"İhanet yasaları" nı unuttunuz mu?
2002 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, 3 Kasım seçimleri için karar aldıktan sonra yeniden toplandı ve Avrupa Birliği’ne uyum yasalarını yıldırım hızıyla kabul etti. TBMM’de grubu bulunan partilerin altısı, yani DSP, (YTP), DYP, ANAP, AKP, SP, paket halindeki tasarıya kabul oyu verdi. Grubu bulunmayan CHP de tasarıya destek verdi. Ret oyu kullanan MHP, daha sonra 6 maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı. Ancak dava süresi içinde açılmadığı için reddedildi.
* * *
Tek paketle, birinci olarak idam cezası kaldırıldı.
3. madde ile yabancı derneklerin Türkiye’de örgütlenmesi serbest bırakıldı. Bütün dünyada istihbarat servisleri, NGO denilen sivil toplum kuruluşlarını bizzat kurarak istihbarat veya operasyon yapıyor. Böylece Türkiye, yabancı istihbarat servislerinin her türlü faaliyetinin serbest olduğu, Nasrettin Hoca’nın türbesi gibi dört bir tarafı açık bir ülke haline getirildi.
4. madde ile azınlık vakıflarına taşınmaz mal edinme kolaylığı getirildi. Her türlü vakfın, yurtdışındaki vakıflara üye olabilmesi, yabancı vakıfların Türkiye’de şube açmalarına imkân sağlandı. Bu yasayı Türkiye’deki azınlık vakıfları hazırlamıştı. Bu yasanın kabulü ile 1936’dan sonra azınlık vakıflarınca edinilmiş ama tescil edilmemiş gayrımenkullerin tapuya tescil edilmesi ve bu vakıfların yeni gayrımenkuller satın alabilmesi imkânı tanındı.
5. madde ile yabancılara Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı tanındı!
6. ve 7. maddeler ile Avrupa Mahkemesi’nin lehine karar vermesi halinde, hüküm giyenlerin yeniden yargılanması mecburiyeti getirildi!
8. madde ile, etnik dillerde televizyon yayını serbest bırakıldı! O sırada, TSK, bu yasalara milli güvenlik açısından hiçbir itirazda bulunmadı.
* * *
Görüldüğü gibi bu pakete oy veren milletvekilleri, dil birliğinin ortadan kaldırılmasına, istihbarat örgütlerinin yan kuruluşu durumundaki yabancı vakıf ve derneklerin Türkiye’de serbestçe faaliyet göstermesine, ülke ekonomik krizdeyken, istedikleri yerde gayrımenkul satın alabilmelerine, bu yetmezmiş gibi canları istediği zaman, istedikleri yerde toplantı ve gösteri yapabilmelerine, hatta bu faaliyetleri sırasında şayet bir Türk Mahkemesi tarafından mahkum edilirlerse, Avrupa Mahkemesi’nin bu kararı bozabilme yetkisine evet demiş oldu!
Biz bu tasarılara 17 Mart 2002 tarihli Kurultay Gazetesi’nin manşetinde “İhanet yasaları” demiştik. Dilimiz, kimliğimiz, yargı yetkimiz, tarlamız-toprağımız, evimiz-yurdumuz peşkeş çekiliyordu.
Avrupa Birliği adı altında, Avrupa ülkeleri bütünleşmeye giderken, Türk Milleti’ne dayatılan, tam bağımsızlıktan da, millet egemenliğinden de, şeref ve haysiyetinden de, toprağından da, ekmeğinden de vazgeçmesidir. Bugün Yunanistan’ın elinde olan bütün topraklar Etniki Eterya adlı dernek tarafından Türkler’in elinden alınmıştır. Yabancı derneklerin faaliyetlerini serbest bırakanların amacı da bu değil miydi?
* * *
Şimdi sıra, yukarıdaki yasalara dayalı olarak kurulan sözde sivil gerçekte istihbarat güdümlü kuruluşların desteğiyle medya üzerinden örgütlenen “asimetrik psikolojik harekât” ile Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin çözülmesindedir.
Bunun için de gece yarısı baskını ile hiçbir kurum ve kuruluşa sormadan, Milli Savunma Bakanı’nın bile haberi olmadan, askerlerin, askeri suçlardan bile sivil mahkemelerde yargılanmasını öngören yasa, TBMM’den hile ile geçirildi.
Hiçbir engelle karşılaşmazlarsa, şüpheniz olmasın ki sonuna kadar gidecekler ve Türkiye’yi Türk devleti olmaktan çıkaracaklar; etnik ve dini temelde bir federasyona çevireceklerdir.