İstanbul ile birlikte kontrolü kaybettiler!

AKP'nin, İstanbul'u, Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanan Ekrem İmamoğlu'na teslim etmemek için, akıl mantık ve daha önemlisi hukuk dışı yollara başvurması, Büyükçekmece'de olduğu gibi doğrudan seçmenin evine polis göndermesi, diğer ilçelerde ise sandıklarda görev yapanlar üzerinde soruşturma baskısı kurması, neyin işaretidir?

Bu konuda bana gönderilen veya medyada çıkan önemli mesajlar, yorumlar ve yazılar var.

Ergün Tuneyli diyor ki, "İstanbul'un rantını elden kaçırmanın telâşı, şaşkınlığı içinde artık ne yaptıklarını, ne konuştuklarını bilmiyorlar; kontrolü iyice kaybettiler. Denge, denetim, fren sistemi olmadan sadece bir kişinin alacağı keyfi kararlar yurt dışında da tereddütle karşılanıp güvensizliğe sebep oluşturur ve dış yatırımcı gelmez, döviz açığı oluşur ve Türkiye üretemez, kendini besleyemez, ayakta kalamaz duruma düşer.

82 milyon nüfuslu çok zor bir coğrafyada bulunan Türkiye'nin bir kişinin akıl, beyin, beden, ruh sağlığına kapasitesine, keyfine teslim edilmiş olması, çok büyük risk ve tehlike oluşturuyor."

Sosyal medyadaki mesajları ile tanınan ve AKP'ye verdiği destekle bilinen ancak Türklük konusunda da hassas olan Ömer Turan, "Muhafazakâr liberallik yani İslâmcılık bitmiştir. Sadece Türkiye'de değil tüm İslâm dünyasında bitmiştir. Yeni devir, muhafazakâr milliyetçilik yani mukaddesatçılık üzerinden yükselecek. Artık Türk devleti, Türk milleti, Türk ordusu ile barışık yerli bir muhafazakârlık öne çıkacak." diye bir mesaj yayınladı.

***

Mustafa Temizer ise bana gönderdiği makalesinde "31 Mart'ta kim neyi kaybetti?" sorusunu cevaplandırıyor:

"AKP'yi kendi hikâyesi yendi, AKP kendi hikâyesinin altında kaldı. Çünkü AKP'nin anlatılan hikâyesi 'Mekkeli bir yetimin' hikâyesinden ilham alıyordu. AKP Mekkeli o yetimi unuttu. AKP'yi Hz. Ömer'in hususî hayatında kullanmadığı devletin mumunun alevleri yaktı. AKP o mumun alevleri altında kaldı…

Haksızlığa mâruz kaldığında haykıran AKP, başkalarına yapılan haksızlıklar karşısında hep sustu. 'Haksızlık karşısında suskun kalan şeytandır' sözünün hikmetini unuttu. AKP aslında neleri kaybettiğinin farkında değil… AKP ölçüsünü kaybetti. AKP adalet duygusunu kaybetti. AKP, millete anlattığı hikâyesini kaybetti. AKP oturup kaybettiği belediyelere değil asıl bu kaybettiklerine ağlamalı. AKP kaybetti... Kaybetmekle kalmadı, savunduğu tüm değerleri de yıprattı."

***

Odatv'de yazan Kerem Çalışkan da "Erdoğan kaybetti" diyor:

"YSK'nın karar vermek için son 2 günü ve 2 seçeneği var.

1- Ya Mazbatayı, İstanbul'u 13 bin farkla kazanan Ekrem İmamoğlu'na verecek.

2- Ya da İstanbul seçiminin 2 Haziran'da yenilenmesine karar verecek.

YSK hangi kararı verirse versin Erdoğan kaybedecek.

YSK mazbatayı İmamoğlu'na verirse…

Erdoğan, 25 yıldır elinde tuttuğu İstanbul'u kaybedecek.

AKP'de derin bir hayal kırıklığı ve çözülme yaşanacak…

YSK İstanbul'da seçim yenileme kararı verirse,

Erdoğan fena halde imaj ve prestij kaybedecek.

Dünyada 'otokrat', 'diktatör', 'baskıcı lider' imajı pekişecek. Gayrimeşru ve anti-demokratik bir platforma sürüklenecek. Emperyalizm Erdoğan'ı şu anda bu sathı maile doğru itiyor.

Seçim yapılırsa ve Erdoğan, beklendiği gibi daha ağır bir tokat yerse Türkiye'yi yönetemez 'topal ördek' durumuna düşecek.

Seçimi AKP kazansa bile 'İptal edip zorla kazandılar!' imajıyla ülkeyi yönetmekte zorlanacak."

***

Yine de Deniz Baykal'ın söylediği gibi Türkiye'nin ufku açıldı artık:

"Çok güzel bir gelecek gözüküyor. Ufkunu açtı Türkiye… Bir bakarsın millet, devreye giriyor, ülkenin üzerindeki bulutlar dağılıyor..."

Yazarın Diğer Yazıları