Beşiktaş’ın Galatasaray galibiyeti Kadıköy’de nasıl deprem yarattı?
Gürel Yurttaş / YENİÇAĞ
Beşiktaş orta sahada bol top kaybıyla başladı maça. Galatasaray ise daha etkili, daha işini bilen bir takım görünümündeydi.
İlk yarının son bölümünde ise Beşiktaş daha iyiydi oyun olarak. Baskı kurdu, gol aradı.
İki takım da ilk yarıda istediği gibi oynayamadı anlayacağınız.
İlk 20 dakika top kaybetmede rekor kıran siyah beyazlı takıma karşı Galatasaray ilk atakta golü buldu. 20. dakikada Oliveira'nın pasına sağ kanatta hareketlenen Rashica, içeri çevirdi, altıpasın önünde Icardi, klasik vuruşunu yaptı ve Mert'i çaresiz bıraktı.
Bu gol Beşiktaş'ı uyandırdı sanki.
Özellikle Gedson Fernandes'in orta sahadaki gayreti bu alanda üstünlüğün siyah beyazlı takıma geçmesine yol açtı. Bir de Rosier etkili ataklar yaptı. Redmond da. 30. dakikada Redmond'un Abdülkerim'den sıyrılıp yaptığı ortaya Cenk'in kafa vuruşunda auta çıktı top. Bu ilk tehlikesiydi Beşiktaş'ın. 35'te de beraberliği sağladı zaten. Masuaku'nun soldan kullandığı kornerde penaltı noktası yakınında Saiss, yaptığı kafa vuruşuyla topu filelere gönderdi: 1-1.
Bu kornerde en çok dikkatimi çeken sahanın en uzun boylu adamı Colley'i sahanın en kısa adamı Torreira'nın tutmaya çalışmasıydı. O onu tutarken, Aboubakar'ı da iki kişi tutunca orada boş kalan Saiss rahat bir kafa vuruşu yaptı. Galatasaray adına büyük hataydı.
İlk yarı 1-1 bitti.
Gelelim ikinci yarıya.
Beşiktaş ikinci yarıya çok daha iyi başladı. Orta sahada Gedson Fernandes'in öncülüğünde hakimiyetini kurdu. Sağdan da yine üst üste atak yapmaya başladı. 53 ve 55'te Aboubakar'ın vuruşlarından sonuç alamadı. 56'da Cenk bu kez auta attı.
Bu atakların Galatasaray savunmasını şaşırttığı belliydi. Okan Buruk tam değişiklik yapacaktı ki gol geldi. 58'de Muslera'dan topu alan Oliveira arkadan gelen Hadziahmetovic'e kaptırdı. Bu futbolcu da karşı karşıya kaldığı anda Muslera'nın sağından topu filelere yolladı: 2-1.
Golden sonra yaptı Buruk değişiklikleri. Oliveira ile sahada hiç gözükmeyen Mertens'i aldı. Fredrik Midtsjö ve Zaniolo girdi. Bir kaç dakika önce yapsaydı değişiklikleri belki de yemeyecekti ikinci golü. Yalnız savunduğu kanat otobana dönen Adekugbe'nin hala oyunda kalması enteresan geldi bana.
71'de de Barış Alper Yılmaz ve Dubois girdi Galatasaray'da oyuna. Adekugbe'ye o da dayanamadı daha fazla. Bir de Raschica'ya. İkisini de aldı dışarıya. Okan Buruk her şeyi yapıyordu yani.
Bu değişiliklerden sonra Galatasaray oyunu Beşiktaş yarı alanına yıktı. Daha doğrusu Beşiktaş da kendi sahasına çekildi. Bazı oyuncularda yorgunluk da görülüyordu. Şenol Güneş'in değişiklik yapmak için neden bu kadar beklediğini bilemedim doğrusu.
O değişiklikler 83'te geldi. Cenk Tosun ve sakat oynayan Salih'in yerine Tayfur ve Necip girdi. 90'da da Amir Hadziahmetovic'in yerine Maxim'i aldı Şenol hoca.
Galatasaray son dakikalarda topuyla tüfeği ile saldırdı. Hatta Torreira'yı da aldı kenara uzatmalarda, Yunus'u soktu Okan Buruk. Artık defansı bırakmıştı, ille de gol istiyordu. Beşiktaş ise galibiyeti korumak adına hücum oyuncularını bile defansa çekti.
Ama 3. golü de attı. Ani atakta yine sağdan Rosier'in pasıyla buluşan Aboubakar çaprazdan ceza alanı içinde çok sert vurdu: 3-1.
Artık Beşiktaş tribünleri coşku içindeydi. Galatasaray ise şaşkınlık!
Öyle bir sonuç ki bu. Ligin kaderiyle oynadı Beşiktaş.
Öyle bir sonuç ki bu. Kartlar yeniden dağıtılıyor şimdi.
Fenerbahçe de en az Galatasaray kadar şampiyonluk yarışında şanslı şimdi.
Elbette Beşiktaş'ın da şansı var.
Tebrikler Beşiktaş.
Geçmiş olsun Galatasaray.
Zaferin kahramanları başta Gedson Fernandes elbette ki. Rosier de öyle. Salih'i de beğendim. Redmond'u da. Amir Hadziahmetovic'i de unutmayalım.
Beni en çok sevindiren hakem Ali Şansalan elbette ki. Tartışmalı bir pozisyon yok çok şükür. Kimse bir şey diyemez Beşiktaş'ın bu zaferine.