İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FOX TV'deki Çalar Saat Programı'nda İsmail Küçükkaya'nın sorularını cevaplandırırken, başörtüsü konusunda yeni kışkırtma girişimlerine dikkat çekti ve "Başörtüsü olayı Türkiye'nin gündeminden çıkmışken, bazı provokatörler ortaya çıkmaya başladı. Hiç gereksiz, caddede yürüyor bir kadın, başı açık bir kadın başörtülü bir kadına vurmaya çalışıyor. Neden? Hangi gerekçeyle? Kadın kardeşlerimiz nasıl giyinirlerse giyinsinler, onlara saygı göstermek bizim görevimizdir." dedi.

Kılıçdaroğlu, gerçek gündemin ne olması gerektiğini de hatırlattı:

"Bizim, bir kabahatimiz oldu, CHP'nin, onu da söyleyeyim rahatlıkla. Özeleştiriyse özeleştiri... Biz, bir başörtüsü meselesini Türkiye'nin bir numaralı sorunu haline getirdik. Oysa kadının kılık kıyafeti bizi hiç ilgilendirmez. Bizi ne ilgilendirir? O kadının mutfağında, evinde huzur var mı, çocuğunun işi gücü var mı, kız çocuğu üniversiteye gidiyor mu? Biz bununla ilgilenmek zorundaydık ve bununla ilgilendik."

***

Her ne kadar, ekonomiyle ilgili gerçekleri söylemek suç haline getirilmek isteniyorsa da böyle yasa olmaz! Türkiye'nin ekonomik anlamda büyük sorunlar yaşadığı, istihdamın yarı yarıya azaldığı, yeni iş gücüne iş bulmak şöyle dursun, işi olanların işsiz kaldığı bir dönemde iktidarda kalmak mümkün değildir. Dolayısıyla, bu tür kışkırtmalar, gündemi değiştirmek açısından iktidarın işine gelir! Fakat böyle bir kışkırtmaya aklı başında olan hiç kimse kalkışmaz; bu sebeple psikolojik sorunları olan insanlar devreye sokulur!

Hani yıllar önce Anıtkabir'de eylem için bir meczup kullanılmıştı ya tıpkı onun gibi! O zaman niyet başkaydı şimdi başka! Fakat kullanılan insan tipi açısından bakarsanız yöntem aynıdır. Bu yöntemleri kimin kullandığı da bellidir!

***

Bu tür olaylarla hedeflenen nedir? Üç kelimeyle söylemek gerekirse, "iktidarı halktan korumak"tır! Ekonomik sıkıntılar, artık dayanılamaz boyutlardadır. Üstelik iktidarın zengin ettiği insanlar, sosyal medyada gösteriş yapmakta, buna karşılık, geniş kitleler, hayatlarını borçla sürdürmektedir. İflas edenler, borçlarını ödeyemez duruma düşenler ise intihara kadar varan yollara başvurmaktadır. Dünyada ise çeşitli sebeplerle ekonomik krize düşmüş ülkelerde halk sokaktadır, iktidarlar aleyhinde eylem yapmaktadır. Bu eylemlerin Türkiye'ye de sıçramasından korkulmaktadır. Tabii ki esas olan sorunları buralara kadar taşımamaktır. Fakat iktidar, önlem almak yerine, gerçek dışı verilerle, resmi istatistikleri çarpıtarak halkı aldatmaya çalışmaktadır. Oysa sağlıklı bir durum tespiti yaparak, bu sıkıntıları, "dayanışma" ile atlatmak mümkündür. Böyle bir yola gidilse, herkes atılan adımları destekler.

***

İktidar, her türlü fırsatı lehine değerlendirmeye çalışıyor. Kılıçdaroğlu, "Seçime kadar ittifakı taşıyabilir misiniz?" sorusuna cevap verirken, "Burada bizim yaptığımız bu ittifakı Erdoğan bozmak istiyor. Barış Pınarı Harekâtı'ndan hemen bir gün sonra Millet İttifakı'nın bozulması gerektiğini söyledi. Bir harekât yapıyorsun, Türk Ordusu bir yere giriyor, sen kalkmış onu kullanarak, ordunun başarısını kullanarak 'Millet İttifakı'nı nasıl bozarım?' düşünceni medya mensuplarına aktarıyorsun. Bu, şu anlama geliyor. Onun için sadece ve sadece o koltukta oturmak var. Onun için Türkiye'nin selameti, vatandaşın selameti, iş bulması, işsizliği, karnının doymasının hiçbir önemi yok." dedi.

İşte asıl mesele budur: İktidarı korumak için her türlü yola başvuruluyor. Daha vahimi, dış ilişkiler de koltuğu korumaya odaklı. ABD de bunu bildiği için Rıza Zarraf'ın rüşvet listesi ve mal varlığı araştırması üzerinden şantaj yapıyor. Fakat "olacakla öleceğe çare yoktur" derler. İktidar, ekonomiyi düzeltmedikçe baş aşağı gidişini durduramaz.

Yazarın Diğer Yazıları