İhracat rekortmeni Türk firmayı İtalyan’a satıp gözü neden Karadeniz’in havasına suyuna diktiler?
Türkiye’nin fındık ihracat şampiyonu Oltan Gıda Nutella’yı da üreten İtalyan Ferrero’ya firmayı sattıktan sonra ortağı Köleoğlu ile birlikte biyokütle enerji sektörüne yöneldi.
İhracat yoluyla Türkiye ekonomisine kazandıran, üreten bir firma, tüketen, doğaya zarar veren bir firmaya dönüştü!.
Nasıl mı?
Şöyle;
Oltan’lar Karaman, Afyon, Çorum ve Samsun’da biyokütle enerji santralleri kurdu!
“Enerji üretip ülke ekonomisine katma değer üretmek amacıyla yola çıktık” dediler!
Biyokütle enerji işine girmelerine de eyvallah!
Sonuçta fosil yakıtla enerji üretiminden daha “az zararsız!” ve ucuz bir yöntem enerji üretiminde!
Literatürde geçen bu!
Peki gerçekten öyle mi?
Haydi gelin beraber bakalım!
Oltan’ların Samsun Çarşamba Ovası’nda kurduğu tesis tam bir arapsaçına döndü!
2019’da ruhsat alıp inşaata başlıyorlar!
2020’ye gelindiğinde ruhsat iptal ediliyor!
Sonra tekrardan ruhsat alıp firmanın inşaatını 2021’de bitiriyorlar ve üretime başlıyorlar!
(2023'te ise Danıştay "yeni bir bilirkişi heyeti kurulup denetim gerçekleşsin" kararı veriyor!)
Köylünün üretim sahasında, yemyeşil doğanın ortasına 37 dönüm yakım tesisi, 147 dönüm depolama tesisi açıyorlar!
Yakım tesisinde günde 630 ton malzeme yakılıyor!
Bu yakımdan 38 ton taban külü çıkıyor!
Firmanın söylediğine göre baca filtresi kullanılıyor ancak bu filtrelerin en verimli olduğu durumda bile yüzde 4 firesi var!
Yani 38 ton atımda, 1 buçuk ton partikül havaya atılıyor!
Depolama tesisinin çevresinde ise toz, duman eksik olmuyor!
Tesiste yakımı gerçekleştirilen Kavak ağacı, Kızılçam kökü, orman atıkları gibi malzemelerle gelen haşereler çevredeki köylüleri illallah ettirmiş durumda!
Tesis yer altı suyunu soğutma suyu olarak çekiyor, sıcak suyu ise 3-4 km uzaktaki Abdal Deresi’ne döküyor!
Tesis yapılırken dereye dokunulmayacak diye sözler verilmiş bölge halkının aktardığına göre ama…
Derenin kirlendiğiyle ilgili yapılan şikayetler sonrası test yaptırılmış, “su balık tutulacak kıvamdaymış”! ama baksanız çamur renginde akıyor dere!
Derede oltayla balık tutan tek bir adamın! fotoğrafı olan bir haber çıkmış bir de!
Haberin başlığı da “Abdal Deresi'nde Balık Tutma Keyfi” !
Ne kadar azda olsa tanımı gereği biyokütle enerji santralleri “daha az zararlı” deniliyor!
Sonuçta zararsız değil!
Zararsız olması mümkün mü sizce de?
Peki ne getiriyor bize bir de ona bakalım.
Yakılan atıklarla elektrik üretiliyor.
Peki üretilen bu elektrik ne yapılıyor?
Devlete satılıyor!
Örneğin Oltan’ların Karaman’daki tesisinde 82 bin 599 kişinin günlük elektrik ihtiyacını karşılayacak elektrik üretimi gerçekleşiyor!
Üretilen elektrik, dağıtım şirketlerine satılıyor!
Sonuçta onlar da elektriği bize satıyor!
Hem de öyle böyle fiyatlara değil!
Türkiye ekonomisine değer katan ihracat şampiyonu bir firmayı, İtalyan Ferrero’ya satan ve fındık piyasasını yabancıların eline bırakan Oltan’lar, şu an “çevreye daha az zararlı da olsa zararlı olan” bir işe girdi!
Hem çevreye zarar veriyorlar hem çevreye verdikleri zararla ürettikleri ürünü dolaylı yoldan bize satıyorlar!
Geride ise üreteni yerli, piyasa ve fiyat belirleyicisi yabancı bir sektör bıraktılar!
Bu ülkenin vatandaşı üretiyor ama elin gavuru “ben bu ürünü bu kadara alırım” diye fiyatı kendi belirliyor!
Peki Oltan'lar neden üreten bir firmadan, tüketen ama üretiyor gibi görünen bir firmaya geçtiler!