İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlığı dönemi, asil bir hareketle başladı. Genelkurmay açıklamasına göre Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi, Kandıra Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunan Emekli Orgeneral Şener Eruygur ile Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’u ziyaret etti.
Açıklamada “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne uzun süre hizmet veren iki emekli komutan yapılan bu ziyaret, Türk Silahlı Kuvvetleri adına gerçekleştirilmiştir. Bilindiği üzere, dün olduğu gibi bugün de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yargıya olan saygısı ve güveni tamdır” denildi.
* * *
Burada akla ilk olarak gelen husus şudur: Bugüne kadar, tutuklu bulunan iki emekli komutana sahip çıkmakta neden bu kadar geç kalınmıştır?
Yargı süreci başka bir şey, sizin kendi mensubunuza sahip çıkmanız başka bir şeydir. Mesela, babanız ya da oğlunuz herhangi bir iddiayla tutuklansa onu cezaevinde ziyaret etmez misiniz? Avukat tutmasına yardımcı olmaz mısınız?
Olmuyorsanız, sizde bir korku var demektir?
“Ya aynı iddiayla beni de suçlarlarsa?” korkusunu size bir defa yaşatmışlarsa, artık normal bir insanın yapması gereken asgari insani davranışları bile unutursunuz.
Nitekim MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici, “Silahlı Kuvvetler’in Tolon ve Eruygur’u ziyaretleri o kadar da orijinal bir iş değil, olmamalı da. Kendi içinden iki general tutukluysa tabii ki ziyaret edecekler. Ancak bu kadar geç hareket etmiş olmaları da anlamlı. Daha erken de ziyaret edebilirlerdi” dedi.
* * *
CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen de “Hangi suçtan suçlandıkları bile bilinmediği halde iki emekli orgeneral bugün tutuklu bulunuyor. Buna rağmen milletvekillerinin, çeşitli dernek üyelerinin ziyaretleri engelleniyor. Demokratik ülkelerde bunun normal olduğunu düşünmüyorum. Tamam hukuki bir süreç işlemektedir, ancak insanlar mağdur edilmemelidir. Genelkurmay Başkanlığı’nın iki eski değerli komutana sahip çıkma, onlarla ilişki kurma isteği içinde olmasını yadırgamıyoruz. ‘Sağlık durumları nedir, bir şeye ihtiyaçları var mı?’ diye sormaları normaldir. Mesela bir vali tutuklansa İçişleri yetkilileri onu ziyaret etmez mi?” diye konuştu.
Diğer taraftan, iddianamede bir bütünlük olmaması, isnat edilen suç ile sanıkların tümü arasında bir illiyet bağı kurulamaması, telefon dinlemelerinin ve bir kısmı gazeteci veya siyaset adamı olan sanıkların bilgisayarlarında veya bürolarında bulunan bilgi veya belgelerin delil olarak kabul edilmesi, hatta Vedat Yenerer’in gazetelerde ve kendi kitabında yayımladığı röportaj fotoğraflarının bile delil olarak dosyaya konulması gibi olgular, zaten sanıkların büyük bölümünün tahliyesini getirecektir.
Kâğıt üzerindeki iddialarla, hiçbir somut delil olmadan, insanları kaç yıl tutuklayabilirsiniz.
Devlet yetkililerinden bilgi alarak AKP hakkında kitap yazmak suç mudur?
Veya bir siyasi partinin, demokratik yollardan iktidardaki partiyi indirmek için faaliyette bulunması suç mudur?
Bir siyasi partinin, Ermeni soykırımı iddialarına karşı Avrupa’da bayrak açması suç mudur?
Fener Rum Patrikhanesi’nin yargı tarafından takip edilmeyen yasadışı faaliyetlerini kamuoyuna duyurmak suç mudur?
Eğer bunlar suç ise biz Türkiye’de değil, Ermenistan’da yaşıyoruz da haberimiz yok!
* * *
Bir korgeneralin, kendi görev bölgesindeki cezaevinde tutuklu bulunan iki emekli orgenerali ziyaret etmesi, neden gündeme bomba gibi düştü?
Kandıra Cezaevi, Ermenistan’da değildir.
