İki ateş arasında
Türkiye, uzun bir süredir geliyorum diyen terör olaylarıyla karşı karşıya kalmaya başladı. Bunlardan biri PKK terörü, diğeri de IŞİD terörü. Hatta IŞİD terörü, sınır çatışmalarını da kapsar duruma geldi. Burada önemli olan konu, ne olduğu ve nasıl olduğundan daha çok neden olduğu, hangi amaçları hedeflediği ve bundan sonraki aşamada neler olabileceğidir.
Son zamanlardaki olaylara sırasıyla baktığımızda başlangıcını, Kobani’deki canlı bomba terör saldırısı olarak almak mümkün.
* IŞİD intikam peşinde
Kobani saldırısını, IŞİD’in, PYD’nin bölgedeki hâkimiyetine karşı giriştiği bir eylem olarak algıladık. Bunu takiben yine IŞİD’in, PYD karşısında aldığı yenilgilerin intikamını almak maksadıyla, Kobani’ye yardım amacıyla giden dernek mensuplarına karşı giriştikleri ve toplu katliamı hedefleyen Suruç’taki terör saldırısına şahit olduk.
* PKK’nın sözde karşı eylemi
IŞİD’in bu eylemlerine karşı PKK’nın, Türkiye’nin IŞİD’e zaman içinde destek verdiği, yardım ettiği, sınır geçişlerine müsamaha ettiği gerekçeleriyle, IŞİD niyetine, Türk polislerinin şehit edildiği saldırıyı gerçekleştirdiğini gördük.
Diğer taraftan PKK, uzun bir süredir, özellikle çözüm sürecinden beklentilerinin karşılanmadığı gerekçesiyle çeşitli terör olayları yaratmıştır. Son olarak da trafik polislerine kurdukları tuzak neticesinde yine bir polisimizi şehit etmiştir.
PYD/PKK’nın hem Türkiye’nin IŞİD politikasına tepki, hem çözüm süreci hoşnutsuzluğu, hem de Suriye’nin kuzeyindeki oluşuma karşı Türkiye’nin engelleme yapmasını önlemek amacıyla terör eylemlerine başvurdukları anlaşılmaktadır.
* Sınırdaki çatışma, Suriye topraklarına doğru genişleme gösterecek
Son olarak IŞİD’in, TSK’yı hedef alan doğrudan saldırısıyla karşı karşıya kalındı. TSK buna gerekli cevabı ateşle verdi. Ancak bundan sonraki cevabın, sadece karşı ateşle değil, sıcak takip, uçuşa yasak bölge ve güvenli bölgeler oluşturma şeklinde gerçekleşeceğine ilişkin hazırlıklar yapılmış durumda. Bu konuda ABD ve dolayısıyla koalisyon güçleriyle mutabakat sağlanmış durumda.
Sağlanan mutabakata göre, ABD İncirlik üssünü IŞİD’e karşı yapılacak hava harekâtlarında kullanabilecek. Türkiye de sıcak takip ve gerektiğinde güvenlikli bölge oluşturabilecek. Bu durumda artık Türkiye, IŞİD’le doğrudan çatışan ülke durumunda olacak.
* IŞİD’in amacı; intikam, protesto ve Türkiye’yi savaşa sokarak cepheyi genişletmek.
Özellikle IŞİD saldırılarının, intikam amacına ilave olarak, Türkiye’nin IŞİD’e karşı tutumunun müsamaha ve yardımdan, sınır geçişlerine engel olmaya, elemanları yakalayıp tutuklamaya, hasta ve yaralılarına bakmamaya dönüşmesini protesto etmek, hatta sözde cezalandırmak üzere gerçekleştirildiği düşünülmektedir.
Türkiye’yi savaşa sokarak, Türkiye’nin karşı olduğu, PYD’nin kuzeyde gerçekleştirmeye çalıştığı bütünlüğün engellenmesini sağlayarak cepheyi genişletmeye çalıştığı, böylece kendi hâkimiyetindeki bölgelerin kalıcılığını sağlamayı amaçladığını söylemek de mümkündür.
* Perşembenin geleceği Çarşambadan belliydi
Gelinen durumdan, Türkiye’nin Suriye politikasındaki hatalı davranışının da etkisi bulunmaktadır. Komşu bir ülkede merkezi yönetimin kontrolü kaybetmesi sonucunda, o ülkede çeşitli bölünmeler olacağı, farklı güçlerin egemenlik mücadelesine girişecekleri ve Küresel Güçlerin de bu durumu kendi menfaatleri ve küresel politikaları istikametinde kullanabilecekleri görülememiştir. Stratejide yapılan hata, taktik önlemlerle giderilmez. IŞİD ve PYD bu hatanın sonucudur.
Diğer taraftan illegal olan terör örgütüyle masaya oturup müzakere edilip, siyasi bir çözüm arayışına girildiğinde, legal bir sonuç alınmasının mümkün olamayacağı da hesaplanamamıştır. PKK terörünün yeniden başlaması ve örgütün terörü bir yaptırım aracı olarak kullanması da bu yanlışlığın sonucudur.
* Küresel Güçlerin bizi kullanmasına imkân vermeyelim
Gelişmeler, çatışmaların sınırlarının genişleyeceğini göstermektedir. Sınır bölgesindeki çatışmalar dışında, ülke içinde terör olaylarıyla karşılaşılması beklenmektedir. Bu nedenle istihbarat son derece önemlidir. Terör olayları gerçekleşmeden önlenmesi esas alınmalıdır.
Küresel güçlerle işbirliği yapılırken, Ortadoğu’daki haritanın değişimine alet olmamaya dikkat edilmelidir. Varlığımız ve bütünlüğümüz sürekli gözetilmeli, kendi çıkarımızın dışında hiçbir girişime ortak olunmamalıdır.
Türkiye IŞİD ve PKK’nın saldırılarına uğramaktadır. Bugüne kadar olduğu gibi TSK, her ikisiyle de baş edebilecek azim, irade, güç ve kabiliyete sahiptir. Yeter ki arkasında siyasi bir irade ve Türk Milleti’nin desteği olsun. Arkasından kumpaslar kurulmasın ve kurulan kumpaslara Türk Milleti sessiz kalmasın.