İmralı’daki “Yeni Masa”ya konulanlar!

HDP adına İmralı’ya Abdullah Öcalan ile görüşmeye gidenlerden biri olan Sırrı Süreyya Önder, Tayyip Erdoğan’ın “Ortada masa yok, taraf da yok Kürt sorunu da yok” sözlerine cevap verirken çok ağır ifadeler kullandıktan sonra “Bu kesinlikle doğru değil arkadaşlar. En azından şu gördüğünüz masa büyüklüğünde bir yeni masa yapıldı İmralı’da. Fiziksel olarak söylüyorum. Tam şu masa hacminde belki biraz küçük bir yeni masa yapıldı. Bu, İzleme Komisyonu ve devlet heyetinin genişletilerek bizim müzakere heyetimize de yeni eklemeler yapılarak bu meseleyi Dolmabahçe Mutabakatı’nda hükümetle mutabık kaldığımız başlıklar altında konuşmak ve bir sonuca vardırmak için yapıldı. Ortada bir masa var fakat koltukları boş şu anda” dedi!

* * *

İmralı’daki masanın tarifi yapılınca insanın aklına ister istemez Edip Cansever’in “Masa da masaymış ha” şiiri geliyor. Tabii şiirdeki adamın masaya koyduklarını değil çözüm süreci sahibinin, Oslo, İmralı, Kandil ve Dolmabahçe masalarına koyduklarını hatırlıyorsunuz! Mesela şöyle:

MASA DA MASAYMIŞ HA

Adam iktidar sarhoşluğu içinde

Masaya Türkiye’nin anahtarlarını koydu

Güneydoğu’ya PKK egemenliğini koydu!

Adam masaya ordusunu, yargısını, polisini koydu!

Ergenekon’u, Balyoz’u, Casusluk hikâyelerini koydu!

Milletinin bağımsızlığını koydu!

Özerklik sesini, federasyon sesini koydu!

Milletin özgürlüğünü, egemenliğini koydu!

Adam masaya

Aklından geçen başkanlık heveslerini koydu.

Ne yapmak istiyordu siyasette?

İşte onu koydu

Kimi seviyordu kimi sevmiyordu?

Kimin defterini dürmek istiyordu?

Adam masaya onları da koydu

Üç kere üç dokuz ederdi

Adam koydu masaya dokuzu, ondokuzu...

Abdülmecit’in Osmanlı batarken yaptırdığı

Dolmabahçe Sarayı gibi Ak Saray’ı koydu!

Sadece çevre düzenine 2.5 milyar vermişti!

Kendi kesesinden değil elbette...

Beş milyon altına malolan sarayda

Abdülmecit altı ay yaşayabilmişti...

İmparatorluk sarayının 285 odası, 33 salonu vardı

Uzandı 1150 küsur odalı Kaçak Saray’dan

Dolmabahçe masasına...

Oslo’yu koydu, koordinatör ülkeyi koydu.

İmralı’yı koydu, Kandil’i koydu!

Rehber edindiği gizli belgeyi koydu.

Adam masaya bütün kinini, nefretini koydu?

Adamın adamları ise

Masaya Allah’ın bütün sıfatlarını koydu!

Cahil bir vatandaş da

Şeyinin kılını koydu!

Masa da masaymış ha

Bana mısın demedi bu kadar yüke

Bir iki sallandı durdu, çivileri yerinden çıktı!

Yetmedi, ayakkabı kutularını koydu,

Yatak odasındaki kasaları,

Para sayma makinesini koydu!

Havuzda toplanıp sıfırlanan paraları koydu...

Parlamenter sistemi koydu, Cumhurbaşkanlığını koydu!

Seçim zamanıydı ya...

Adam masaya yeniden tek vatanı koydu, tek bayrağı koydu!

Milletin birliğini, bütünlüğünü koydu!

Başörtüsünü koydu, İmam-Hatipleri koydu!

“Ne istediniz de vermedik” dediği...

“Paralel yapı” ile mücadeleyi koydu...

Aslında adam masaya rejimi koydu, Türklüğü koydu!

Adam ha babam koyuyordu.

Yazarın Diğer Yazıları