İş birlikçilik ve Yeni Anayasacılık!
Emekli Büyükelçi Müfit Özdeş, Fransa’daki olayların Cezayir bağımsızlık savaşında Fransa ordusu ile iş birliği yapan ve sayıları yüz binlerle ifade edilen ve bir kısmı Fransa’ya yerleştirilmiş Harkilerle doğrudan ilgili olduğunu söyledi. Öldürülen 17 yaşındaki çocuk da Harkilerin torunlarından biri...
Fransa, Cezayir’i terk ederken, kendi halkına karşı Fransa ordusu saflarında savaşan Harkilerin büyük kısmını, kaderleriyle baş başa bırakmış, bunların çoğu bağımsızlık için savaşan Cezayirliler tarafından öldürülmüş, aileleri de ömürlerini hapiste geçirmişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ancak 2021 yılında Harkileri kabul ettiği bir toplantıda Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda Fransa'nın yanında savaşanlara minnettarlığını ifade ederek, “Terk ettiğimiz savaşçılardan, hapse giren ailelerinden özür diliyorum” demişti.
***
Vikipedi’deki “Harkiler” maddesine göre Cezayir bağımsızlık savaşından sonra işbirlikçilerin 260 bini Fransa'ya göç etti. Göç edenlerin çoğunluğu, iş birlikçilerin ailelerinden oluşuyordu. Onlar için artık Cezayir’de yaşamak mümkün değildi...
Afrika Araştırmaları Derneği’nin sitesinde halen yayında olan “Cezayir’de istenmeyen Fransa’da unutulan topluluk: Harki” başlıklı ve Ahmet Kavas imzalı incelemeye göre “Cezayir tarafından tarihinin en zor zamanında işgalci Fransız ordusuna yardım ettikleri için vatandaş olarak kabul edilmeyen ve bir daha anavatanlarını hiç görmemeye mahkûm olan Harkiler, Müslüman kimliğinden vazgeçmedikleri için Fransız devlet adamlarının merhametini bir türlü elde edemedi...”
Bu arada yazıda şu bilgiler de veriliyor:
“Fransızlar Cezayir’i istilaya başlar başlamaz ilk yaptıkları iş, Anadolu’dan buraya gelmiş olan Osmanlı ailelerini Suriye taraflarına sürmek oldu. Yerlerine Avrupa ülkelerinden getirdikleri, 1 milyon fakir köylüyü yerleştirdiler. Bunlar, Cezayir, bağımsızlık savaşının 1962’de sona ermesiyle ülkeyi terk ederek güneybatı Fransa ve Côte d’Azur denen İtalya sınırındaki güneydoğu bölgelerine getirilip yerleştirildiler.
Osmanlı’nın Endülüs’ten kurtardığı ve bir kısmını Cezayir’e yerleştirdiği Yahudiler ise Fransa vatandaşlığına hemen kabul edildi.”
***
Fransa devleti ve Fransızlar, Harkileri hiçbir zaman benimseyemedi. Harkiler, her zaman aşağılandı ve kendilerine verilen gecekondu apartmanlardan ayrılamadı. İşsizlik ve fakirlik bu topluluktaki suç oranını da artırdı.
Fransız polisinin Harkilerin torunlarından 17 yaşında bir çocuğu öldürmesi ise bir devlet operasyonunun başlangıcı olabilir!
Şimdi burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne düşen, ensar-muhacir edebiyatını bir kenara bırakarak ABD koordinasyonuyla Türkiye’ye gönderilen Suriyeliler ile Afgan ordusu askerlerinin 10 yıl sonra, 20 yıl sonra, 40 yıl sonra ne gibi olaylara yol açabileceğini ön görmek ve yol yakınken onları vatanlarına döndürebilmektir...
***
Halk ise, Türkiye’nin nüfus yapısının değiştirilmesinin, Büyük Orta Doğu Projesi’nin gereği olduğunu, bu sebeple Yeni Anayasa’dan bahsedildiğini görmek, anlamak zorundadır.
Bakınız Prof. Dr. Ümit Kocasakal ne diyor:
-Ülkenin onca sorunu varken "Yeni anayasa" diye tutturmak, samimiyetsizdir!
-Hukuka uymayanın, Anayasayı tanımayanın, bırakın "yeni"sini, bir Anayasa'ya ne ihtiyacı olur ki?
-Yeni anayasa" demek, mevcudun ilgası demektir! Bu durumda anayasal/hukuki bir yetki olmaksızın "Anayasayı ilga" açık bir darbedir!
-Burada asıl maksadın sözde "sivillik" maskesi ve perdelemesi ile "eşit-anayasal yurttaşlık" zırvası altında; Türk milletinin egemenliğini sonlandırmak, Atatürk milliyetçiliği ve ilkelerini Anayasadan çıkarmak, üniter yapıyı ve ulus devleti parçalamak, Cumhuriyetin kurucu ilkelerini ortadan kaldırmak, bu şekilde "Türkiyeliliğe!"; federasyona kapı aralamak olduğu açıktır.
***
Kocaeli’nde yabancıların, bıçaklı saldırılarda bulunması, köpek zehirlemesi ne demek? Bu tür olayların anlamını iyi düşünmek gerek...