Hava değişimi

Hava değişimi insanı çarpabiliyor... Vücudunuz ani değişikliklere farklı tepkiler verebiliyor... Bazen siz siz olmaktan çıkıyorsunuz...

"Biz inandığımızı her yerde aynı şekilde söylüyoruz" gibi bir iddianız varsa ve eğer hava değişimi derdine düştüyseniz bu iddianız yerle bir olabiliyor...

Meselâ Diyarbakır'a gittiğinizde "Biz Türk demiyoruz, biz Kürt demiyoruz, biz tek millet diyoruz" diye seslenirken, birkaç gün sonra Trabzon'a indiğinizde 'Türk milleti'ni seslendirebiliyorsunuz... İşte bunlar hep hava değişiminin sonuçları...

Van'a geldiğinizde bir anda reenkarnasyondan önceki hâliniz aklınıza geliyor ve aniden fırlıyorsunuz: "Biz Şivan Perver'iz, biz Ahmet Kaya'yız" diye... İki gün sonra Yozgat'a varınca hava değişir ve fark dile vurur: "Başbuğ'un hayallerini gerçekleştiriyoruz"...

Van'da 'Başbuğ'un hayalleri'nden, Yozgat'ta da Şivan Perver'le Ahmet Kaya'dan bahsetmek olmuyor tabii... Bu işin bir raconu var çünkü... Yine de "Biz inandığımızı her yerde aynı şekilde söylüyoruz" havasından vaz geçmek yok ama!..

Denk geldiği yerde 'Mehape zihniyeti'nden 'MHPli kardeşler'e rahatlıkla viraj alınır, bozkurt işareti yapılabilir... Bozkurt yapılmayacak da Yeni Zelanda Maori kabilesinin Haka dansı yapılacak değil elbette... İşin içine hava değişimini de kattığınızda bunların hepsi normalleşiyor...

Hava gibi coğrafyanın da insan metabolizması üzerinde farklı etkileri olabiliyor... Dağlar denize paralelse başka, dikse başka birisi olabiliyorsunuz... Şehirlerin rakımı kadar bitki örtüsü de dil üzerinde farklılaşmaya yol açabiliyor... Meselâ "Sivas'tan ötesi berisi" diye çizilen sınır da işte böyle bir şeydi!..

***

Peki bunun çözümü ne?

Çözüm yeni anayasa tasarısında... Mâlumunuz, bu tasarıyı savunanlardan bugüne kadar doğru biçimde maddeleri konuşanı pek görmedik...

Savunanların bilimsel teorileri şöyle: "İlk 10'a girecez... Uçucaz... Kaçıcaz... Zıplıycaz... Almanları perişan edicez... Hollandalıları çatlatıcaz..."

Mübarek, 'anayasa' değil, alternatif tıp mucizesi!.. Hukuk hariç her şeye yarıyor!.. Onun için hukuktan çok, başka hangi branşlarda işe yarayacağı konuşuluyor... Tıpkı eskiden Şehir Hatları vapurlarında seyyar satıcıların yaptığı gibi pazarlanıyor...

Bu pazarlamacıları görünce insanın aklına Şener Şen'in oynadığı o meşhur sahne geliyor: "En iyi jilet budur... Dünyanın bütün meşhurları bununla tıraş oluyor... İngiltere kralı, rahmetli Başkan Kennedy, taçsız kral Pele, Beckenbauer, kaleci Mayer, Nadia Comaneci, Brigitte Bardot ve Fenerbahçeli Cemil... Hepsi şöhretlerini bu bıçağa borçludurlar... Evet, denemesi bedava... Hem de hiç para vermeden... "

Bizde de anayasa tasarısı aynen bu şekilde sunuluyor ve savunuluyor, üstelik bunun da denemesi bedava!.. Gözlerini kapatıyorsun, oyunu sandığa atıyorsun, sonrası mucizevî bir şekilde geliyor... Bir anda istikrara kavuşuyoruz, atmosferin en üst katmanına kadar fırlıyoruz!.. İşsizlik sıfırlanıyor, millî gelir o kadar artıyor ki ağaçlardan para topluyoruz, çift başlılık ortadan kalkıyor, başın biri boynunun altında kalıyor, üçüncü havaalanı düşmanı yerin dibine sokuyor, dünya devi kesiliyoruz...

***

Henüz "Taçsız kral Pele de bu anayasayla tıraş olurdu, Başkan Kennedy şöhretini buna borçluydu, Fenerbahçeli Cemil geceleri yastığının altına bu anayasayı koyunca uyku bozukluğu ortadan kalkardı" diyen bir işportacı çıkmadı...

Yine ümitliyiz, çıkacak birileri ve bu tasarıyı alana yanında 7 kilo bal verecek!.. Birisi çıkacak, İsviçreli bilim adamlarıyla yaptıkları ortak çalışmalarda bu anayasanın eklem ağrılarına, bel ve boyun fıtığına iyi geldiğini söyleyecek!..

'Muhafazakâr müteşebbis' bir kardeşimiz, bu anayasanın hap, krem veya fitil şeklinde değil de serum yoluyla kullanılması durumunda kana daha hızlı karıştığını ve bunun da bilumum sindirim sistemi rahatsızlıklarına çözüm olduğunu bildirecek!..

Suya katılıp yüksek ateşte kaynatıldıktan sonra bir süre bekletilip içilirse migrene, sinüzite, hafıza kaybına, böbrek taşına ve tansiyona iyi geldiğini savunan anayasa hukukçularımız var zaten!.. Diğerlerini de bekliyoruz...

İnşallah hava değişimine de iyi gelir!..

***

"Yozgat ne yandaydı gardaş? Türkeşli, ülkücülü mülkücülü konuşma yapacaktım da..." Veyahut "Burası Van'dı değil mi? Rahmet olsun, burada kendimi Şivan Perver gibi hissediyorum yaaaa..."

Yazarın Diğer Yazıları