Henüz seçilmemiş Cumhurbaşkanına smokin biçilmez!
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Altılı Masa toplantısından sonra yaptığı konuşmada "Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun, genel başkanlar doğrudan karar süreçleri içinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar. Genel başkanlar, cumhurbaşkanı kadar, cumhurbaşkanı gibi ister içerden ister dışardan olsun her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacak." dedi.
Davutoğlu, önemli atamaların da ortak imzayla yapılacağını söyledi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da hazırladıkları anayasaya mutabık kalacaklarını bildirdi ve "Masa içinden ortak aday olursa, zaten sürecin içinde, işimiz o zaman kolaylaşır. Dışardan adayın da metin için rızasını almamız, onun da süreci sahiplenmesi, benimsemesi önemli." dedi.
***
Bu açıklamalardan anlaşılan o ki Altılı Masa''da, seçimler kazanılırsa, ülkenin parlamenter sisteme geçene kadar nasıl yönetileceği de yazılı bir metinle karara bağlandı... Şayet böyle olmasaydı, Altılı Masa''nın diğer üyeleri "Biz Cumhurbaşkanı''nın görevini nasıl yapacağına dair bir karar almadık ve böyle bir metin imzalamadık" diye açıklama yapardı.
Yalnız Altılı Masa''nın hazırladığı Anayasa değişikliği metninde, Davutoğlu ve Babacan''ın bahsettiği yönetim tarzı yok...
Öyleyse, genel başkanlar, Anayasa değişikliği metninde bile olmayan yetkileri nasıl ve hangi Anayasal yetkiye dayanarak kullanacak?
Tabii önce hem Cumhurbaşkanlığı seçimini hem de milletvekili seçimlerini kazanmaları gerekiyor. Kazanmak da yetmiyor. Anayasa değişikliği için gereken kabul oyuna ulaşılsa bile Cumhurbaşkanı''nın referanduma götürme yetkisi var. Seçilecek Cumhurbaşkanı; altı genel başkanın kuklası durumuna düşmeyi kabul eder mi?
***
Hani Süleyman Demirel, "doğmamış çocuğa don biçilmez" diyordu ya Davutoğlu, henüz seçilmemiş Cumhurbaşkanı''nın nasıl bir smokin veya tayyör giyeceğini şimdiden açıkladı, terziye sipariş de verdi!
Altılı Masa''da imza altına alınmış bir kararın, yani Cumhurbaşkanı''nın kararlarına, altı genel başkanın imza vermesi şartını koyan uzlaşmanın, mevcut Anayasa karşısında hiçbir kıymeti yoktur. Anayasa''yı bu yönde değiştirmek de hemen hemen imkânsızdır.
Öyleyse böyle garip yöntemler üretmek, seçmen desteğinin azalmasına yol açmayacak mı? Bu söylemler, Cumhur İttifakı''na ve aday olabilirse Tayyip Erdoğan''a yaramayacak mı?
Zaten Ali Babacan hem HDP söylemlerinin hem de cemaat ve tarikatların sözcülüğünü üstlenmiş gibi konuşmalar yapıyor... Davutoğlu''nun söylemleri de ondan aşağı kalmaz... Millet İttifakı, bu belirsizlikle Dimyat''a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayacak mı? Önemli oranda oy kaybetmeyecek mi?
***
Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan, AKP''de iken hangi çizgide iseler bugün de aynı çizgideler... Yani kim kazanırsa kazansın, AKP zihniyeti iktidarda olacaksa, onlarla ittifaka ne gerek vardı? Oldu olacak, herkes AKP''ye geçer, tek partili sisteme dönülürdü!
Yok, HDP kapatılacak da adayları seçimlere Babacan''ın listesinden girecekse, Millet İttifakı''nın oyları düşmez mi?
Bana göre Millet İttifakı''nın iki büyük partisi, CHP ve İYİ Parti, durumu gözden geçirmek zorundadır. Çünkü Babacan ve Davutoğlu ile yürünecek yol, AKP ve HDP''nin yoludur.
Diğer taraftan, iki ittifakın da millet adı belirtilmemiş olan "1921 Anayasası" çizgisinde buluşmuş olması, şu an için Türkiye''nin birliği açısından en tehlikeli sorundur... Bilindiği gibi bu söylem, önce PKK terör örgütünün başı Abdullah Öcalan tarafından kullanılmıştır.