Kapatıyoruz!
Bu Türk halkının en çok sevdiği kelime. Bu kelimeyi nerede duysa hemen heyecanlanıp talan zihniyeti ile saldırıyor. Son günlerin modası haline gelen kapatıyoruz önceki gün yine bir izdihama neden oldu.
Adana’da bir mobilya mağazası camlarına “Kapatıyoruz” yazınca bir anda neredeyse bütün Adana bu mağazaya hücum etti.
Kimse fiyata bile bakmadan ne bulduysa aldı.
Hatta iş öyle bir hal aldı ki, vatandaşlar birbirlerinin kafasına vurarak ellerindeki malları kapmaya çalıştılar.
Tıpkı talan gibi.
Son 1 yıl içerisinde kapatıyoruz izdihamı sık sık yaşanmaya başlandı.
Öyle ki gazetelerin arşivlerinde yer alan ve internetten bakabildiğim kadarıyla bine yakın.
Hepsinde izdiham.
Bayılanlar, boğulma tehlikesi yaşayanlar. Ve çok ilginci mal kapma çabası sırasında çıkan kavgada yaralanan onlarca insan.
Allah aşkına ne oluyor bize?
Ağlayanın malı gülene fayda etmez sloganı ile yıllarca icradaki malları almayan o onurlu ve insani yönü ağır basan Türk insanına ne oldu?
Ne oldu ki, sıkışıp dükkânını kapatacağını açıklayan bir esnafın dükkânına bu kadar talan zihniyeti ile saldırılıyor...
İzah edilemiyor.
Her şey Turgut Özal’ın “... işini bilir” felsefesi ile başladı.
İktidara ilk geldiğinde Türkiye’de her şey çok değişecek demişti.
İlk olarak resmi dairelerdeki işlemlerde istenilen 6 vesikalık resim, ikametgâh, nüfus cüzdan sureti ve damga pulunu kaldırdı.
Bu gerçekten bir devrimdi.
Sonra Özal’ın asıl bombası patladı.
“Benim memurum işini bilir” diyerek rüşveti sempatik gösterdi.
İşte o söz Türkiye’nin sosyolojik olarak büyük değişimiydi.
1 gecede holdingleşen şirketler, bir günde milyarder olan garip garip adamlar ortaya çıktı.
Turgut Özal gerçekten Türkiye’yi değiştirdi.
İşte o işini bilen halkı yarattı.
İşini bilen uyanık halkın yüzdesi 70 milyonun içinde belki yüzde 10’u geçmez ama sayıları her geçen gün artıyor.
Bugün kriz nedeniyle icralık olan esnafın malları en yakın esnaf arkadaşları tarafından bile kapışılıyor.
Tıpkı kurtlar kanunu gibi.
Zayıf düşeni ye!
İşte kapatıyoruz da bu kurtlar kanunu gibi zayıf düşenin yenilmesine benziyor.
Yarı fiyatına malı kapma artık bir çılgınlığa dönüştü. Bu çılgınlık ise bir başka uyanık kesimi yarattı.
O da kapatmamasına rağmen fiyatları önce yükseltip sonra etikette düşüren ve böylece 1 yılda satacağı malı bir günde satan uyanıkları ortaya çıkarttı.
Sakarya’da bir mağaza 6 aydır bir türlü kapatamadı.
Sakarya’daki kapatma olayı İstanbul’da da çok sayıda görüldü.
Bu uyanık kesim, diğer uyanıkların bu “kapatıyoruz” zaafından çok iyi yararlanıp adeta vurgun vuruyorlar.
Sanayi Bakanlığı bu “kapatıyoruz” çılgınlığına artık bir çekidüzen vermeli.
Yoksa kimse camına kapatıyoruz diye yazmadan bir iğne bile satamaz hale gelecek.