleridir.

***

Bu ayetlerde Arapça "kelime-i tayyibe" ve "kelime-i habise" kavramları kullanılmıştır.

"Tayyip", "güzel" demektir. O halde adı Tayyip olana da "güzel söz" kullanmak yakışır. Tayyip Erdoğan da aynı zamanda, Türk Milleti'nin birliğini temsil makamında olduğu için, kelime-i tayyibe kullanmakla görevlidir de... Sadece Tayyip Erdoğan, güzel söz kullansa AKP yöneticilerinin, militanlarının dili düzelir, AKP'ye oy verenlerin dili güzelleşir. Onların dili güzelleşirse, muhalefetin dili de güzelleşir. Ülkeye huzur hâkim olur.

Siyasi rakiplere çirkin söz söylemekle, onlar hakkında "nefret dili" yani "kelime-i habise" kullanmakla görevli medya ve troller ordusu ise Tayyip Erdoğan'ın dayanağını, yani kendi seçmeninin ona olan sevgisini saygısını ortadan kaldırmaktadır.

Nitekim Tayyip Erdoğan'a hakaret davaları, dünya hukuk tarihinde eşine rastlanmamış rekor sayılara ulaşmıştır. Gerçi bu kadar çok dava açılmasının asıl sebebi, eleştirenleri yıldırmaktır ama hiç de övünülecek bir rekor değildir.

***

Zübeyr Tekkeşin'in yorumuna göre, "Kelime-i tayyibe daha genel bir yaklaşımla, doğru söz ve sağlam inançtır. Güzel söz o denli verimlidir ki, hayat sistemini ona dayandıran herkes veya her toplum her an ondan istifade eder.

Çünkü güzel söz düşüncede berraklık, sinirlerde denge, karakterde güç, ahlâkta temizlik, ilişkilerde sebat, konuşmada doğruluk, kültürde soyluluk, ekonomide adalet, eşitlik ve siyasi harekette onurlu olmaktır. Kısacası o, yerinde kullanıldığında her şeyi müspete çeviren bir iksirdir."

***

Yunus Emre, "Söz ola kese savaşı, Söz ola kestire başı, Söz ola ağulu aşı, Bal ile yağ ede bir söz" ve "Kişi bile söz demini, Demeye sözün kemini, Bu cihan cehennemini, Sekiz uçmağ ede bir söz" demiştir.

Hz Ali, "İnsanlar dilinin altında saklıdır. Konuşturun, seviyelerini anlarsınız" demiştir.

CHP'yi, HDP'lilerle birlikte yürümekle suçlayan iktidarın, PKK'nın Suriye kolu ile görüştüğü ortaya çıktı meselâ! Zaten PKK ile de masaya oturmuşlar ve özerklik konusunda uzlaşmışlardı. Şimdi, bütün habis işleri muhalefete yıkmaya çalışıyorlar ama "habis söz"den "habis olay"lar çıkar ve ülkede huzur kalmaz!

Yoksa istenen bu mudur?

Yazarın Diğer Yazıları