İşçi düşmanlığı ile kriz çözülür mü Tayyip Bey?
1991 yılı Ocak ayında Zonguldak’ın maden işçileri, genel başkanları Şemsi Denizer başkanlığında, “Çankaya’nın şişmanı, işçi düşmanı” sloganıyla Ankara’ya yürüyüşe geçmişlerdi. Turgut Özal, paniğe kapılmış ve yürüyüşü durdurmak için elinden geleni yapmış, Ankara sınırlarına jandarma barikatı kurdurmuştu. İktidara yakın sendikacılar da yürüyüşü durdurmak için ricacı olarak Denizer’e gelmişti.
* * *
Bugünkü Başbakan Tayyip Erdoğan da grev kararı alan Türk-İş için, “Buyursunlar, greve gitsinler” diyebiliyor.
Öyle diyor ama bu grevin AKP iktidarını baş aşağı edecek hareketin başlangıcı olmasından da korkuyor!
Yoksa ne diye, sendikaya yükleniyor!
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, “Henüz ilgili bakanla görüşmelerimiz sürerken, Başbakan’dan gelen ’vermiyorum, greve git’yaklaşımı, eğer bir restse biz bu resti de görürüz. Çok talihsiz bir açıklama” diye konuştu.
Kumlu, “Başbakan bizi hiçe sayarak gece yarısı işçi kiralamayı öngören ’kölelik’yasasını, sağlığa katılım payı getiren yasayı çıkarıyor” dedi.
Bu arada AKP’li bazı belediyelerin Türk-İş’e mensup işçileri, Hak-İş’e üye olmaya zorladığı da biliniyor. Buna rağmen Hak-İş, Türk-İş’in 7 Temmuz’da yapacağı bir saatlik iş bırakma eylemine destek verileceğini açıkladı.
Hak-İş açıklamasında “Dünya kriz ortamında talep yönlü politikalar oluşturarak önlem almaya çalışırken, krizin teğet geçmediği Türkiye’nin tam tersi cimri politikalar izlemesinin akılcı bir karşılığı yoktur, ayrıca ağır ekonomik koşullar yakıcı bir biçimde devam ederken, kamu işçilerine enflasyon oranında bir zammı bile çok görmek sosyal adalet ilkesine aykırıdır” denildi.
Hak-İş açıklamasında ekonomik krize çözüm yolu da gösteriliyor ama dinleyen kim?
Çözüm, “talep yönlü politikalar oluşturmak!” tır! Yani iç piyasada talebi artırmaktır. Talebi artırmak için de büyük yatırım projeleriniz olacak. Bu projeleri karşılayacak ölçüde para basacaksınız ve istihdamı bu suretle destekleyeceksiniz. İstihdam büyüdükçe, talep de büyüyecek ve ekonominin bütün çarkları hızlı dönmeye başlayacak, ülke ayağa kalkacak!
Fakat, Tayyip Bey nedense bu yolu tartışmaya bile açmıyor! Bunun yerine neredeyse ekonomik krizin suçunu işçilere yükleyecek derecede öfkeli konuşmalar yapıyor!
KESK Genel Başkanı Sami Evren de hükümetin tavrını eleştirerek “Şimdiye kadar defalarca sergiledikleri çirkin yüzleri bir kez daha ortaya çıktı” dedi.
* * *
Bakınız ABD Başkan Yardımcısı Josef Biden bile “Ekonominin ne denli kötü olduğunu yanlış okuduk” diye itirafta bulunuyor ve gelecek aylarda daha fazla istihdam imkânı yaratılacağını ifade ediyor.
Yine Papa 16. Benediktus bile İtalya’da toplanacak G-8 liderlerine, küresel finans kurallarını yeniden yazmaları ve yoksulları ekonomik krizin etkilerinden korumaları çağrısında bulundu. Liderlerin “adil uluslararası ticaret sistemi” oluşturmak için çalışmalarını isteyen Papa, anahtar konulara bütün ülkelerin dahil edilmesi ve çok yanlılığın sadece ekonomi alanında değil, güvenlik, silahsızlanma, sağlık ve çevre koruma gibi alanlarda da güçlendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Küresel sistemin bozukluğunu ABD kabul etti, Papa anlatıyor, Tayyip Bey ise hâlâ bu sisteme bağlanarak krizden çıkılabileceğini zannediyor.