Hata yapan hile de yapar
Binlerce öğrenciyi direkt ilgilendiren Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) yerleştirme hatası "Özür dileme" ile ya da soruşturma ile bazı çalışanları işten çıkartarak atlatılmalı mı?
Öncelikle ÖSYM Başkanı derhal görevden alınmalıdır çünkü hata yapan hile de yapar. Affetmek ise suça ortak olmaktır.
Ayrıca mağdur olup yerleştirme dışı kalan yüzlerce öğrenci kesinlikle boş kontenjanlara yerleştirilmelidir. Öğrencilerin hayallerini yıkmaya, umutlarını söndürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
Hata kime yapılmış Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ resmen açıkladı:
1- İmam Hatip Liseleri mezunları.
2- Sağlık Astsubay Hazırlama Okulu mezunları.
Genel liselerde yapılmamış, meslek liselerinde yapılmamış bu iki okul mezunlarına "ek puan" konulmadan hesaplama yapılmış.
Bu ne tesadüf, bu ne dalgınlık, bu nasıl hata ki İmam Hatip ve Astsubay okullarını bitirenlere denk gelmiş.
AKP hükümetleri döneminde çalınan sınav sorularına tanık olmadık mı?
Bugün ÖSYM'nin sınav sonuçları ile yerleştirmeleri, "hilesiz ve hatasız" yaptığına kamuoyunu kim ikna edebilir?
Beni edemezler.
Macun tüpten çıktı, yerine tekrar konulamaz.
ÖSYM şaibeli bir kurum haline geldi ya da getirildi.
Ne sınav sonuçlarına ne de yerleştirme sonuçlarına %100 inanamıyor kamuoyu.
ÖSYM kurucusu olan ve yıllarca başkanlık yapan merhum Prof. Dr. Altan Gökalp hocamızın ruhu şad olsun. Rahmetle minnetle anıyorum.
Devlet ciddiyetinin, sorumluluğunun, devlet ve bilim adamı olmanın örneği idi Günalp hoca.
Binlerce öğrencinin mağduriyetine yol açan Prof. Dr. Ömer Demir'in aklından herhalde sorumluluğu üstlenip istifa etmek geçmiyordur.
Bozdağ diyor ki, "ÖSYM'nin yaptığı büyük bir hatadır. Üniversite sınavına giren gençlerimizin tamamı hayallerini gerçekleştirmek için ter döküyorlar, emek veriyorlar.
Oranın işlemlerini doğru, objektif, güvenilir bir şekilde yapacağına inanıyorlar. ÖSYM bir güven adresidir. Zaman zaman böyle olaylar olduğunda da ÖSYM elbette yıpranmaktadır. Bu hadisede de açık net hata vardır. ÖSYM yetkilileri ile yaptığımız görüşmede onlar kasta dayalı bir hata olmadığını ifade ettiler. Bir ihmalden bahsettiler. Bu ihmal de olsa buna dair ÖSYM gereken değerlendirmeleri yapacaktır."
Peki, hükümet ne yapacaktır? Bu kadar vahim tabloyu açıklayan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ uzun yıllar Adalet Bakanlığı da yapan hukukçudur.
Sistem kurulsa da, bilgisayar her şeyi düzenlese de bunlara verileri girecek insandır ve "ihmal" kasıt olsun olmasın söylediğiniz gibi hatadır ve suçtur.
Sorumlusu da ÖSYM Başkanı Demir'dir.
Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz da, "Bu bir hata. ÖSYM'nin hatası. Hatanın hiçbir zaman iyisi olmaz. Keşke olmasaydı. ÖSYM özür diledi. Değerler eğitiminin bir parçası özür dilemek. Bir öğrenci 'Yanlış yaptınız, bu yanlışı düzeltin' diyor. Varsa bu hatanın düzeltilmesi lazım. Yapılan şey bir hatadır. Bundan sonra olmayacağını düşünüyoruz. Bununla ilgili soruşturmalar da başlatıldı. Bunun nedenini biz de kamuoyuna açıklayacağız. Kimin kusuru varsa soruşturma açılır. Kuruma güven azalıyor. Bundan sonra çok daha dikkatli olmak lazım" diyor.
Kuruma güven "azalmadı". Sayın Yılmaz bitti. Artık kimse ÖSYM'nin sınav sonuçlarına güvenmiyor.
Ayrıca Bakan Yılmaz, "Sınav saat 10.00'da diye açıklansın öğrenciler saat 10.00'da salona alınsınlar sınav 10.15'te başlasın" diye çözüm önerdi.
Bu formül 09.00-09.15 saatlerindeki mağduriyeti kaldıracakmış.
Ya 10.01'de ya da 10.06'da gidip kapıda kalan olursa ne olacak?
Bu formüle sadece güldüm...