İngiltere, su yönetimine, Katar'ı ortak ediyor mu?

Anadolu Ajansı, haberi "Borsa İstanbul'da pay devri tamamlandı. Türkiye Varlık Fonu ve Katar Yatırım Otoritesi arasında, Borsa İstanbul'un yüzde 10'luk payının devrini içeren işlem tamamlandı. Yüzde 10'luk pay, Borsa İstanbul'un 2 milyar dolarlık toplam sermaye değeri üzerinden belirlendi." başlıklarıyla verdi. Yani 200 milyon Dolar!

Hürriyet İnternet'te ise "İşlem tamam!" başlığı kullanıldı.

Türkiye Varlık Fonu adına yapılan açıklamada Katar Varlık Fonu şöyle tanıtıldı:

"QIA, küresel çapta en büyük ve en aktif bağımsız varlık fonları arasında yer almaktadır. Pek çok sektörde ve bölgede çeşitli alanlara yatırım yapan QIA, Katar Devleti'nin refahına katkı sağlayacak nitelikte, küresel ve çeşitli bir yatırım portföyü oluşturmak üzere dünya çapında önde gelen kurumlarla işbirliğine odaklanmaktadır."

***

"Dünya çapında önde gelen finans kurumları" kimindir?

Devlet olarak İngiltere ve ABD'nin değil mi?

Nitekim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da "Katar Yatırım Otoritesi, aralarında Almanya, İngiltere, ABD gibi ülkelerin bulunduğu 40'tan fazla ülkede 400 milyar dolardan fazla yatırımı olan küresel bir kuruluştur. Bu kuruluş Londra borsasının da yüzde 10,3'üne sahiptir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu yatırımlardan dolayı 'Katar bizi ele geçiriyor' diye zırvalayan kimse çıkmadı. Almanya'nın tapusunu, İngiltere'nin tapusunu Katarlılara veren de çıkmadı. Aksine yapılan yatırımdan herkes memnuniyet duydu. Bu tür yatırımlar ülkemize duyan güvenin işaretidir. Bundan niye rahatsız oluyorsun. (…)

2018 yılına kadar da Amerikalı Nasdaq, Borsaistanbul'un yüzde 7 ortağıydı. O zaman niye 'Avrupa, Amerika Türkiye'yi ele geçiriyor' diye yaygara koparmadınız.

Biz hiçbir zaman yatırımcının kimliğini sorgulamadık. Paranın rengi, dini yoktur, para paradır. 28 Şubat'ta olduğu gibi sermayeyi renklere bölenlerden de olmadık." dedi.

Erdoğan, Suriye iç savaşı başlatılmadan önce Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı arazinin 49 yıllığına bir İsrail şirketine devredilmesine CHP ve MHP karşı çıkınca da "Burada İzak çalışmayacak, Hasan çalışacak, Ahmet, Mehmet çalışacak." demişti.

***

Peki ama İngiltere, ABD veya başka bir ülke, "400 milyar dolarlık fon yönetiyor" diye, Katar ile "ortak su yönetimi" veya "ortak mali yönetim" mi kurdu? Yoksa o 400 milyar dolarlık fonun ortakları, yani asıl sahipleri de zaten ABD, İngiltere ve Almanya mı?

Körfez ülkeleri halen İngiltere kontrolündedir. Birkaç defa kamuoyunun bilgisine sunmuştum; yıllar önce Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu'nun Bahreyn'e yaptığı resmi geziye gazeteci olarak katılmıştım. Bahreyn tarafı, görüşmelere İngilizce başlamıştı. Mirzaoğlu, bir iki dakikalık tereddütten sonra dayanamamış ve konuşmaları keserek samimi bir tarz ile "Biz Türk'üz, Siz Arap'sınız, yanımızda her iki dili çok iyi bilen tercümanlarımız var, neden üçüncü bir dille konuşuyoruz? Kendi dilimizle konuşalım" demişti.

Bunun üzerine Bahreyn tarafına başkanlık eden bakan, öneriyi kabul etmek durumunda kalmış ve görüşmeler Türkçe-Arapça olarak devam etmişti. Fakat Bahreyn tarafında bulunan ve sonradan "İngiliz hükümet temsilcisi" olduğunu öğrendiğimiz bir kişinin konuşmaların tek kelimesini bile anlamadığını fark etmiştik. Adam sıkıntıdan patlayacaktı! Meğer Bahreyn'in uluslararası görüşmelerinde bir İngiliz gözlemci bulundurmak normal bir uygulama imiş.

Yani Türkiye, Bahreyn ile görüşürken aslında İngiltere'nin gözetimi altında bir ülke ile muhatap oluyordu! Katar'a satış yapmak da, 400 milyarlık fonun ortakları olarak İngiltere'ye, ABD'ye satış yapmaktır. Yeniçağ, yabancılara satışlar konusunda "Vatan, namustur, satılamaz" diye kampanya yapmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları