Hepimiz Avanak Avni miyiz?
Karikatürist Oğuz Aral'ın unutulmaz karakteri "Avanak Avni" heykelini Kadıköy Belediyesi Karikatür Evi önünden çaldığı iddiasıyla tutuklanan Gökmen Turunç hakkında dava açıldı. Gökmen'in 4 yıl 6 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İsmail Saymaz'ın Hürriyet'teki haberine göre Gökmen Turunç, kendisini "Evli. İki çocuklu. Okuryazar. Çiçek satar" olarak tanıttı ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 4 kez yattığını anlattı. Turunç şöyle devam etti:
"Olay günü ailemle tartıştığım için çok hap alıp dışarı çıktım. Kadıköy'de yürürken bu heykeli gördüm. Bana gülümsüyordu. Koşarak gidip sarıldım. Heykel sarsıldı. İçimden bir ses 'Al bunu evine götür' dedi. Ben de alıp hiçbir şeye sarmadan metrobüsle onu evime götürdüm. Benim hiç arkadaşım yoktu. Onun için aldım."
***
Oğuz Aral, Gırgır dergisindeki Avanak Avni karakterini, yanında ofis boy olarak çalışan Rıza Külegeç'in sempatik davranışlarından esinlenerek geliştirmiş. Rıza Külegeç de Oğuz Aral'ın yönlendirmesiyle mizah yazarı olmuş...
Avanak Avni ile ilgili değerlendirmelerden biri şöyle: "Avni tipi, bir gecekondu mahallesi çocuğudur. Hep ezilir ama hiç boyun eğmez. Bazen hileyle, bazen kurnazlıkla, bazen boyun eğer görünerek hakkını korumaya çalışır. 70'li yıllarda Gırgır dergisinin büyük satış rakamlarına ulaşması ile popüler olmuştur.
Avni'nin ünü, Türkiye sınırlarını aşmış; Güney Afrika'daki ırkçı olaylara karşı, Meksika'da ise ABD emperyalizmi karşıtı grupların sembolü olmuştur. Fransa'da AB anayasasına karşı çıkan gruplar da Avanak Avni resimli tişörtler giyerek eylem yapmışlardır."
***
Bu yazıya "Hepimizin içinde bir Avanak Avni var" diye başlayacaktım ama önce konuyla ilgili bilgileri derlemek istedim.
Eğer kitlesel bir avanaklık yaşamasaydık, Süleyman Demirel'in "Yazın Bulgaristan'dan elektrik alıyoruz. Kışın da Bulgaristan bize elektrik satıyor. Ne var bunda" dediği zaman afalladığımız gibi Tayyip Erdoğan, Karasu'da bugün yapılsa 20 milyar dolara mal olacak tank palet fabrikası hakkında "Öncelikle fabrikamızın satılması yalanını uydurdular. Kesinlikle söz konusu değil. Buna inananlara üzülüyorum. Özelleştirme olmayacak sadece belli kısıtlamalar dahilinde işletme hakkı devredilecek" dediğinde de şaşırıp kalmazdık. Oysa Resmî Gazete'de yayınlanan kararnamede "özelleştirme" deniliyor.
***
Kitlelerin avanaklığı üzerinde sörf yapmak, siyasette mesafe almanın bir şartı galiba! Goebbels ne diyordu?
"Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur.
Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.
Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.
Asla kabahat ve suç üstlenmeyin.
Kendinizi savunmak yerine karşınızdakileri sürekli savunmada bırakın.
Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.
Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak kolaydır."
***
Türkiye'nin kendi toprakları üzerindeki egemenlik hakları, bütün ekonomik değerleri satılarak yok ediliyor. Tarım arazileri, ormanlar, yaylalar, su kaynakları satılıyor. Sıra silah fabrikalarına geldi!
Türkiye'ye dışarıdan nüfus kaydırması yapıldı. İçlerinde tehcirle gidenlerin torunları da var!
Şu avanaklığımıza bakın ki, Irak'ın kuzeyinde, 1991 yılında oynanan "güvenli bölge oyunu", şimdi Suriye'nin kuzeyinde ve yine Türkiye kullanılarak, hatta Türkiye'nin de talebi gibi gösterilerek aynen uygulanıyor. Sınırlarımızda ikinci, üçüncü İsrail kuruluyor! Avanak Avni bile bu kurnazlığı yutmazdı!
Biz ise Avanak Avni heykelini evine götüren bunalımdaki genci 10 yıl hapisle yargılıyoruz!