İşsiz kalanların durumu ne olacak?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, korona virüs salgını sebebiyle hazırlanan ekonomik paketi açıklarken, "en düşük emekli aylığı 1500 TL olacak" dedi.
Okurumuz M.Metin ise "Erdoğan, iki sene önce seçimlerde '1500 TL'nin altında emekli maaşı kalmadı' diyordu. Şimdi ise 1500 TL'nin altındaki emekli aylıklarını 1500 TL'ye yükselteceğini söylüyor" diye bir hatırlatmada bulundu.
Erdoğan o dönemde, "Az sayıdaki istisna haricinde asgari ücretin altında emekli maaşı alan bulunmuyor" demişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise "SGK verileri, Erdoğan'ın açıklamasını doğrulamıyor. 255 bin kişi 1000 liranın, 5 milyon 558 bin kişi de asgari ücretin altında emekli aylığı alıyor. 127 bin 540 kişinin emekli aylığı ise 700 liranın bile altında." diye cevap vermişti.
***
Bu notu paylaştıktan sonra asıl konuya geçelim... Ekonomik pakette "Krizden en çok etkilenen hizmetler sektöründeki işverenlerin vergi yükümlülükleri, SGK primlerini ve kredi borçları ertelenecek." deniliyor.
İyi de pratikte, özel sektör, çalışanlara ücretsiz izin vermeye başladı. İşten çıkarmalar da var. Tabi, bu konuda henüz bir veri yok ama yaşanan gerçekleri herkes görüyor. Sadece çalışanlar değil, herkes işsiz!
Ayrıca devlet vergi ve SGK primi toplayamazsa, emekli maaşlarını ödemekte zorlanmaz mı?
Bu itibarla, konuyu bütün olarak ele almak gerekiyor.
ABD'de Trump, her vatandaşa 1000 Dolar verileceğini söyledi ve 1.5 trilyon dolarlık kriz bütçesi oluşturulacağını açıkladı. Avrupa'da da benzer uygulamalar söz konusu…
Türkiye'de vatandaşa doğrudan para vermek gibi bir uygulama yok ama bankaların emekli maaşı alanlara verdiği promosyon paralarının yatırılması ve bayram ikramiyesinin Nisan başına alınması bu kesime biraz nefes aldıracaktır.
***
Vatandaşa para dağıtılması, "vatandaşlık maaşı" konusunu akla getiriyor.
Almanya'da 2008 yılında, Merkel hükümetinin koalisyon ortağı olan Sosyal Demokrat Parti'nin Genel Başkan yardımcısı Andrea Nahles, alışveriş yapmak şartıyla yetişkin olan her Alman vatandaşının cebine 500 Avro para konulmasını önermişti.
ABD'de ise Obama yönetimi, orta sınıfın vergilerini indirmek ve böylece geniş kitlelerin harcamalarını sürdürmek ve yol, köprü, baraj gibi istihdam yaratıcı projeleri desteklemek için kaynak ayırmaya karar vermişti.
Türkiye'de ise 2002'den sonraki seçimlerde, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Haydar Baş "Her vatandaşa maaş bağlayacağım" diyordu. Deniz Baykal da kısmen benzer vaatlerde bulunmuştu.
Bu politikaları, Keynes 1929'da İngiltere'ye önermiş ama Almanya uygulamış ve başarmıştı.
Son seçimlerde de bu konu tartışılmış, Meral Akşener, "İş bulamadığımız vatandaşlara vatandaşlık maaşı bağlayacağım" demişti.
Dünyada vatandaşlık maaşı veren ülkeler de var ama işsizlik sigortası yaygınlaşınca bu projeler rafa kaldırılmaya başlandı.
***
Devletin işsiz vatandaşına para ödeyebilmesi için ekonomik çarkların dönmesi gerekir. Şu anda bütün sistem durduğuna, kitleler işsiz kaldığına göre, ancak para basılarak, böyle bir yola gidilebilir.
ABD, Dolar basarak krizleri ötelemeye çalışıyor. Dünya Dolar kullandığı için, ABD'de sorun yaşanmıyor. Türkiye, projesiz para bassa, enflasyon yükselir. Dolayısıyla, başka bir çözüm bulmak gerekir. Meselâ, yurt dışına kaçırılan ihale komisyonları geri getirilebilir mi? Bu yolun denendiğini ama Dolar taşıyan gemilere ABD'nin el koyduğunu yazanlar var! Velhasıl acil bir çözüm şart.
NOT: Okurlarımızdan Kemal Akın, dünkü yazımda, korona virüsten dolayı eşcinselleri sorumlu tutan Meir Mazuz'un "ortodoks lider" değil bir "haham" olduğunu tespit etmiş. Anlaşılıyor ki "ortodoks lider" ifadesi, gelenekçi, muhafazakâr anlamında kullanılmış... "Ortodoks Yahudiler" gibi...