İsrail Başbakanı Netanyahu’nun 2001 yılında kaydedilen görüntüleri ortaya çıktı.
Görüntülerde Netanyahu, Filistin topraklarını işgal eden ailelerle sohbet ediyor. Kameraların açık olduğunun farkında olmayan politikacı Filistin sorununu çözmenin tek yolunun Filistin’e karşı bir saldırı düzenlemek olduğunu söylüyor. Yanındakiler “ABD bu işe ne der?” diye sorunca “Ben Amerika’nın ne olduğunu biliyorum. Amerika kolaylıkla hareket ettirebileceğiniz bir şey, hem de doğru yönde hareket ettirebileceğiniz bir şey. İnsanın yoluna çıkmazlar” diyor.
Netanyahu’nun gerçek düşüncesini ortaya koyan bu sözler, İsrail’den çok ABD’nin nasıl bir devlet olduğunu açıklıyor. ABD’nin kurucuları ve hemen hemen bütün başkanları Yahudi asıllı olduğuna göre Netanyahu’nun sözlerine şaşırmamak gerekir.
Biz, kendi tespitimiz olarak ifade ettiğimizde, kimse bu gerçeğe inanmıyordu. İsrail Başbakanı’na inanırlar herhalde!
***
Burada asıl soru şudur:
ABD, İsrail tarafından kolaylıkla yönlendirilebilir bir ülke ise, ABD yörüngesindeki Türkiye’nin durumu nedir?
Daha dün denilecek zamanlarda gelişen olaylara bakalım.
Yıldız Üniversitesi’nden Gencer Özcan, “Türkiye İsrail İlişkilerinde Dönüşüm” başlıklı incelemesinde, İsrailli yetkililerin bölgesel nitelikteki tehditlerin ABD’nin de içinde bulunacağı bölgesel bir güvenlik düzenlemesi ile cevaplanmasını istediğini bildiriyor.
Özcan’a göre Türkiye-İsrail-ABD arasında üst düzey askeri yetkililerin katılımıyla altı ayda bir gerçekleştirilen Stratejik Diyalog Toplantıları’nda da bu konu ele alınmaktadır.
n Özcan, “GAP Bölge Kalkınma İdaresi, İsrail’de tarımsal geliştirme projeleri yürüten bir hükümet kuruluşu olan Mashav ile tarımsal teknolojilerin bölgede yaygınlaştırılması amacıyla işbirliği içindedir” diyor:
Bilindiği gibi Erdoğan, Cargill firması için defalarca yasa çıkarmış, Suriye sınırındaki mayınlı arazi şeridini İsrail firmasına vermek için olağanüstü gayret göstermişti.
Hatta, “Burada İzak çalışmayacak, Hasan çalışacak, Ahmet, Mehmet çalışacak. İşte buyur bak işsizliği aşıyoruz, istemez misin?” demişti.
***
Tarım Bakanı Sami Güçlü’nün daveti üzerine, 14-15 Temmuz 2004 tarihlerinde, Türkiye’yi ziyaret eden İsrail Başbakan Yardımcısı Ehud Olmert ile imzalanan mutabakat zaptının onaylanması hakkındaki karar, 5 Ekim 2004 tarihli Resmi Gazete’de “Milletlerarası Anlaşma” başlığı altında yayınlanmıştı.
İsrail tarafı, İsrail firmalarının ilgilendiği GAP projelerinin uygulamaya konulmasını Türk yetkililerden talep etmişti.
Türkiye’nin Orta Anadolu’da yürütülen Konya Ovası Projesi çerçevesinde su kaynaklarının geliştirmek için ortak çalışma önerisini de İsrail kabul etmişti.
***
Mehmet Ali Kışlalı, “Bölgeyi çok iyi tanıyan bir Amerikalı meslektaşın genel durum hakkındaki özet değerlendirmesi” ni yazmıştı:
“Obama Türk-İsrail gerginliğinden şikâyetçi değil. Kaygılanmaz. O da İsrail’e baskıya çalışıyor. Türkiye, İsrail için çok önemli. İsrail, ilişkilerin tam bozulmasına izin vermez. Türk Silahlı Kuvvetleri de siviller ne yaparsa yapsın, kendileri de çeşitli vesilede düş kırıklığına uğrasalar da İsrail ile ilişkilerini bozmaz. Bunun dışında şimdi olup bitenler, yanıltıcı gösterilerden ibarettir.”
