İnsani altın tuvalet
Bence Suud kralına ayıp ettiler. Verdikleri madalyanın bile parasal değeri yok. Oysa İstiklal Madalyası verip, gazi maaşı bağlayıp, yeşil kart da vermeliydiler. Türkiye'nin düşmanlarının AKP tarafından ihya edilmesi artık adet oldu. Bunun da dedeleri, İngiliz'le bir olup, Osmanlıyı arkadan hançerlemişti.
İşin gerçeği, Türk basınında, bazı uluslararası gerçekler yer almıyor nedense. Mesela son günlerde, edepsiz bir televizyon kanalı 11 Eylül saldırısı ile Suudi Arabistan'ın doğrudan bağlantısını gösteren belgeler yayınladı. Belgelerin yakında Obama tarafından yayınlanmasına izin verileceği de yayınladı. "60 Dakika" (Sixthy Minutes) adlı televizyon programındaki belgeler ürkütücü. Bu konu yakında ABD Kongresi'nde de görüşülüp Suudi Arabistan'ın ABD ile müttefikliği tartışılacak.
Şimdi ne oldu bu kadar yıldır adamların baskıcı yönetimlerine gık demeyen ABD, birden bunları düşman ilan etti diye soracaksınız? Cevap; hatırlarsanız, sizlere 1990'lı yıllarda katıldığım ve ABD'nin önümüzdeki 20 yıl içinde uygulayacağı dış politika konusundaki toplantıyı yazmıştım. Orada anahtar kelime, 20 yıl içinde Orta Doğu petrollerinin sona ermesiydi. Washington, Moskova'yı ekonomik açıdan çökertmek amacıyla, Suudi Arabistan'ın petrol üretimi artırırken, petrol fiyatlarını da düşürdü. Böylece Suudi Arabistan, hesaplanandan birkaç yıl daha önce bitti.
***
Bakmayın kralın Mercedes kiralayıp, altın lazımlığını getirmesine. Şu anda herkes Suudi Arabistan'ın ekonomik sıkıntısından söz eden IMF raporunu ve Suudi Arabistan'ın kredi başvurusunu konuşuyor. Oldukça yüksek miktarda para sıkıntıları var anlaşılan. Acaba adam, para bekleyen bizimkilerden, para falan mı istedi.
Ben yazıya oturduğum sırada, ABD Dışişleri Bakanlığı yıllık insan hakları raporunu yayınladı. Biz eskiden bize kaç sayfa ayrıldı diye bakardık. Yani sayfa sayısı, eleştiri miktarını bir bakıma sembolize ederdi. Aklıma bu gelince baktım, Türkiye'ye 74 sayfa ayırmışlar. Hani özel uçakla gelen ve biraz önce eleştirdiğim Suudi Arabistan bile bizden 20 sayfa eksik 54 sayfa. Suriye 55, Irak 69, İran 45 sayfa. Düşünün komşularımızdan beter durumdayız.
Raporda Türkiye için duyulan endişe ve bilmediğiniz bir şey yok. Her gün yaşananlar kağıt üzerine dökülmüş. İnsan hakları raporunu gazetecilere sunan, ABD Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcısı Tom Malinowski, "Daha önce de endişelerimizi dile getirdik, bunu burada da çok defa duydunuz. Gazetecilerin ve akademisyenlerin yargılanmasıyla ilgili çok güçlü endişelerimiz var. İfade özgürlüğü alanının daraltılmasından endişeliyiz. Bu sorunları daha önce de hatta Erdoğan muhalefetteyken de dile getirdik. Önceki dönemlerde Türk hükümeti Erdoğan'ı yargıladığında da dile getirmiştik, hatta ABD Büyükelçiliği davanın takibi için mahkemeye katılmıştı" diye konuştu.
Amerikalı yetkilinin son cümlesi aslında duruşmalara katılan konsoloslara laf atan Erdoğan'ı hedef alıyor. Resmen, Erdoğan'ın duruşmasına Amerikan Büyükelçiliğinin de katıldığı mesajı. Demek istiyorlar ki "o zaman neden itiraz etmedin de şimdi ediyorsunuz." Ayrıca bu rapor bir yerde ABD Başkanı Obama'nın Erdoğan Washington'dayken yaptığı açıklamaların aynı. Söz rapordan açılmışken AB de ağır bir Türkiye raporu açıklayacaktı. Ne ki biz ne ağırları kaldırdık.
***
Her şey bir yana, kaybettiğimiz evlat sayısındaki artışa suskunluk, midemi bulandırıyor. İktidarın kasıtlı ve beceriksiz politikaları yüzünden evlatlarımızı kaybediyoruz. Hepsi bir yana evler, okullar, hastaneler bombalanıyor. Harcanan para, sizin, benim vergilerimiz. İktidar bir mirasyedi, ama müflis bir mirasyedi. Benim dikkatimi çeken, artık bu iktidarın defterinin dürüldüğü, ama ne yazık ki her an iktidara gelmek zorunda kalacak olan muhalefetin ne yapacağı konusunda elinde bir plan olmadığı. Her halde onu da, bunları devireceklerden bekliyorlar.