Kazım Mirşan'ın izinde yeni keşifler...

Kazım Mirşan'ın izinde yeni keşifler...

Bursalı iş adamı Turgay Tüfekçioğlu, 2004 yılında ünlü tarihçi Kazım Mirşan''ı Kazakistan ve Kırgızistan''a araştırma gezisi yapmaya ikna etmiş ve geziye Bursa Türk Ocağı mensubu arkadaşlarından oluşturduğu küçük bir grupla birlikte beni ve Servet Somuncuoğlu''nu da davet etmişti.

Almatı''ya 160 kilometre mesafedeki steplerde bulunan Tamgalı Say''a gitmiş, sonra da Bişkek''te bilimsel sohbetlere katılmıştık.

Bişkek''te tanışığımız Zafer Ersöz, beni ve Servet''i evine davet etmiş ve Türk Dünyası ile ilgili projelerini anlatmıştı. Ben de kendi projemden söz etmiştim. Servet Somuncuoğlu, bizden daha atak çıktı ve kendisi bir proje geliştirerek ertesi sene Atlas dergisi için sonraki yıl da TRT için Kırgızistan''daki Saymalı Taş''ta çekimler yaptı. Servet, hem Tamgalı Say''da hem de Saymalı Taş''ta çektiği yüksek çözünürlüklü fotoğrafları, "Taştaki Türkler" adı altında albüm yaptı ve hiçbir telif hakkı istemeden araştırmacıların faydalanmasına sundu.

Tamgalı Say''ın resimleri daha önce bir Rus kadın araştırmacı tarafından çekilmişti ama Saymalı Taş ilk defa bu netlikte görüntüleniyordu. Saymalı Taş, dağların zirvelerinden atlarla gidilebilen ve yılın sadece 15 günü kar tabakasının kalktığı, eski Türklerin atalarını andığı bir ibadet yeriydi...

Kazım Mirşan''a göre, binlerce yıl devamlılık arz eden bir süreçte kayalara çizilen bu resimler, yazının Türkler tarafından hangi aşamalardan geçilerek geliştirildiğini belgeliyordu...

***

Almatı''daki bilimsel toplantıya ise bir Moğol akademisyen de katılmıştı ve bütün Moğolistan''ın eski Türkçe yazıtlarla dolu olduğunu söylemişti.

Nitekim Uluslararası Türk Akademisi ve Moğolistan Arkeoloji Enstitüsü, Moğolistan''ın Ötüken bölgesinde bu yıl buldukları yazıtların Bilge Kağan ve Kül Tigin''in babası olan, İkinci Göktürk Devleti''nin kurucusu İlteriş Kutluk Kağan''a ait olduğunu açıkladı.

Moğolistan''daki çalışmada keşfedilen külliyede, ibadet yeri olan bir alanın iki yüzünde Türkçe yazılar bulundu. Bilim insanları, taşın üzerindeki 12 satırlık yazıda "Tanrı", "Kutluk", "Türk", "Tümen" sözcüklerinin okunduğunu söyledi.

***

Son olarak İzmir''den güzel bir haber daha geldi. Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü öğrencileri Ali Güler, Zeynep Kara Güler ve Gürcan Pirincçi, Kırgızistan''da Tanrı dağlarında yürüttükleri araştırmalarının sonucunda yeni bir kaya resimleri sahası keşfetti.

Üç genç araştırmacının hocası Prof. Dr. Osman Karatay, "Zafer Ersöz Bey''in önerisi ile enstitümüz tarih bölümünden oluşturduğumuz arkeolog, filolog ve halkbilimciden oluşan ekibimiz, Kırgızistan''da yeni bir petroglif sahası keşfetti. Tanrı dağlarının ücra bir kesiminde bulunan sahanın daha önce bilim dünyasında dikkat çekmediğini yaptığımız çalışmalar neticesinde gözlemledik. Bölgede yapılan başarılı geçen araştırma sürecinde ekibimiz, açık ve kapalı alanda sayısız kaya resimlerinin bulunduğu bir sahanın farkına vardı. Mağaralarda ve dışarıdaki kayalarda bulunan resimlerden tespit edilebilenler kayda alındı ve önemli bir kısmı yerinde incelendi. Burası evrensel bir öneme sahip, çünkü yeni taş döneminden başlayarak binlerce yıl boyunca değişik insan toplulukları mağaraların içinde ve dışında oraya izlerini bırakmışlar. Hem kazıma, hem de oyma tekniği ile yapılan resimlerde en ilkel çizimlerden Göktürk dönemine kadar kalıntılar var." dedi.

Üç genç araştırmacı da "Diğer buluntularda kazıma ve oyma tekniği ile yapılan figürler mevcutken burada aynı zamanda boyama tekniği ile yapılan figürler de mevcut. Karbon testi yaparak boyaların yaşını hesaplamak üzere numuneler getirdik. Bu araştırmanın Orta Asya tarihinin erken dönemlerini de aydınlatacağını düşünüyoruz." diye bilgi verdi.

Yazarın Diğer Yazıları