İktidar, Ahmet Türk'ü neden görevden aldı?

İçişleri Bakanlığı, HDP'den seçilen Diyarbakır, Mardin ve Van belediye başkanlarını görevden aldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Belediye imkânlarının eli kanlı terör örgütü lehine kullanıldığı adli ve idari soruşturmalarla tespit edilmiş ve gereken yapılmıştır. Millet iradesi asla terörün vesayetine terk edilemez. Demokrasi mücadelemiz çerçevesinde teröre destek veren belediyelere müdahale kaçınılmazdır." diye açıklama yaptı.

CHP karara "seçimle gelen seçimle gider" diye tepki gösterdi. Avrupa Konseyi de "Üç belediye başkanı Türk halkının özgür iradesiyle seçildi. Kongre, durumu yakından izlemeye devam edecek." diye açıklama yaptı. AKP temsilcileri de CHP'ye yüklenerek, bu kararla sanki vatan kurtarmış gibi bir havaya girdiler!

***

Şimdi herkes "kayyım" konusunu tartışıyor. Peki "iktidarın "Fırat'ın doğusunda güvenli bölgeyi kabul etmesi" yeterince konuşuluyor mu?

Herkes biliyor ki "güvenli bölge" ile ilgili öneri paketini PKK/PYD hazırladı, James Jeffrey üzerinden Ankara'ya gönderdi ve sonunda bu paket üzerinde mutabakata varıldı.

İktidar ABD'nin getirdiği PKK/PYD önerileri üzerinde biraz tartışma yaparak, 5 kilometrelik şeridi 30 kilometreye çıkarmaya çalışıyor ama Suriye'nin kuzeyinde PKK/PYD devletine dokunmamayı da kabul etmiş oluyor.

Bu durumda, terör örgütü ile bağlantılı olan bir partinin üç belediye başkanını görevden almak, bu arada Irak'ın kuzeyine hava harekâtları düzenlemek ne işe yarıyor?

"Dostlar, terörle mücadelede görsün"e yarıyor! "İktidar terörle mücadele ediyor" zannedilmesine yarıyor.

Gerçekte ise terör örgütünün Suriye uzantısının devlet olmasına onay veriliyor!

***

Yoksa görevden alınan belediye başkanlarından Ahmet Türk, 2009 yılının Eylül ayında, Erbil'de yaptığı konuşmada "Avrupa Birliği bir birliktir. Neden Ortadoğu halkları arasında da bir birlik oluşmasın ve birbirlerini tanımasınlar. Dört parça Kürdistan'da Kürtler zorluk içinde ve baskı görüyor. Bu baskılar kalkmalıdır ve bu baskılar da demokrasi ile kalkar. Herkes kendini demokrasi ile ifade eder" demişti.

Ahmet Türk, bu konuşmayla ilk olarak Abdullah Öcalan'ın seslendirdiği, ama teorisyeni Bernard Lewis olan ve "Orta Doğu kimliği" temeli üzerinde, "Türk, Kürt, Arap Konfederasyonu" modelini savunmuştu. Ahmet Türk şimdi görevden alındı ama "Dört Parça Kürdistan" dediği parçalardan ikincisinde de devlet kurulduğu bir sırada... Üstelik o devletin kurulmasına Suriye politikası ile hizmet eden ve şimdi de fiilen kabul eden AKP iktidarıdır.

***

Biz 2009'da konuyu, "Ahmet Türk ve Öcalan'ın emelleri de sınırlarını MOSSAD'ın çizdiği 'Büyük Kürdistan' hedefi ile aynıdır! Bu haritayı eski Amerikan Büyükelçisi Pearson, 'Erzurum'dan Bağdat'a uzanan bölge tek bir ekonomik bölge olacaktır' diye açıklamıştı. Barzani'nin İnternet sitesinde de haritaların altına, 'Bu bölge sadece ekonomik bir bölge olarak kalmayacak, tek bir siyasi bölge haline gelecektir. İşgalci Türk Ordusu, Kuzey Kürdistan'dan çekilecektir' yorumu yapılmıştı." diye değerlendirmiştik.

Şimdi Ahmet Türk'ü görevden alsanız ne olur, almasanız ne olur?

***

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın 15 Ekim 2009 tarihinde, kapatılan DTP'nin Genel Başkanı Ahmet Türk ile yaptığı toplantıda neyin pazarlığını yaptığını açıklamasını isteyerek "AKP hükümetleri yeni emperyalizmin dayatmalarına ülkemizi hazırlama görevini içerden üstlenen tam bir Truva atı haline gelmiştir" demişti.

Ben de zaten o dönemde, konuyla ilgili tespitlerimi "İslam'ın Truvası" diye bir kitapta toparlamıştım.

İktidar Ahmet Türk'ü ve diğerlerini görevden almakla, ABD dayatmalarını kabul ettiğini örtmeye çalışıyor; hepsi bu!

Yazarın Diğer Yazıları