Hatay'ı yıkan zemin ve Türkiye!
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 11 ili etkileyen 6 Şubat'taki deprem sonrası Kahramanmaraş'ta bilim insanlarıyla incelemelerde bulundu. Kahramanmaraş merkezinde yer alan Narlı Fayı'nın kırılmadığını belirten Sözbilir, “Narlı Fayı kırıldığında, 6,7 büyüklüğünde bir depreme neden olabilir. Narlı Fayı, Kahramanmaraş ile Gaziantep arasında olan bir bölgede yer alıyor.” dedi.
***
Ankara, Kocaeli ve Eskişehir Teknik Üniversiteleri de Bursa'da gerçekleştirdikleri ortak çalışmayla yeni bir fay hattı keşfettiler. AFAD tarafından desteklenen çalışma, 95 kilometre uzunluğunda ve 7,3 büyüklüğünde deprem üretebilecek bir fayın varlığını ortaya koydu.
Çalışma sonuçlarına göre, fay hattı Kayapa'dan başlayarak Bursa Ovası'na uzanıyor. Şehir merkezinden geçerek Yenişehir'e kadar uzanan bu fay hattının toplam uzunluğu 95 kilometre olarak belirlendi. Kayapa Deresi’nden Bursa-batı havzasına uzanan fay, şehir merkezine Timsah Arena ile Şehir Hastanesi arasından geçerek ulaşıyor.
***
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Engin Er, yeni keşfedilen fay hattının 2012 yılında açıklanan aktif fay hattı haritalarında yer almadığını açıkladı.
“Bu alüvyonun altında kalan bir fay... Ancak böyle detaylı bir çalışmayla belli olabilirdi” diyen Er, “Bursa Ovası'nda 700 metreye varan bir alüvyonal zemin var. Şuna benziyor; bir bardağa su alın. Bardağı masaya koyun. Bardak durduğu halde su nasıl sallanmaya devam ediyorsa alüvyon zeminlerde de böyle oluyor. İzmir’de ve 6 Şubat’ta bunu gördük. 6 Şubat depremi Maraş’ta oldu, en çok hasar Hatay’da var. 200 kilometre mesafe var ama en çok hasarın olduğu yer zeminle bağlantılı. Alüvyon zeminlerin depremi büyütme özelliği var” diye konuştu.
***
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür ise “Kuzey Anadolu Fay Hattı, yani Bingöl Karlıova'dan başlayıp Marmara Denizi'ne kadar gelen bu fay hattı, her nerede bir deprem oluşturursa oranın batısı bir sonraki deprem için hedef haline gelir, bu hep böyle olmuştur. Kuzey Anadolu Fay Hattı, depremleri doğudan batıya doğru taşımaktadır.” dedi.
***
Görüldüğü gibi, fay hatlarındaki hareketler, bir sonraki depremin yönünü gösterdiği gibi Hatay faciası, alüvyon zeminlere veya ovalara neden şehir kurulmaması gerektiğini de herkese bir defa daha hatırlattı. Yalnız, yeni şehrin dağ eteklerine kurulacağı söylenirken, zeytin bahçelerinin yok edildiği ve yeni binaların yine ovaya dikildiği görülüyor. Üstelik rezerv alan ilan edilen bölgede, tapu sahiplerine de ciddi bir garanti verilmiyor. Bu arada Hatay'ın nüfus yapısının değişmesine de göz yumuluyor...
***
Yer bilimcilerin tespitlerine bir diyeceğim yok. İstanbul ile ilgili deprem tahminlerine ise itirazım olmuştur. Kuzey Anadolu fayı, Marmara Denizi'nin altından geçiyor, İstanbul'u da etkiliyor. Yalnız, İstanbul, tarihteki büyük depremlerde hep ayakta kalmıştır. Sebebi de sur içi İstanbul'un yedi tepede kurulu olmasıdır.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Engin Er'in “alüvyon zemin uyarısı"ndan anlıyoruz ki asıl tehlike sonradan yerleşime açılan İstanbul'un ovalarındaki yerleşim birimlerindedir. Üstelik buralardaki yapılar da depreme dayanıklı değildir...
***
Tabii, insanlık için en büyük fay hatlarından biri cehalet ise diğeri de mal veya para hırsıdır. Rüşvetle veya usulsüzlükle fay hattı değiştirebilen bir toplumsal yapının kendisi fay hattıdır!
Milletler için en büyük fay hattı ise istila sonucu kültürel kimliğini kaybetmesidir. Anadolu nice istilalar gördü ve her istila mevcut devleti yıktı. Bugün de Türkiye, göz göre göre kendi yöneticileri tarafından yabancılara açıldı. Daha şimdiden, Türk Milleti'ne, kendi Cumhurbaşkanı tarafından, "Milletin çeşitliliğine dayalı Anayasa" dayatması yapılıyor. Bu girişim, Hatay'ı yıkan fay hatlarından daha tehlikelidir. Çünkü Türkiye'nin zemini yumuşatılıyor...