İşte yeni Anayasa işte yeni maddeler
12 Eylül 1980’de askerî darbe yapan Kenan Evren ve kuvvet komutanları “kurucu meclis” oluşturarak yeni bir anayasa yaptırdılar.
7 Kasım 1982’de halk oylaması yüzde 91,37 oyla kabul edildi.
Bu Anayasa'da 7 kısım, 177 madde ve 16 geçici madde vardı.
O günden bugüne tam 21 kez değişikliğe uğrayarak;
*194 maddesinden 80'i değiştirildi,
*3 madde yürürlükten kaldırıldı,
*Eklenen 3 geçici maddeden 2'si çıkarıldı.
16 Nisan halk oylamasında Yüksek Seçim Kurulu’nun “geçersiz” oyları yasaya aykırı olarak “geçerli” sayma kararı sonucu;
-93 yıllık Parlamenter Rejim sonlandı. Tek Adam Rejimi kabul edildi.
Nasıl olduğuna ilişkin Ahmet Davutoğlu’nun tarihî anılarını dün yazdım.
2002’de tek başına iktidar olan Recep Tayyip Erdoğan’a soruyorum;
-2002- 2023 döneminde Parlamenter Rejim yürürlükte iken ya da,
-Tek Adam Rejimi ile ne istedin de yapamadın?
AKP, Parti hukukçularından aldığım bilgilere göre Erdoğan’ın yeni Anayasa ile hedefleri şöyle;
- Yüzde 50+1 barajını değiştirmek ve en çok oy alan 2 adayın ikinci turda yarışması hükmü geliyor.
- Seçilmiş Cumhurbaşkanının iki yardımcısı ile birlikte seçilmesi sağlanıyor.
- Anayasa Mahkemesi’nin yetkileri sınırlanıyor ve “Yüksek Mahkeme” statüsünden çıkarılıyor. Cumhurbaşkanı kabinesinin çıkardığı Meclis’in onayladığı yasaların “Anayasaya aykırılık” denetimine tabi olmaması sağlanıyor.
- Siyasi parti kapatarak, siyasetçilerin yargılanması için, "Yüce Divan" adlı mahkeme kuruluyor.
- Türban serbestliğinin Anayasa’da yer alması ve ancak üçte iki çoğunlukla değiştirilmesi.
- Cumhurbaşkanı yeminindeki “Tarafsızlık” ilkesinin kaldırılması.
- TBMM Başkanı'na arabuluculuk görevi verilmesi. 100 yıl önce kuruluş ilkelerinden "Millî birliği sağlama" amacıyla cumhurbaşkanından alınan "tarafsız" ilkesi Meclis Başkanı'na veriliyor.
- Yasama, yürütme ve yargı başlıkları ile "Cumhuriyetin Temel Organları", yeniden yapılandırılıyor. Yüksek mahkemeler yeniden tanımlanıyor.
- Meclis için başkanına “tarafsız” görevi verilirken Meclis’e de "Millî birliği sağlama" yükümlülüğü veriliyor.
- Yürütmenin başı Cumhurbaşkanı için "Kurumsallaşmış başkanlık sistemi" ile yasa çıkarıp Meclis onayına sunması ve salt çoğunluk ile kabulü halinde “Anayasaya aykırılık” için AYM’ye gidilememesi sağlanıyor.
- Milletvekillerinin dokunulmazlığı ve kaldırılmasına bağlı milletvekilliğinden düşürülmesi kolaylaştırılıyor.
- Cumhurbaşkanlığı, “Başkan" ve "İdare" olarak yapılanıyor.
- Başkanlık kabinesi anayasal statüye dâhil edilirken, milletvekillerinin de bakan olabilme imkânı getiriliyor.
- "Türkiye Diyanet Kurumu" adı altında il ve ilçelerde daha güçlü yapılandırma ve kadrolaşma sağlanıyor.
- Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilerinin çatışmasını önleyecek yeni anayasal hüküm getiriliyor.
- Sadece bütçenin değil, Başkanlık Hükümet Programı'nın da Meclise sunulması sağlanıyor.
- Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulması için Mecliste aranan beşte üç çoğunluk salt çoğunluk olarak düzenleniyor.
- Cumhurbaşkanına uluslararası anlaşmaların iptali ve onaylaması konunda yetki veriliyor. Bu karar da Mecliste salt çoğunluk ile yasalaşacak.
Bu doğrultuda akla gelen sorular şunlar;
-Anayasa’daki “Türk Vatandaşlığı” tanımı nasıl ifade edilecek?
-“Türk Milleti” ifadesi nasıl değişecek?
-“Laiklik ilkesi” nasıl korunacak?
-“Ulus devlet” tanımı kalkacak mı?
-“Bölgesel Yönetim” yani federasyonlara bölünme olanağı sağlanacak mı?
-“Din ve vicdan hürriyeti” maddesindeki tanımlar değişecek mi?
-1982 anayasası ile sınırlandırılan çalışanların “Grev Hakkı” 1980 öncesindeki gibi yasal hakka kavuşacak mı?
-“Sığınmacılar” ve “Türk Vatandaşlığı verilenler” konusunda düzenleme yapılacak mı?
Göçmen sorunu çözülmeden ve sığınmacıların oy kullanma hakkı devam ederken “Parlamenter Rejim” kabul edilmeden yeni Anayasa asla düşünülmemelidir.