AK Parti iktidarın yumuşak karnı ekonomi ve yolsuzluklardır. Ayakkabı kutularıyla başlayan, "sıfırlama" söylemleriyle ivme kazanan, "yüz milyon dolar sen ver" talimatlarıyla hızlanan, Peker''in anlattıklarıyla zirveye vuran yolsuzluk iddialarını halk geçim sıkıntısının nedeni olarak görmeye başlamıştır.
Yirmi yıldır ülkeyi tek başına ve kral yetkisiyle yöneten Erdoğan, ülkeyi getire getire "Ekonomik kurtuluş savaşı" verilmesi gereken bir yere getirmiştir.
Türkiye''de değil dünyada en fazla konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TL yabancı paralar karşısında erim erim erirken ya konuşmadı ya da yangına körükle gidecek şekilde "faiz düşecekte düşecek" dedi durdu.
Kurlar aldı başını gitti. Olansa vatandaşın alım gücüne oldu!
Fiyat artışları stokçuluk, yüksek kar hırsı ve fırsatçılığın çok ötesinde olup süreklilik kazanmıştır. Uzun süreden bu yana piyasaya belirsizlik, güvensizlik, öngörülemezlik ve kararsızlık hâkim olmuştur.
Bu tür piyasalar polisiye tedbirlerle değil arz ile talep dengesini kurarak istikrara ancak kavuşturulabilir.
Diğer yandan petrole bir ay içinde %60 zam gelmiştir. Bu tepeden tırnağa her şeyin fiyatının en az %50 artması anlamına gelmektedir. ''Kurun köpüğünü aldık, musilajını yok ettik'' diye böbürlenecek yerde nasıl oluyor da bir ay içinde doların 8 liradan 18 liraya çıkabildiğinin hesabını iktidar henüz vermiş değildir.
Piyasayla birlikte kafalar da karma karışıkken bu defa devreye Hazine Bakanı Nebati girdi: "Yeni Ekonomi Modellerinin, "ortodoks değil, heterodoks" olduğunu söyleyiverdi. Bu söylemin Türkçesi şudur: "kabul görmüş ekonomi modellerinin dışında, ayrı/farklı bir model geliştirdik, onu deniyoruz" dedi.
Bakan Heterodoks modelden söz ederken vatandaş pazarda "yarım kilo ayva" istemine "yarım kilo ayva satamıyoruz" cevabı alıyordu. İşsiz, geliri düşük, geçim sıkıntısı çeken vatandaşın ekonomik model denemelerinin aparatı olarak kullanılması vatandaşı rahatsız etmiştir.
Vatandaşlar MB Başkanları ve bakanların görevden alınarak başkanlık modelinin denendiği zamanlarda hayatın daha da pahalandığını, alım güçlerinin azaldığını yaşayarak öğrendiler. Bir süre de heterodoks model denemesinin sonunda piyasaların daha da pahalandığını yaşayarak öğreniyorlar. Uygulanan heterodoks değil AK Parti''nin koy/kaldır, yap/boz, dene/yanıl, olmadı başa dön modelidir!
Toplum kâh yeni model, kâh nas söylemleri kâh da faiz sebep enflasyon sonuç mucize buluşu için kobay olarak kullanılmaktadır. Halk kendisini kobay olarak kullanarak satın alma gücünü elinden alan ekonomik krize neden olan iktidardan kurtulmaz için dört gözle sandığın önüne konmasını bekliyor.
İktidar oligarkları gelinen aşamada "tamam sorun var ama çözerse yine Erdoğan çözer" dogmasını çaresizce piyasaya sürmüş durumdadır.
Gelinen aşamada top artık muhalefetin kucağındadır.
Ancak iktidarın yumuşak karnı yolsuzluk ve ekonomi ise muhalefetin yumuşak karnı da HDP/PKK''dır.
AK Parti''nin eski akil adamları bu defa muhalefete "Cumhur ve Millet İttifakı arasındaki dengeyi güçlü bir şekilde değiştirecek faktörün bir kez daha, HDP veya Kürt oyları olduğunu" söyleyerek akıl veriyor. Adam ekonominin seçimlerde etkisinin az HDP''nin etkisinin belirleyici olduğunu yazıyor.
Muhalefet bir bütündür parçalanamaz mantığı içinde hareket edilmesi gerektiğini söylüyor.
Vatandaşın kahır ekseriyeti ise her şeye karşın "vatan bir bütündür parçalanamaz" ilkesinden hareket istiyor.
HDPKK''ya karşı kesin, açık ve net tavır koyamayan muhalefet blokuna da vatandaşın ciddi itirazı var!
Vatandaş güvenlik/terör ile ekonomi/kötü yönetim arasında tercihe zorlanıyor!
İki kötüden birine değil her ikisine de itirazı olan geniş bir halk kitlesi var. Seçim sonuçlarını belirleyecek olan da onlardır.
Seçimler muhalefet için de çantada keklik değildir.
Demedi denmesin! Benden söylemesi!
