Kandil'le hedef birliği olan kim?

Seçimlerde AKP ve MHP'nin en çok gündeme getirdiği konu, Millet İttifakı'nın Kandil ve Pensilvanya'dan yönetildiği iddiasıdır.

CHP'nin bazı il ve ilçelerde PKK'ya yakın kişileri aday gösterdiği de bu iddialarla birlikte seslendiriliyor. Bu iddialar şu ana kadar cevaplandırılmamıştır!

HDP Genel Başkanı'nın ağzından "Ankara ve İstanbul'u Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu değil, HDP yönetecek" diye bir söz uyduruluyor. Hem de Hürriyet gazetesi tarafından...

***

"PKK ve FETÖ ile ilişkiler" deyince, ilk aklınıza gelen kelimeler nedir? Bebek katilleri, katliam, köy baskını gibi eylemler gelir tabii...

Başka?

Oslo'da PKK ile masaya oturup eyalet sistemi pazarlığı, Habur'da çadır mahkemesi kurup terörist karşılaması yapmak, Dolmabahçe'de HDP ile buluşarak Abdullah Öcalan'ın yazdığı 10 maddelik metni onaylamak...

Bunlar kimin işi?

Yine bugün FETÖ denilen cemaati, orduya, yargıya, emniyete, üniversitelere kim yerleştirdi? CHP mi?

CHP ne zaman iktidar oldu da bu işleri yaptı?

***

Bunları bir tarafa bırakalım! PKK adına konuşan Murat Karayılan'ın açıklamaları 2008 yılında Taraf gazetesinde yayınlanmıştı.

Karayılan, "Türkiyelilik üst kimliği altında tüm halkların hassasiyetini dikkate alan, kültürel özgürlükleri garanti eden, tüm kesimleri ortak paydada birleştiren bir proje sorunu çözer" diyordu.

10 yıl boyunca "Türk yerine Türkiyeli diyelim" propagandasını yapan siyasetçi kimdi peki?

2009 yılı Temmuz ayı sonunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk kimliği yerine Türkiyeli kimliğini yerleştirme çabalarını da hatırlatarak şöyle demişti:

"Amaç, Türkiye Cumhuriyeti'nin millî devlet niteliğini ve üniter siyasi yapısını tasfiye süreci başlatılmasıdır.

Bu süreçte 'Türkiyelilik' kavramı millî kimliğin yerini alacak, iki dilli eğitim ve kamu hizmetine geçilecek, eyaletler sisteminin alt yapısı hazırlanacak ve teröristlere siyasi af çıkarılarak ihanet ödüllendirilecektir.

Kılavuzu Öcalan, taşeronu Erdoğan olan PKK patentli bu bölünme projesinin Türkiye'nin hayrına olmadığı açıktır. Bu teslimiyet projesinin toplumsal vicdanda karşılığı ve desteği bulunmamaktadır."

Peki şimdi Erdoğan ve Bahçeli'yi "devletin bekası" kavramında buluşturan nedir?

Halkın bunu bilme hakkı yok mu?

***

Son Anayasa değişikliği sırasında Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı Mehmet Uçum, "Bu reform süreci, 'Türkiye milletinin inşa süreci'ni tamamlayıp güvence altına alabilir. Yani 'dışlayıcı ve baskıcı Türk milleti'nden 'kapsayıcı ve özgürleştirici Türkiye milleti'ne geçiş sürecinde Kürt sorununun kalıcı çözümünün gerçekleşeceği bir siyasal realite söz konusudur." demedi mi?

Uçum, "Yeni Anayasa ihtiyacımız bu değişiklikten sonra çok daha güçlü hale gelecek. Sayın Bahçeli, 'merdiven teorisi' açıklaması yaptı, 'Türkiye'nin hukuk ihtiyacını adım adım karşılayalım' dedi. Bu iş birlikleri devam ettirilirse MHP ile birlikte yürünebilir. Gelecekte çok farklı siyasi aktörler de yeni anayasal sistem değişikliğinde rol alabilir." demedi mi?

Yani, "MHP, Türk Milletinden Türkiye Milletine doğru gelirse sorun çıkmaz, gelmezse başka destekçilerle hedefe yürürüz" demiş olmadı mı?

***

Karayılan ne diyordu peki?

"Türkiyelilik üst kimliği sorunu çözer" diyordu değil mi?

AKP ve MHP Genel Başkanları, bu paralelliği seçmene açıklamak durumundadır.

Diğer taraftan AKP, her geçen gün Türklükten rahatsız, cumhuriyetten ve laiklikten nefret eden insanlara yetki veriyor. Yani, Türkler ve Türklük AKP iktidarında dışlanıyor. Seçim süresinde ise kendi işlediği suçları karşı tarafa yıkmaya uğraşıyorlar.

Millet İttifakı'ndan, bu konuları derli toplu anlatan bir kişiye rastlamadım!

Yazarın Diğer Yazıları