İki yazıya 13.5 yıl hapis ve ileri demokrasi!
Tayyip Erdoğan, medya yöneticilerini “demokratik açılım” kapsamında topladı. Toplantıda, Erdoğan, “12 Eylülde ‘evet’ oyları ile birlikte ‘hayır’ların da kazandığını belirttim” hatırlatmasında bulundu.
Çünkü Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, AKP, SP ve BBP’nin desteği yetmeyebilir. Şimdiden gönül almaya çalışıyor ki yarın oy da alabilsin..
Çünkü artık gerilim stratejisi ile Cumhurbaşkanı olamayacağını biliyor
Erdoğan, “Bu halk oylamasının önemli bir neticesi ileri demokrasi konusunda milletimizin büyük bir özlem içinde olduğudur” gibi parlak laflar da etti.
Referandumu Alevi-Sünni oylamasına çevirmek, ileri demokrasiye geçiş mi oluyor, yoksa din ve mezhep çatışmalarının yaşandığı Orta Çağ’a dönüş mü?
Tayyip Bey bu konunun unutulacağını mı zannediyor?
Erdoğan’ın, “oy versin vermesin 73 milyonun tamamının hükümeti olduklarını” iddia etmesi de tamamen Cumhurbaşkanlığına dönük bir yatırımdır.
Herkes biliyor ki AKP, cumhuriyet tarihinin en büyük tasfiye ve kadrolaşma hareketini yaptı. Kendilerinden yana olmayanlara hayat hakkı tanımadılar. Devletin bütün imkanları yandaşlar için seferber edildi. Sadece TRT’ye bakmak bile yeter! Bunlar unutulur mu?
***
Erdoğan, “Medyanın bizim tarafımızı
tutmasını istemiyoruz ama siyasi taraf haline gelerek, birilerinin psikolojik harekatının parçası olmasını da doğru bulmuyoruz” dedi.
Doğru söze ne denir?
Kendisinin beslemesi olan medya, Amerikalı savcıların geliştirdiği, Türk toplumunun direncini ortadan kaldırma operasyonunda kullanılmıyor mu? Medyada artık Amerikalı yöneticiler var yahu! Direnç gösterecek olan resmi kurumlar ele geçirildi, sivil kurumlar güçsüz düşürüldü. Bu arada Türk Ordusu, tarihte hiçbir ordunun aşağılanmadığı kadar aşağılandı, itibarı yerle bir edildi. Gerçi, TSK içinde bir grubun 1952’den beri Gladio yöntemlerini kullandığı bilinen bir gerçektir ve bu yöntemlerin tamamı hukuk dışıdır. Fakat bunları tasfiye etmek yerine ordunun tamamını kirletmek gibi bir tutum izlendi. Erdoğan da hâlâ bu işin savcısı olduğunu söylüyor.
Psikolojik operasyonu yapan, elleriyle büyüttüğü kendi medyası ama hâlâ başkalarını suçluyor!
***
Erdoğan, “çetelerle yaptıkları mücadelenin desteklenmediğini, haberleri cesaretle yayımlayan medya kuruluşlarının ise yandaş medya olmakla suçlandığını” da söyledi.
İyi güzel de üç sene oldu hâlâ mahkûm edilen tek bir kişi bile yok. Kürt açılımını yapabilmek için “2012’ye kadar toplumu oyalamak” suretiyle Ergenekon sürecini kullanan iktidardır. Bu süreçte 10 kişi intihar etti, bir kişi cezaevinde tedavi edilmemek suretiyle öldürüldü. Tutuklamalar, telefon dinlemeleri tam bir dehşet toplumu oluşturdu. Bunlar mı ileri demokrasi?
Erdoğan hâlâ, “Türkiye’deki etnik unsurlar sadece Türkler ve Kürtlerden ibaret değildir” diyerek Anayasa’daki millet kabulünü reddediyor. Türklüğü milletin adı olarak değil Türkiye’de yaşayan etnik gruplardan birinin adı olarak zikrediyor. Hâlâ, üst kimlik alt kimlik zırvalarını savunuyor. Aklı olan bir Türk, bu politikaya oy vermez!
Erdoğan, bir şairin şiirini okumaktan dolayı cezaevine girdiğini de hatırlatıyor. O olayın da “mağdur yaratmak” hedefli bir psikolojik operasyon olduğu söyleniyor.
Şimdi benim, “Tutuklama, manevi işkenceye dönüştürülür mü?” ve “Yargı gücü TSK’yı zaafa düşürmek için kullanılabilir mi?” başlıklı iki yazım sebebiyle iki ayrı davada toplam 13.5 yıl hapsim ve her türlü medeni ve siyasi haklardan yoksun bırakılmam isteniyor.
Ve bu baskı ile burada yazı yazmaya çalışıyoruz.
İleri demokrasi ha!