İsrail'in ince hesabı
Dünya gerçekten çok garip bir noktaya geldi. Ekonomi, savaşların yerini aldı.
Birbirine düşman ülkeler bile konu ekonomi olunca, bir noktada buluşuyor.
Bunu halklar istemese de ülkeyi yönetenler ister istemez gerçekleştiriyorlar.
Son günlerde Türkiye’nin gündeminde sınır bölgesi ve mayınlı araziler var.
Arazilere İsrailliler talip.
Daha önce de talip oldular.
Hiç kimsenin vermediği rakam ile ekonomik krizle boğuşan Türkiye’ye adeta ahlaksız teklif sunuyorlar.
Türk halkı öfkeli.
Hükümet ise çaresiz ama hevesli.
Hem çaresiz hem hevesli nasıl derseniz, olaya AKP’li gözlüğü ile bakmanız lazım.
İsrail neden mayınlı arazileri istiyor?
Organik tarım yaparak dünya insanlarının daha sağlıklı beslenmesi için mi?
O kadarını bilemiyoruz.
Ancak bir gerçek var ki, bu araziler üzerinde İsrail’in ciddi hesapları var.
İsrail Büyükelçisi apar topar Şanlıurfa’ya gitti. Gidiş gerekçesini ilk atandığında kendilerini ziyaret eden Şanlıurfa Valisi’ne iadeyi ziyarette bulunmak.
Bir Vali ile İsrailli elçinin dostluğu oldukça ilginç.
İsrail Elçisi’ni gazeteciler rahat bırakmıyor ve mayınlı araziler konusunda sorular art arda geliyor.
Elçi öfkeleniyor; bu İsrail fobisinden kurtulun artık diye tersleniyor...
Bu açıklamanın yapıldığı anlarda da Başbakan konuşuyor; “Sermaye sarmayedir. İsrail’i veya milliyeti olmaz.”
Bir vali, bir elçi ve bir Başbakan.
Ortada ise Suriye sınırı ve binlerce kilometrelik bir alan.
Bu konuşmalar bana, yıllar önce yaşadığım bir olayı hatırlattı.
Yer Adıyaman. İle 80 kilometre uzaklıkta bir köy. Bu köyün bir özelliği tarihi mezarlığın olması. O dönem Adıyaman’a üç kişi geliyor ve bu köye gidip toprak örnekleri alıyolar. Muhtar da yanlarında. 1 hafta sonra tekrar dönüyorlar.
Burada yüksek verimli nohut ekimi yapacağız diyerek köylüye yüklü miktarda para veriyorlar. Üstelik işsiz gençlere de iş alanı.
Sonunda tarla sürülüyor, ekiliyor ve bir sabah kalkıyorlar ki ortada kimse yok. Nohut ekilen alanlar darmadağın.
Meğerse o tarihi mezarlıkta hazine aramışlar ve bulmuşlar. Commanege Krallığı’na ait çok degerli hazine organik nohut ekim bahanesi ile soyulmuştu.
O dönem kaçırılan hazinelerin çok az bir bölümü İstanbul’da yakalandı. Ama değer biçilemeyen hazineler bir süre sonra Londra’da ortaya çıktı.
İşte İsrail’in sınırda organik tarım hevesinin de arkası, tıpkı Adıyaman’daki bu organik nohut ekim işine benziyor.
Bunun altında elbette bir hesap kitap var.
Bu hesabın içinde İsrail’in düşmanı Suriye mi var, yoksa Türkiye mi bilinmez.
Bunu ancak o bölgede organik tarım yapacaklar bilir.
Bir sabah uyandığımızda bunun gerçek nedenini öğrenmiş olacağız.
Geç de olsa..