Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, muhalefetin ve AKP’li milletvekillerinin bir kısmının karşı çıktığı, mayınlı araziyi 49 yıllığına yabancılara devretme imkânı tanıyan yasayı onayladı.
AKP içinden iyi haber alan bir arkadaşım, Taraf gazetesinde yayınlanan ve “irtica ile mücadele planı” denilen belgenin gündemi değiştirdiğini ve Tayyip Erdoğan’a yine mağdur edebiyatı yapma fırsatı verildiğini söyledi ve ekledi:
“Bu olay patlamasaydı, AKP içindeki 60-70 milletvekili, Tayyip Erdoğan’a muhtıra verecekti.”
* * *
Aynı kaynak, “Bu milletvekilleri, önlerine getirilen yasaların hiçbirinin milletin hayrına olmadığının farkında. Hatta, işin içinde oldukları için yasaların hangi dış dayatmalar sonucu TBMM gündemine getirildiğini herkesten iyi biliyorlar. Bu sebeple çok rahatsızlar ve tarihe Türkiye topraklarını yabancılara devreden bir siyasi ekip olarak geçmek istemiyorlar. Her türlü radikal kararı alabilirler. Hatta, MHP yönetimine güvenseler bunların 40 kadarı MHP’ye dahi geçebilir” dedi.
Demek ki Türkiye, irtica belgesi ile meşgul edilirken, hem AKP’deki çatlağın iyice yarılması önlenmiş hem de mayınlı araziyi yabancılara devretmek yasalaştırılmıştır!
Tayyip Erdoğan, AKP’ye yönelik bir saldırı olduğunu öne çıkararak, AKP’li milletvekillerini “Sizi zorla mı milletvekili yaptık” diyerek azarlamış ve gece gündüz çalışarak gündemlerindeki yasaları çıkaracaklarını söyleyebilmiştir.
AKP’li milletvekilleri, böyle çocuk gibi azarlanmayı bakalım daha ne kadar sineye çekecek?
* * *
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, halka hitaben “Bu yasayı çıkarsalar bile uygulatmayın” demiş ve konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini bildirmişti. CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Süha Okay konuyu Anayasa Mahkemesine götüreceklerini tekraren açıkladı.
Meselenin gündem değiştirilmesi ile bağlantısını Anavatan Partisi Genel Başkanı Salih Uzun ortaya koydu: “Cumhurbaşkanı ’cambaza bak’ oyunu oynadı. Gündemde bu kadar hararetli bir tartışma varken, Sayın Cumhurbaşkanı’nın 15 günlük inceleme süresinin sonunu beklemeden yasayı onaylamasını manidar buluyorum. Bu onaylamayı, Türk milletinin dikkatinden kaçırılması olayı olarak görüyorum. Bu yasaya ilişkin tüm kesimlerin endişesi vardı. Sayın Cumhurbaşkanı milletin rızasını değil, Sayın Başbakan’ın rızasını gözetmiştir.”
* * *
Peki Başbakan’ın rızası kimin rızasıdır? Milletin rızası mı, yoksa Merkez Bankası’na 16.9 milyar dolar gönderenlerin rızası mı?
Bilindiği gibi Prof. Dr. Korkut Boratav, odatv’ye önemli bir açıklama yapmış ve “2008’in Ekim’i ile 2009’un Mart’ı arasında Türkiye’ye 16,9 milyar dolar kayıt dışı para girdi. Bu para Merkez Bankası’nın iddia ettiği gibi Varlık Barışı’yla izah edilemez. Merkez Bankası ve hükümet, Türkiye’yi ve bankaları bir finansal çöküntüden büyük ölçüde kurtaran bu dış kaynağın nereden geldiğini açıklamak yükümlülüğü altındadır” demişti.
Bu para Türkiye’ye girdikten sonra Erdoğan’ın mayınlı araziyi yabancılara devretmek için AKP grubunun çatlamasını bile göze alması şüpheli bir durum değil mi?
Bu parayı hangi ülke, hangi ülkenin aracılığı ile ve karşılığında ne alarak gönderdi ve Erdoğan ile Gül, mayınlı araziyi yabancılara devretmek için neden bu kadar istekli davranıyor? Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, neden bu konuda direnmedi ve hatta neden NATO-Namsa’yı işaret etti?
* * *
Türkiye’nin sınırlarını yabancılara devretme planı yapanlar, çok ağır bir suç işlemektedir.
Orduyu ne kadar karıştırırlarsa karıştırsınlar, ordu da millet de sinsi işgalcilere teslim olmayacak, toprağını teslim etmeyecek, herkes bunu böyle bilsin!
