Hayali beton olan Türkiye!
Türkiye gerçekten çok zor bir dönem yaşıyor. Yakın tarihimizin en zor günlerini yaşıyoruz.
İçerde beceriksiz bir iktidarın yarattığı büyük hasarın üzerine bir de dünyada yaşanan kaos eklenince kötü günler daha da çekilmez hal almaya başladı.
Aslında bugünleri yaşayacağımız daha birkaç yıl öncesinden belliydi.
Bugünler adeta bağıra bağıra geldi.
Uruguay''dan et ithal ettiğimizde, Bulgaristan''dan pirinç, Rusya''dan buğday almaya başladığımızda.
Kimse umursamadı.
Daha 10 yıl öncesine kadar buğday sattığımız Rusya''dan neden alım yapıyoruz demedi.
Kimse neden Uruguay''dan saçma sapan et ve kesimlik hayvan ithal ediyoruz diye sormadı.
Yazanları da "felaket tellalı" olmakla suçladılar.
Cebinizdeki paranı harcamayın kötü günlere hazırlıklı olun yazıma "sende kına yakarsın" diye yanıt verenler oldu.
O gün bugün mü?
Hayır!
O gün daha gelmedi. Bugün etin kilosunu 120 liradan, 20 liralık Ayçiçek yağını 160 liradan ve dahası 300 gramlık ekmeği 4 liraya bulabiliyorsak emin olun bunlar iyi günlerimiz.
Daha kötüsü olur mu?
Kötünün sonu yok!
Biz bu kafayı değiştirmediğimiz sürece kötü günlerin daha kötüsü hep kapımızda olacaktır.
Hani Berat Albayrak''ın o meşhur sözü vardı ya, "Şubat ocaktan, mart ise şubattan daha iyi olacak" diye.
Aynen öyle… Nisan mart ayına göre daha kötü olacak… mayıs ayı nisan ayına göre…
İster felaket tellalı deyin isterse uyardı. Ne derseniz deyin ama o kötü günler kapımızda.
Üretmiyoruz! Fabrikalarımızı yıkıp AVM yaptık. En verimli topraklarımıza lüks havuzlu siteler yaptık.
Trakya''nın tamamı ayçiçeği tarlası iken bugün tamamen beton yığını.
Sadece Trakya değil.
Tüm Türkiye öyle.
Köyler boşaldı. İstanbul''da para kazanıp kendi köyünde 7 katlı bina yapan insan sayısı hiç de küçümsenecek gibi değil.
Adama soruyorlar "milli piyangodan büyük ikramiye çıkarsa ne yaparsın?" Yanıtı tam Türkiye gerçeği: Köyde büyük bir ev yaparım.
Röportajı yapan gazeteci bir kez daha soruyor: Çok para çıksa?
Adamın yüzünde adeta güller açıyor: O zaman köyde 20 daireli site yaparım!
İnsanımızın hayali bile beton!
Ekonomi deyince akla kupon arazi ve inşaattan başka bir şey gelmeyen siyasi partinin 20 yıldır yönettiği bir ülkede başka ne beklerdiniz ki?
Rusya ayçiçeği yağına kota getirdi. Bu önümüzdeki günlerde daha yüksek fiyat ve raflarda az ürün demek.
En büyük korku ise aynı kotanın buğdaya getirilmesi.
İşte o zaman hep beraber karnımızı doyurmak için Ayçiçeği ve buğday tarlalarına yaptığımız o evlerin betonlarını ve demirlerini kemireceğiz…
Dünya büyük bir krizin eşiğinde. Bu krizin adı enerji ve gıda olacak.
Kendi kendine yeten ülkeler bu krizi rahat atlatacak.
Türkiye gibi ülkelere ise emin olun Allah bile acımayacak. Tıpkı bizim o ağaçlara ve verimli topraklara acımayıp kesin betona gömdüğümüz gibi…
Yine de inşallah Allah hiçbir şeyden haberi olmayan çocuklarımıza acır ve bu kötü günleri onlara yaşatmaz.
Çünkü bizim siyasi ve ekonomik tercihlerimiz onlara yaşanmaz bir ülke bıraktı.
Yurtdışına kaçmak için fırsat kollayan o çocuklara bu kötü kaderi coğrafyamız değil bizler verdik.
İbn-i Haldun''un "Coğrafya kader" sözü bence Türkiye için geçerli değil.
Bizim için söylenecek en doğru söz, "Sandıkta kullandığın oy senin kaderindir"
Biz çocuklarımıza bu kaderi 20 yıldır sandıkta kullandığımız oy ile verdik.
Söylenecek fazla söze gerek yok!