Geçen hafta gazetelerde ilginç bir konuşma metni yayımlandı.
Birleşmiş Milletler’in İsrail saldırılarına dur demek için toplandığı gün İsrail Başbakanı, ABD Başkanı Bush’u arıyor. Bush Kongre’de konuşma yapıyor. Telefona yardımcısı çıkıyor. İsrail Başbakanı Ehud Olmert, sert bir çıkış yaparak bana hemen başkanı çağırın diyor.
Dünyanın jandarması ABD’nin Başkanı, Kongre’deki konuşmasını kesiyor ve İsrail Başbakanı’nın telefonuna koşuyor.
Küçücük bir ülkenin başbakanı koca bir ülkenin başkanına adeta fırça çekiyor. Sonunda karar BM’den çıkmıyor.
Bu ABD’deki örnek.
Bir de diğer örnekler var.
İngiltere, Almanya ve Fransa...
İnsan hakları ile yatıp kalkan bu Avrupa devi 3 ülke de adeta kabuğuna çekilmiş ve tepkisini cılız bir sesle yapıyor.
Amaç belli:
Aman İsrail kızmasın!
Gelelim Türkiye’ye...
Türkiye sadece bağırıp çağırıyor.
Okullarda saygı duruşu ile tepkisini belli ediyor.
Ama iş diplomatik tepkiye gelince bir anda sus pus oluyor.
Başbakan öfkeli. Ancak bu öfkesi İsrail’den çok, “İsrail ile ilişkileri kes!” diyen eski politikacılara: “Siz niye kesmediniz?”
Bu yanıt aslında Türkiye’nin de tıpkı ABD ve diğer Avrupa ülkeleri gibi İsrail’den nasıl korktuğunu gösteriyor.
Siz İslamiyet’in doğduğu kutsal toprakları yöneten Suudi Arabistan’ın tepkisini duydunuz mu? Dahası hiç ortalıkta gördünüz mü?
Eskiden bir Mısır tepki verirdi, şimdi onun da sesi çıkmıyor.
İsrail asıyor, kesiyor, bombalayarak yakıp kül ediyor.
Dünya ise sadece seyredip ağlıyor.
Peki neden? Bu çaresizliğin nedeni nedir?
Dünya İsrail’den neden korkuyor?
Bunun tek nedeni ekonomidir.
Küresel bir sistem sürdüren sermayedir. Tarihini Fenikelilere kadar sürdüren Yahudi sermaye sistemi, emeği ticarete, ticareti paraya dönüştürerek tek bir merkezde toplamıştır. Toplanan bu merkezden de dünyada kurulan ticaret ağında dolaşmaktadır.
Günümüzü ilgilendiren kısmıyla Yahudi sermayesi; 70’lerden sonra petrol krizi ile birlikte başlayan dönemde bütün sermayeyi dolar üzerine yönlendirerek dünya ekonomik sistemini New York ve Londra gibi belli noktalarda merkezileşmiştir.
Sinemadan, gıdaya, silaha daha pek çok sektöre el atan Yahudi sermaye grupları sadece ekonomik faaliyet göstermemiş, pek çok politik olaya parmağını sokmuştur. Avrupa’nın ve Amerika’nın endüstrileşmesinde önemli payı olan Yahudi sermayesi sayesinde kurulan Yahudi lobileri, birer siyasi güç unsuru olmuştur
İşte bu nedenle derin bir kriz yaşadığımız şu günlerde herkes kendi canının peşinde.
Kimse Gazze’de ölen çocukları ve masum insanları düşünemiyor. Düşünüyor ama kılını kıpırtamıyor.
Çünkü kendisini yöneten İsrail’in kurucuları olan dev sermayedir.
Amerika da dahil hiçbir ülke İsrail’e ciddi bir tepki veremez. Verdiği an bilir ki, Yahudi sermayesi onu cezalandıracaktır.
Bu ceza ise günümüzün en ağır faturası ekonomik krizdir.
İşte bu nedenle İsrail vuruyor, dünya susuyor.
Dünyayı Yahudi sermayesi yönettikçe susmaya da devam edecektir.
Karl Marks’ın yıllar önce söylediği gibi: Her şeyi ekonomi belirler!
