​​​​​​​İstanbul senaryoları!

Tayyip Erdoğan, aniden Tunus'a gitti. Çünkü Akdeniz'de bir anlaşma imzalanan Libya hükümetini ayakta tutmak için Tunus'un desteği gerekiyor. Bu önemli çaba sürerken, biz yine 2004 yılında bu sütunda yayınladığımız İstanbul senaryolarını hatırlayalım:

ABD askeri ve ekonomik, AB ise siyasi baskıyla, Türkiye'yi federe devletlere bölmeye çalışıyor. AB çevrelerinin öngörüsüne göre kurulması öngörülen federe devletlerin adları şöyledir: Trakya, Bitinya, Misiya, Lidya, Karya, Likya, Pamfilya, Firikya, Kilikya, Kapadokya, Galatya, Paflagonya, Pont, Ermeniya, Antakya, Mezopotamya!

***

ABD, İstanbul'daki "NATO'ya tahsis edilmiş" 3. Kolordu'nun Afganistan'a gönderilmesini istemiş, 1 Mart tezkeresi ile de İstanbul'daki Sabiha Gökcen Havaalanı'na yerleşmeye çalışmıştı.

2003 Nisan ayında Akşam muhabiri Ercan Yavuz'un haberine göre, Kamu Yönetimi Reformu için İsviçre Kanton Modeli ile İtalyan Birlik Modeli örnek alınmıştı.

Buna göre, İstanbul'un iki yakası, birbirinden bağımsız, iki süper başkan tarafından yönetilecekti. Avrupa yakası için "Rumeli Başkanı" Anadolu yakası için de "Anadolu Başkanı" sıfatı düşünülüyordu!

***

Bir de AKP iktidarının desteğiyle hazırlanan "Türkiye Markası Projesi" adıyla hazırlanan sözde turizm projesi vardı.

Proje çerçevesinde, "İstanbul Markası" incelenirken Napolyon'un "Bir dünya imparatorluğu kurulsa başkenti İstanbul olurdu" sözü hatırlatıldıktan sonra, "Matematiksel modellemelerle dünya merkezi olabilecek şehirlerin belirlenmesi amacıyla yapılan bir araştırmada İstanbul, Tel Aviv ve Kahire ile birlikte 'dünya merkezi olabilecek bir şehir' olarak belirlenmiştir" deniliyordu.

Sanki ABD'nin İstinye'deki Başkonsolosluk binası da bu türde bir hazırlığın eseriydi.

Projenin "İstanbul markası" bölümünde, "İstanbul, Müslümanlık Türklük gibi negatif çağrışımları olan kavramlardan soyutlanarak ele alınabilecek bir değerdir" deniliyor ve Ayasofya ön planda tutuluyordu.

Bu proje Yeni Şafak gazetesinde sürmanşetten "Tanıtımda devrim" diye duyurulmuştu...

Aslında İstanbul üzerine senaryolar, Tansu Çiller döneminde ısıtılmıştı. Ertuğrul Özkök, Çiller'in İstanbul'u başkent yapma fikrini gündeme getirmesini istemişti... Mesut Yılmaz'a verilen federasyon plânlarında ise İstanbul ayrı bir devlet haline getiriliyordu...

Sertap Erener de Eurovision şarkısında, arkasındaki Ayasofya siluetini kullanıyor ve Avrupa'ya, İngilizce olarak Harem dairesinden "Filmi başa saralım" diye sesleniyordu!

Rum kökenli olduğu anlaşılan bir şair de İstanbul'un fethinin 550'nci yılında Gülhane'deki edebiyat buluşmasında Bizans'ın dirileceğine dair sayıklamalarını paylaşıyordu.

***

Türkiye coğrafyasını Rio Tinto şirketi ile stratejik işbirliği yaparak paylaşan AMDL adlı şirketin raporunda ise "Türkiye Federal Devleti" deniliyordu.

Eski BM Genel Sekreteri Butros Gali ise İstanbul'daki Habitat Toplantısı'nda, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yanıbaşındayken "Türkiye Federal Cumhuriyeti" ve "İstanbul Federe Devleti" gibi ifadeler kullanmıştı.

İşte AKP'ye uygulatılmak istenen kanton modeli, böyle bir planın ürünüydü ve Erdoğan'a 2001 yılında gönderilen gizli memorandum da bunun açık belgelerinden biriydi... Memorandumda, "Ankara, merkezi hükümetin yetkilerini yerel yönetimlere devretmek zorundadır." deniliyordu.

***

Büyük Ortadoğu Devleti'nin başkenti olarak düşünülen İstanbul, turizm projesinde ise 3 dinin kutsal mekânı olarak gösteriliyordu!

Yahudilerin yeni bir yorumuna göre, vaad edilmiş topraklar; Tevrat'taki gibi Nil'den Fırat'a kadar uzanan bölgeyi değil, Nil Nehri ile İstanbul Boğazı arasındaki bölgeyi kapsıyordu.

Ve Aytunç Altındal'ın dikkat çektiği bir belge vardı:

1909 yılında ABD, İngiltere ve Fransa'nın üzerinde mutabakata vardığı bir istihbarat belgesine göre İstanbul bir dünya devleti yapılacaktı. Bu veriler ışığında diyebiliriz ki Kanal İstanbul, çok daha büyük bir projenin ilk adımıdır!

Yazarın Diğer Yazıları