Hrant Dink niçin öldürüldü?
Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi ile ilgili davaya bugün İstanbul’da devam edilecek. Biz bütün içtenliğimizle bu cinayetin arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılmasını istiyoruz. İstanbul Valiliği’nde bir vali yardımcısının Hrant Dink ile görüşmesi ve uyarması, ardından Trabzon’da bir polis muhbirinin, cinayet hazırlığını onbir defa ihbar etmesi, ayrıca bir jandarma muhbirinin de aynı ihbarda bulunmasına rağmen, böyle bir olayın meydana gelmesi Türkiye adına utanç verici bir durumdur.
Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra oluşturulan iklimde, Türkiye-Ermenistan sınırının açılması girişimi sonucu Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin soğuması, Azerbaycan’ın Rusya’ya yanaşması, böylece doğalgaz tekelinin Rusya’ya, petrol tekelinin ABD’ye bırakıldığının, yani dünyanın paylaşıldığının anlaşılması gibi olaylara bakılırsa, cinayetin uluslararası bir organizasyonun ilk kıvılcımı olduğuna dair şüpheler kuvvetleniyor.
Hrant Dink, Türkiye’deki “kripto” denilen gizli Ermenilerin ortaya çıkarılmasını istiyordu. İkiyüzlülükten nefret ediyordu. Nitekim şu ana kadar gelişen olaylar gösteriyor ki Hrant Dink bu konuda haklıydı. Türkiye’de artık alenileşmeye başlayan gizli bir Ermeni lobisi var ki Türkiye ile Azerbaycan birbirine düşürüldü!
* * *
Fakat, bütün bunlara rağmen, Hrant Dink cinayeti özellikle Fransa tarafından Türkiye aleyhine kullanılmak isteniyor. Paris Barosu Başkanı Christian Charriere Bournazel, İstanbul Barosu Başkanı Av. Muammer Aydın’a yazdığı mektupta, bugünkü duruşmaya katılabilmek için kendilerinin İstanbul Barosu tarafından davet edilmesini istedi. Mektupta “Ermeni Asıllı Fransız Avukatlar Derneği” başkanının da davet edilmesi ricasında bulunuldu!
İstanbul Barosu Başkanı Aydın ise cevabi mektubunda davayı kendilerinin de takip ettiklerini, ancak konuya verdikleri önemin Hrant Dink’in etnik kimliğinden değil, bir insan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmasından kaynaklandığını, hatırlattı. Aydın, yargı bağımsızlığından da bahsettikten sonra, “Bu şekilde gözlemci gönderme talebiniz, bu esasları zedeleyebilecek ve içişlerine bir müdahale oluşturabilecek bir nitelik taşıyabileceğinden dolayı yönetim kurulumuzca yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, yazınızda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Hrant Dink’in etnik kimliğinin ön plana çıkarılması, gene gözlemci olarak gelecek avukatların önemli bir bölümünün aynı etnik kökene ve bu etnik kökene dayalı bir derneğe mensup olması, ırk ayrımcılığı yasağına aykırı olduğu gibi, davayı izlemenin hukuki bir gözlem olmaktan ziyade, siyasi bir nitelik taşıdığı anlamına da gelebilecektir. Nihayet bu özellikteki bir katılma, hukuki planda kalması gereken davayı siyasi bir zemine çekerek, yargısal sürece de zarar verebilecektir” dedi.
Fransız avukatlar, davaya yine katılacaklardır ama İstanbul Barosu’nu kendi amaçları için kullanamayacaklar.
* * *
Bu vesileyle hatırlatalım ki, Hrant Dink, bir Ermenistan gezisinde oradaki muhataplarına “Siz 1.5 milyon kişiden bahsediyorsunuz. Oysa ayni dönemde yaklaşık 500 bin Ermeni, din değiştirip Türk olmuştu. Bunları neden dikkate almıyorsunuz?” diye sormuş, Muhatabı da “Bu konunun gündeme gelmesi, davamıza zarar verir” cevabını vermişti.
Dink, daha sonra bir yazısında Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in yetim Ermenilerden olduğunu ve bu konuda belgelere ulaştığını yazmış ve kıyamet kopmuştu.
Dink, “Elimde belgeler var” diyordu. Peki bu bilgiye ulaşan Dink, başka hangi bilgi ve belgelere ulaşmıştı. Kripto Ermenilerin listesi elinde olduğu için mi öldürüldü? Bilgisayarının hard diski kimin elinde?