İnsan hücresine sadece virüs değil, radyasyon da giriyor!
Yıldız Üniversitesi salonlarında, 7-8 Ekim 2011 tarihlerinde yapılan "Elektromanyetik Alanlar ve Etkileri" konulu sempozyumda, Türk bilim adamları, Amerikalı onkolog Prof. Dr. Devra Davis'e çeşitli sorular yöneltti...
Cahit Çam: Yeditepe Üniversitesi'nden geliyorum. Elektromanyetik alanların insan bedeni üzerindeki etkileri üzerine çalıştım birkaç yıl boyunca. Son olarak da doğal ya da suni elektro manyetizmanın MS hastalığı üzerindeki etkilerini inceledim. Bu konu hakkında neler söyleyebilirsiniz? Risk yüksek midir?
Devra Davis: Çalışmanızı duymaktan dolayı memnun oldum. Elbette mikrodalga ya da diğer elektromanyetik alanların sinir sistemi üzerinde etkide bulunabileceğini biliyorum. Örneğin, miyolin sinirleri koruyan bir yağ tabakasıdır ve 20'li yaşlara kadar tam olarak gelişmez. Aslında erkek çocuklarda kızlarda olduğundan daha yavaş gelişir. Radyasyon, bu miyoline müdahalede bulunabiliyor. Bildiğiniz gibi MS, tanısı çok zor olan bir hastalıktır. Ve MS gibi görünüp de aslında MS olmayan birçok vaka hakkında tartışma sürüyor. Ama kitabımda da tartıştığım gibi birçok başka neden ve kronik nero generetik hastalıklar var. Ya neden oluyor ya da kötüleştiriyor. Örneğin diyabet de bir başka hastalık...
***
Ziya Çağan: Elektronik yüksek mühendisiyim. 15 yıl önce çalışmış olduğum laboratuvarda çözülemeyen bir sorun çıktı, İnsan sağlığıyla ilgili bir sorun. Yanlış anlaşılmasın mikro işlemcili bir kontrol sistemi… Önemli bir sorundu, çözülemiyordu. Yüzlerce test yaptım. Sorunun elektro manyetik alanın varlığı nedeniyle olduğunu saptadım Şimdi insan sağlığıyla ilgili olan bölümüne geçelim. İnsan da mikroişlemcili bir kontrol sistemidir. Bunda hemfikirsiniz umarım. Beyinle bedenin tüm organları arasında bir iletişim sistemi çalışıyor. Yine birçok kaza oluyor, gemiler çarpışıyor... Biz çalışmalarımızda kesinlikle mikroişlemcili kontrol sistemleri nedeniyle sistemlerin kilitlendiğini saptadık. Elektromanyetik alanı minimize etmek tek çözüm değil mi? Başka yapılabilecek hiçbir şey görmüyorum...
Devra Davis: Bu sorun sadece bilimle ilgili değil aynı zamanda bütçeyle de ilgili. Biliyorsunuz ünlü iktisatçı John Mayhard Keynes, "uzun vadede hepimiz öleceğiz" demişti. İktisatçılar için bütçe her zaman kısa vadelidir. Hükümetinizin, özelikle de herkesin, özellikle de kendi çocuklarının sağlığını tehlikeye attıklarını anladıklarında şu anda politikalarını sürdüreceğine inanmıyorum. Baz istasyonları istedikleri her yere gidebiliyor. Şu anda kesinlikle irrasyonel, oldukça çılgınca... Baz istasyonlarında çalışmaya gittikleri için çok hasta olan işçilerden mailler alıyorum.
***
Uğur Baysal: Ankara Üniversitesi'nden geliyorum. Elektromanyetik dalgaların hücreleri ve özellikle de hücrelerdeki iyonları etkilediği konusunda literatür var. Bu ikisinden hangisi daha ağırlıklı sizin için?
Devra Davis: Esneklikle ilgili, 1980'lerde bir çalışma yapıldığını biliyorum. Bu çalışmada suyun esnekliği ve hücrelerin esnekliği incelenmişti. Disconnect (Bağlantıyı Kes) kitabımın referansları içinde var...
Çalışmada biyolojik hücre, su molekülünden daha fazla radyasyon emiyordu. Sanırım size o referansı bulabilirim. Belki de özellikle Gazi Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, buna daha net cevap verebilir. İyonlarla ilgili olabilir.
Steve Jobs'ı kim öldürdü? Steve Jobs dün (5 Ekim 2011'de) öldü. Tümörü vardı. Sanıyorum ki Steve Jobs mikrodalga radyasyonu ve kablosuz radyasyon yüzünden öldü. Bunun bize de olup olmayacağını göreceğiz...
***
Bu konuşmalardan da anlaşılacağı gibi Türkiye'de elektromanyetik alanların canlıların hücrelerine nüfuz etmesi konusunda çok sayıda bilimsel araştırma var...
Var da bunların ulusal medyada gündeme getirilmemesinin veya getirilse bile magazin konusu gibi gösterilmesinin sebebini düşünmek gerekir…