İşgalcileri davet etmek demokratikleşme oldu!
Dünyanın en büyük barolarından biri olan İstanbul Barosu, önemli bir açıklama yaptı: “Türkiye’yi 1923’ün kuruluş felsefesinden koparacak, çağdaş demokrasi ölçütlerinden yoksun bırakarak ulus devlet olmaktan çıkaracak bir hukuk metni sivil anayasa söylemleriyle toplumun önüne konulmaya çalışılmaktadır. Milli Kurtuluşun önderi, Cumhuriyet’imizin kurucusu, çağdaş Türkiye’nin mimarı Atatürk, devletin kuruluş felsefesinden çıkarılmaya ve toplumsal bellekten silinmeye çalışılmaktadır. Bunun Cumhuriyet’le topyekûn bir hesaplaşma anlamına geldiği anlaşılmalıdır. Ulusumuzun kendisini millet olmaktan çıkarıp yeniden tebaa haline getirmeye yönelik girişimlerin ayırdına varacak demokratik olgunluk içinde olduğundan kimsenin kuşkusu olmamalıdır.”
Görüldüğü gibi, bütün olumsuzluklara rağmen, İstanbul Barosu’nun açıklamasında halka güven var.
***
Okurumuz Ramazan Bayraktar ise “Cumhuriyete darbe vuruldu, sadece çene ile cevap verildi. Çocuklarımızla okullara mı doluştuk, kendi kendimize kutlamak için?
Partiler, üyeleriyle birlikte meydanlara mı döküldü?
Salı günü grupta konuşarak mı korunacak cumhuriyet?” diye soruyor.
***
Onur Öymen, mesajında umutlu olduğunu gösteriyor:
“Cumhuriyet bayramınızı en içten dileklerle kutluyor, Atatürk’ün bu en büyük eserinin ebediyete kadar yaşayacağına olan inancımı dostlarımla paylaşıyorum. İnanıyorum ki, hiç kimse vatandaşlarımızın yüreğindeki Atatürk sevgisini ve cumhuriyet ateşini söndüremeyecektir.”
Aslında, din istismarı yolu ile vatandaşlarımızın bir kısmını Cumhuriyet ideallerinden kopardıklarını biliyoruz. Öyle ki, Cumhuriyet karşıtı bir yazar, Atatürk’ün diktatör, Cumhuriyet’in ise diktatörlük olduğunu iddia ederek “Cumhuriyet’iniz ve bayramınız size kutlu olsun. Biz, kutlamak için demokrasiyi bekleyeceğiz” diyebildi..
Demokrasi deyince Afganistan ve Irak’ın demokratikleştirilmesini hatırlamamız gerekiyor. Sonra Yugoslavya’nın parçalanması, ardından Gürcistan, Ukrayna, Beyaz Rusya, Kırgızistan ve Azerbaycan’da Soros’un beslediği turuncu devrimler veya girişimler, yine ABD ve Türkiye’deki işbirlikçilerin birlikte organize ettiği Tunus, Mısır, Libya darbeleri var. Son olarak demokratikleştirmeye çalıştıkları ülke Suriye! Oradaki muhalifler de serbestçe eylem yapabilmek için Suriye Hava Kuvvetleri’ne uçuş yasağı getirilmesini talep ediyor.. Tıpkı Çekiç Güç’ün yerleştiği Kuzey Irak’ta yaptıkları gibi..
***
Demokratikleşmenin anlamı, artık ülkenize yabancı işgal kuvvetlerini davet etmektir. Sosyalist gelenekten gelen bu yazar ve benzerleri, “hakça paylaşım” söylemlerini unutunca siyasi kişiliklerini yitirdiler.. Şimdi, sözde İslâmcı arkadaşlarıyla birlikte parayı verenin düdüğünü çalıyorlar..
Türk Milleti, sonunda bütün bu gerçekleri görecektir. Mesele zaten burada düğümlenmektedir...