Hedef kedi değil tavşandır Tayyip Bey!

26 Mayıs 2010 tarihinde ABD Başkanı Obama tarafından açıklanan Amerikan Milli Güvenlik Stratejisi’nde, Büyük Ortadoğu Projesi, “Advance Peace, Security, and Opportunity in the Greater Middle East” başlığıyla yer alıyor.
“Genişletilmiş Orta Doğu Projesi” nin barış ve güvenlik için bir fırsat ve şans olduğu öne sürülüyor. Belgede, İsrail’in güvenliği ve İran’ın hem İsrail’i hem Arap, İsrail barışını tehdit etmesi esas alınıyor. İran ile mücadelenin, ülke liderlerini değiştirmek suretiyle devam edeceği, İran’ın uluslararası sorumluluklarını yerine getirmemesi halinde dünyadan izole edileceği gibi ifadeler kullanılıyor. Bu durumu Nejat Eslen hatırlattı.
Demek ki Türkiye’de bazıları “Büyük Ortadoğu projesi ölü doğmuştur” veya “Büyük Ortadoğu projesi rafa kaldırılmıştır” gibi sözlerle Türk kamuoyunu aldatmaya çabalıyor..

* * *

Önceki gün Ulusal Kanal’da Nejat Eslen ve Bülent Esinoğlu ile birlikte füze kalkanı konusunu konuştuk.
Eslen ve Esinoğlu, NATO’nun artık “Uluslararası ticaret yolları ve enerji güvenliğinin sağlanması”nı bir strateji olarak benimsediğini, bunun asıl hedefinin Çin’e giden enerji yollarını kesmek olduğunu belirttiler. Yeni NATO’nun strateji belgelerinde “Sınırlar ötesi bütün çatışmalara ve istikrarsızlıklara müdahale” misyonunun ortaya konulduğunu, uzaya erişimi engelleyecek sistemler ve siber güvenlik üzerinde durulduğunu, böylelikle NATO’nun bir savunma örgütünden bir saldırı örgütüne dönüştüğünü anlattılar.
Füze kalkanının ise asıl hedefinin İran olduğunun altını çizdiler.
NATO’nun stratejik belgelerinde ve son Lizbon bildirisinde, açık açık balistik füzelerin veya nükleer bombaların teröristlerin eline geçebileceği gibi bir tehditten bahsediliyor. Oysa herkes biliyor ki eğer ilgili devlet vermemişse, bir terörist organizasyonun eline bu türde silahlar geçmesi mümkün değildir.
Demek oluyor ki, ABD, tıpkı 11 Eylül saldırısında olduğu gibi önce bir terör örgütünün saldırısını planlayacak, sonra da NATO’nun yeni misyonu gereği, olayın yaşandığı bölgeye müdahale edecek.
NATO, bugün kabul edilen stratejisi ile Kuzey Irak’a da Güneydoğu Anadolu’ya da müdahale edebilir.
ABD bu iş için dünyayı beş bölgeye bölmüş ve beş ordu hazırlamış, altıncı orduyu ise kriz bölgelerine müdahale gücü olarak planlamıştır.
Tayyip Erdoğan’ın Temmuz ayında, Toronto’da yaptığı konuşmada, NATO’yu Kandil Bölgesi’nin kontrolü için göreve çağırmıştı. Biz “ABD’nin ‘NATO’yu davet et’ talebini yerine getirmek, kale kapılarını düşmana açmak gibi bir eylemdir!” yorumunda bulunmuştuk.
İşte füze kalkanı projesi, böyle bir projedir. Radarlar, Türkiye’ye yerleştirilecek ama füzelerin kontrolü Almanya’daki Amerikan üssünde olacak! ABD, istediği an, Türk hava sahasında uçan kuşu bile vurabilecek!

* * *


NATO Zirvesi’nde Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy’nin İran’ın hedef alınıp alınmadığı yönündeki sorulara “Biz kediye kedi deriz, Hedef İran’dır” yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Tayyip Erdoğan “Bilmiyorum sayın Sarkozy’nin dediğinden siz ne anladınız da biz de kediye kedi deriz. Ama burada öyle bir hedef ortaya konmadığına göre o sadece kendi hafıza kaydı içerisinde olan neyse onları açıklıyor” cevabını verdi.
Belki kedi değil de tavşandır!
Hani eski İngiliz Dışişleri Bakanı Straw, Türkiye konusundaki ılımlı politikasını eleştiren bir karşıtına “Tavşanı evvela yakalayalım, derisini sonra yüzersiniz” demişti.
Yakalanacak tavşan Türkiye idi!
Şimdi füze kalkanı ile “tavşan” ı köşeye sıkıştırdıklarını düşünüyorlardır herhalde

Yazarın Diğer Yazıları