Hassas bölgeler!..

İstanbul'da görev yapan 22 bin polise Şark talimatı geldi. Bu rutin bir işlem ama sıradan olmayan husus; talimat giden polis sayısı. Daha önceki dönemlerde bu sayı 4'te birine ulaşmıyordu. İstanbul'da polis kadrolarındaki eksiklik hele ihtiyaç duyulan tecrübeli polis kadrolarında sıkıntı, sağır sultanın bile bildiği gerçek. Ankara gibi İstanbul'un da terör saldırıları için nasıl açık hedef haline geldiği ortada. Her iki ilin güvenliğinin terörle mücadelede daha tecrübeli ve liyakatli kadrolar tarafından sağlanması gerektiğini dile getirmek için tivilerde boy gösteren "uzman"lardan olmak gerekmiyor. Şöyle, devlet koridorlarında, bu işlere gecesini gündüzlerine katarak mesai harcayanlarla konuştuğunuz zaman AKP polis devleti inşaası için yapılan kıyım ve zulümlerin faturasının nelere mal olduğunu kolayca gözlemleyebiliyorsunuz. "Biz senin gibi gazeteci miyiz? Devlet koridorlarında nasıl dolaşıp bunları dinleyebiliriz" derseniz; o zaman son yıllarda iki büyük metropole ellerini kollarına sallaya sallaya giren canlı bombalara, patlamalara, terör saldırılarına ve yitirdiğimiz canlara bakın!..

Doğrusu-eğrisi ayırt edilmeden yapılan haksız budamaların polis teşkilatında yarattığı moralsizlik ile yönetim boşluğu had safhada... Emniyet teşkilatının içinde bulunduğu büyük bunalımı AKP'deki kadrolar da çok iyi biliyor. Gel gelelim onların da elinden gelebilen bir şey yok! "Kimseyi tanımam ben kardeşim" hegemonyasından çok korkuyorlar. Kendi aralarında sıkıntıları mırıldanabiliyorlar. Volume yapmak çok tehlikeli ve yasak!.. Bir gece ansızın erken seçim olursa fena halde çizik yenilebilinir. Yenimahalle'den birileri, ziyaret edip manalı manalı(!) hatırlatmalarda bulunabilir. Külliyeden çok talihsiz telefonlar gelebilir, gece yarısı bile. Şu an itibarıyla AKP Meclis grubuna tevdi edilen en ulvi görev; yakalanan her fırsatta bir hır çıkartıp CHP mebuslarına tekme tokat girişmek. Meclis'te görev yapan polislerin Genel Kurul'a girme ve müdahale durumları asla ve asla söz konusu olmadığı için emniyet zafiyetinden bahsetmek de söz konusu olamıyor.

Emniyet içindeki telaşeden nereye geldik... Nerdeyse konuyu dağıtacağız!..

Sık sık bu sütunların konusu oluyor; terörle mücadele için bölgeye gönderilen Emniyet güçlerimizin yeterince eğitilmemiş olması. Hatta, operasyon noktalarını iyi tanımayan yöneticiler yüzünden yaşanan aksaklıklar ve verdiğimiz şehitler. AKP iktidarının önünde duruyor raporlar. Apaçık yazıyor; terör örgütü PKK'nın bahar ayaklanması için yaptığı hazırlıklar ve tarihi Nevruz'dan daha öne çektikleri 15 Mart gibi kanlı eylemleri yoğunlaştıracakları... Şimdi!.. Bölgeye polis yığmakla bunların önüne geçilebilir mi?.. Bakın!.. Bu soruya cevap vermeden önce, bir süredir, bana özel harekat polislerinden -mektup, e-posta-telefon- ulaşan şikayet ve sıkıntılardan bahsedeyim;

"* Diyarbakır ve diğer ilçelerde yapılan sokak savaşlarına karşı yeterince eğitilmedik, tatbikat yaptırılmadı ve çok acemilikler yaşadık ve çok şehit verdik.

*El yapımı patlayıcılara ve keskin nişancılara karşı yeterince zırhlı araç, çelik yelek ve mihver desteği verilmedi, operasyonlar hep eski kara düzen ile yapıldı ve çok zayiat verildi. Daire, gelişen teknoloji ve tekniklere karşı kendisini geliştirmedi.

*Ağır yaralanan arkadaşlarımız başka illere ve hastanelere ambulanslarla götürüldüler. Çoğu yollarda şehit oldu. Seçimlerde kullanılan helikopterler neden bizden esirgendi?..

*Moralsizlik yüzünden, binden fazla dilekçe var daireden çıkmak için ama cevap vermiyorlar.

*Daire illerdeki özel harekat şubelerine yazı yazarak daireden çıkmak isteyen özel harekat polislerinin hangi şubelerde çalıştığını soruyor, bizler vatan haini değiliz."

Terör bölgesinde görev yapan kahraman polislerimizden çokça şikayet ulaşıyor Ankara'ya. Bu aslanların görevden kaçma gibi bir düşünceleri, hiç yok. Tek istedikleri şey; sorunların acilen çözümü. Daha etkin ve vurucu mücadele için daha yetkin ve tecrübeli kadroların kendilerini gereken süre içinde tam olarak eğitmeleri ve bölgeye göndermeleri. Teröristle şehir savaşında mücadele için gerekli teknolojinin tereddüt edilmeden sağlanması. Bunların yapılması ile birlikte şehit sayısının azalması.

Az önceki soruya tekrar dönelim; "Bölgeye polis yığmakla terörün/teröristin kökü kazınır mı?"

Doldur boşaltla olmaz!..

Ankara'dan İstanbul'dan al; Diyarbakır'a, Hakkâri'ye, Mardin'e, Van'a, Ağrı'ya, Tunceli'ye, Şırnak'a gönder...

Çorum, Çankırı, Yozgat'tan al Ankara'ya getir. Sonra onları da al, Siirt'e Batman'a gönder.

KPSS'de kazanıp da atanamayanları(!) 3 ay eğit ateş çemberinin ortasına at!..

Polislerimizin şehir savaşları için tam olarak eğitilmesine ve Emniyet'teki aksaklık ve eksikliklerin tam olarak giderilmesine kadar sahayı tamamen Jandarma Özel Harekat (JÖH) ve Bordo Berelilere bırakmaktan başka çözüm yok.

Kooperatif yönetme mantığı ile devletin en hassas birimleri idare edilebilir mi?

Bu manidar soruyu şimdilik buraya not olarak düşelim!..

Yazarın Diğer Yazıları