Katliam, BOP için mi plânlandı?
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, insani yardım gemilerine silahlarla saldırıda bulunmanın, masum insanları katletmenin, sivil insanlara terörist muamelesi yapmanın “insanlık açısından büyük bir sükut, alçakça bir pervasızlık” olduğunu ifade ederek, “İsrail hükümetinin bu cüretkâr, bu sorumsuz, bu pervasız, bu hak-hukuk tanımayan, her türlü insani erdemi ayaklar altına alan saldırısı mutlaka ama mutlaka cezalandırılmalıdır” dedi.
Benim dikkat ettiğim nokta konuşmanın bu bölümünün “meli-malı” eki ile bitmesidir!
İsrail cezalandırılmalıdır da bunu kim yapacak?
Cümleden ve konuşmanın sonraki bölümlerinden anlaşılan o ki, Türkiye, uluslararası kuruluşları harekete geçirecek ve cezayı onlar verecek!
ABD’nin veto hakkı ile her zaman engellediği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi mi verecek cezayı?
ABD, Orta Doğu’daki jandarmasını mı cezalandıracak?
Erdoğan, “Uluslararası toplumun ’yeter artık’ deme zamanı gelmiştir” diye bir ifade de kullandı.
Benim bildiğim, “uluslararası toplum”, uydurma bir kavramdır! Böyle bir toplum yoktur! Dolayısıyla olmayan bir güce sığınmak, Türkiye’nin çıkış yolu değildir.
* * *
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “Ölen yurttaşlarımızın kanlarının yerde kalmaması için uluslararası soruşturmanın mutlaka yapılması gerekiyor. Hariri suikastında hangi önlemler alındıysa, hangi soruşturma süreci başlatıldıysa, AKP’nin gücünü kullanarak, bu süreci BM düzeyinde gerçekleştirmesi gerekiyor. Sadece BM Güvenlik Konseyi yetmiyor. İslam Örgütü, Arap Birliği var; bekliyoruz, daha toplanacak...” diye konuştu. Siyasette söylemin yetmediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin onurunun kırıldığını, bu kırılan onurun mutlaka onarılması gerektiğini söyledi.
Görüldüğü gibi CHP de çözümü yine uluslararası düzeyde arıyor:
Mesaj gönderen Bilal Gözler soruyor:
“Daha dün denecek zamanda, Amerika Telafer’de Türkmenleri katlederken, Irak’ta bir milyon insan hayatını yitirirken, Azerbaycan’ın yüzde yirmisi işgal altındayken, Hocalı’da katliam yapılırken, nerdeydi bu insan hakları dernekleri?
Koca Mısır devleti burnunun dibindeki bu olaya seyirci kalıyor, gerekirse sınırdaki tünelleri kapatıyor. Kabe’nin etrafına saraylar inşa etmekle meşgul Suud yönetimi sessiz. Onların yok mu böyle örgütleri merak ediyorum?”
* * *
DİSK/Genel-İş Genel Yönetim Kurulu ise İsrail Devleti’nin, ABD’den aldığı güçle Orta Doğu coğrafyasındaki saldırganlıklarına bir yenisini eklediğini belirterek, bu saldırının zemininin Büyük Orta Doğu Projesinde aranması gerektiğini bildirdi.
Banu Avar’ın tespiti ise şöyle:
“İHH ve yardım gemilerinin, bölgeye ‘olay çıkması beklenerek’ gittiği görülüyor. Bu hareketin sonuçları, BOP’un bir sonraki adımının atılmasını sağlayacaktır. İnsani yardım operasyonunun neden bu zaman dilimine denk getirildiğini analiz etmeliyiz. İsrail’in sürekli terör uygulayan bir ülke olduğunu hepimiz biliyoruz. Amerika’nın Orta Doğu’daki jandarması olduğunu da biliyoruz. ABD ve İsrail arasındaki göstermelik çelişkiler, buzdağının arkasındaki büyük ortaklığı gizleyemez. ABD Dışişleri Bakanlığı sitesinde, ‘Orta Doğu’da gidişatı hızlandıracağız’ ifadesi yer alıyor!”