İlk icraatınız sakıncalı Ekrem Bey!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı devralmadan önce, Didem Arslan Yılmaz'ın konuğu olan Ekrem İmamoğlu, "Gelir gelmez, belediye ve iştiraklerini, uluslararası deneyimi olan kurumlara denetlettireceğiz" dedi. Arslan, "Bunun sakıncası yok mu? Devletin bilgileri yabancıların eline geçmez mi?" diye sorunca İmamoğlu, "Bakanlıkları da denetliyorlar" tarzında cevap verdi.
Bakanlıkları yabancıların denetimine açmak doğru bir iş midir?
İktidar yanlış yapıyor diye siz de buna devam mı edeceksiniz?
***
Bir de standart tespit eden uluslararası kurumlar var!
ISO 9000 gibi... Standart vermek için bir işyerini denetlerken her türlü bilgiye de vakıf oluyorlar. Bir ara işi o kadar ilerlettiler ki TSK'nın bazı kurumlarına bile standart vermeye başladılar! Biz, bu durumu eleştirdik ama kimsenin ağzını bıçak açmadı?
Şimdi ise denetim yapılacak ordu bırakmayacaklar! Terhislerle birlikte, ordunun asker sayısı neredeyse Sevr'de kararlaştırılan oranlara düşürülecek?
Uluslararası denetim firmaları tercihi de yanlıştır! Dünya onlara itibar ediyor diye bu kurumlara istihbarat vermek yanlıştır! Başka bir çözüm yolu bulunabilir.
OSMAN ÖCALAN MIZRAĞI TRT ÇUVALINA SIĞMADI!
AKP, İstanbul'u kaybetmemek için, elindeki bütün kozları kullandı hatta, terörist başı Abdullah Öcalan'dan HDP'ye mektup taşınması ve kardeşi Osman Öcalan'ın TRT Kürdi'ye çıkarılıp konuşturulması da buna dahil!
Her şey Türkiye ve dünyanın gözü önünde yaşanmışken gerek Ömer Çelik gerekse Tayyip Erdoğan, bu olaylarla hiçbir ilgilerinin bulunmadığını söylediler.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Öcalan'ın mektubu konusunda "Bahsedildiği gibi siyasi rant elde etmek isteseydik, daha sessiz ve daha farklı bir üslupla bu meseleyi geçiştirirdik. Meseleyi sanki biz buradan bir siyasi rant elde etmek istiyoruz gibi sunanlar ve eleştirenler, ne hikmetse bu olayın öncesinde gerek Kandil'den gerek çeşitli yerlerden, farklı farklı terör örgütlerinden kendi siyasi süreçlerine dönük destekler gelirken buna karşı sessiz kalıyorlardı." diye de konuyu başka bir şekilde ele aldı.
Bir defa, Kandil'den açıklama yapanlar, "Millet İttifakı'nın arkasında Kandil var" görüntüsünü vermek veya bu yönde propagandaya zemin oluşturmak için ters operasyon yapmış olabilir. Durum böyleyse, asıl "sessiz ve yumuşak üslup" kullananlar, Kandil'i yönlendirenlerdir!
Kandil veya İmralı ile kimin ilişkisi var? Bugüne kadar Kandil ve İmralı ile kim ilişki kurdu? Osman Öcalan ile kim ilişki kurabilir? Hepsi devletin bilgisi dahilindedir değil mi? O halde...
***
Ömer Çelik, Osman Öcalan'ın TRT Kürdi'ye röportaj vermesine ilişkin soruyu da, "Bu örgüt içindeki kirli ilişkiler ve benzeri konularla ilgili olarak TRT Kürdi'nin bir muhabirine bahsettiğiniz şahıs bir beyanat vermek istiyor." diye geçiştirdi.
Daha vahimini de Tayyip Erdoğan söyledi; "Doğrusu ben Osman Öcalan'ın kırmızı bültenle arandığını bilmiyorum ancak TRT'ye müracaat etmiş ve TRT Kürdi'de böyle bir program yapmışsa bunu da TRT'deki arkadaşlarımız bilirler. Ben o kurumdaki arkadaşlarımın da bu hassasiyet içerisinde adım attıklarına inanıyorum. Çünkü bu konularda da kendilerine güveniyorum. TRT'yi TRT Kürdi'nin reytingini yükseltmeyi de düşünür, ülkeye neyin, nasıl faydalı olacağını da düşünür, buna göre de adımını atar ve buna göre de adımlarını atmışlardır." dedi!
Cumhurbaşkanı, Osman Öcalan için kırmızı bülten çıkarıldığını bilmiyor ama onu TRT'de konuşturan arkadaşlarını "reyting kaygısı" diyerek savunuyor!
Mızrak çuvala sığmadı ama!