İşin sırrı, paranın dolaşım kanallarını değiştirmekte...
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın üniversite sınavları ile ilgili olarak takipsizlik kararını açıkladığı saatlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yalova’da konuşuyordu. Konuşmasının önemli bir bölümünü üniversite sınavlarındaki şifre meselesine ayıran Kılıçdaroğlu, sınava giren gençlere eğer size haksızlık yapıldığına inanıyorsanız, “Annenize, babanıza, amcanıza, teyzenize, dedenize, ‘Bu iktidara oy verirseniz, bana yapılmış haksızlığı onaylamış olursunuz’ deyin” diye hitap ediyordu.
Savcılık “suç unsuruna rastlanmamıştır” dese de karar kimseyi ikna etmiş değil.
Üstelik Kılıçdaroğlu günde iki defa bu konuyu gündeme getiriyor ve ilgili kurumun başkanı hakkında istifa etmediği için ağır sözler kullanıyor. Yani gerek siyasi iktidar, gerekse yargı, artık ayan beyan olan şifre ve hatalı puanlama gibi konularda iyi bir sınav veremedi. Hatta büyük güven erozyonu oluştuğunu da belirtmek gerekir. Başsavcılık, ÖSYM Başkanı hakkında soruşturma izni istese de artık bu güvensizliğin telafisi çok zor..
Zaten Kılıçdaroğlu da “Bir sınavı bile beceremeyen hükûmet, 80 milyonluk Türkiye’yi yönetebilir mi” diye
soruyordu.
***
Yalova, Kılıçdaroğlu’nu coşkulu bir kitle ile karşıladı. Pankartlar yine konuşuyordu:
-Devleti teröristle pazarlığa oturtan sen değil misin?
-Teröriste sayın, şehide kelle diyen sen değil misin?
-Yırtık ayakkabıdan gemiciğe terfi eden Başbakan!
-Edison bile pişman.
-Telefonumu dinleme, derdimi dinle!
-Kaset meraklısı Başbakan..
-Halka din iman, kendilerine han hamam.
-1923 ruhuyla kurulan fabrikaları sattın, şimdi 2023 hayalleri satıyorsun.
-12 Haziran’ı Tayy’ip’le çekiyorum.
-Biz de bu ülkenin sokaklarında büyüdük ama ülkemizi satmadık.
-İthal öğretmen, ithal doktor, ithal angus, ithal AKP!
Üniversite sınavları hakkında da çok sayıda pankart vardı.
***
Kılıçdaroğlu, konuşmalarını, sosyal devlet programına göre düzenlediği için, hedef kitle olarak seçtiği 9 milyon emeklinin, kadınların, gençlerin meselelerine değiniyor. Çalışmak zorunda olan emekliden kesinti yapılmayacağını, intibak yasasının çıkarılacağını, emekliye milli gelirden pay verileceğini söyledikten sonra “Benden başka emeklinin derdine çözüm getireceğini söyleyen genel başkan var mı” diye soruyor.
Kadınlara hitap ederken de, “Size seçme ve seçilme hakkını CHP verdi. Şimdi ekonomik özgürlüğünüzü de verecek” diyerek “aile sigortası” projesini anlatıyor.
Gençlere ise hem sınavlardaki rezaleti anlatıyor, hem de askerliği kısaltacaklarını ve bedelli askerlik paraları ile bütün üniversite gençliğine yetecek kadar öğrenci yurdu yaptıracaklarını söylüyor.
Esnaf, kamyoncu derken Kılıçdaroğlu, kuracakları ekonomik düzenin ana fikrini
açıklıyor:
-Paranın dolaşım kanallarını değiştireceğiz.Parayı halka vereceğiz.Para halkın cebinden çıkacak, yandaşların değil.
Bence işin sırrı da bu zaten. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra bugünkü Kapalıçarşı ve etrafını düzenlerken o zaman boş olan bu bölgeye alışveriş için kimsenin gelmeyeceğini söyleyenlere, “Buradaki esnaf birbirinden alışveriş yapsa yeter” diye cevap vermişti.
Demek ki halkın cebinde ihtiyacını temin edecek kadar para olursa, bu sayede bütün ekonomi harekete geçer. Para ekonominin kanıdır. Kan dolaşımı, sadece yandaşlar için varsa, orada ekonomik durgunluk olur. Bankalar, sadece yandaşlara kan verirse, ekonomi can çekişir.
Bu görüşleri. 1993 yılında yayınlanan Türklüğün Yeni Dünya Düzeni kitabımda genişçe anlattığım için, iktidar adayı bir partinin genel başkanı tarafından telaffuz edilmesini önemli buluyorum.