Hasırda bir parmak delik açmak gibi...

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ilgili bakanlarla beraber çalışma yaptıklarını, Borçlar Kanunu''na geçici madde ekleneceğini ve konut kiralarındaki artışın bir önceki yıla göre yüzde 25''i geçmeyecek şekilde düzenleneceğini açıkladı.

Bozdağ, "Bu, geçici bir düzenlemedir. Kiracı ve ev sahibinin hukukuna halel vermeden ikisinin de belli bir fedakârlıkta bir noktada durmasına da özen gösterdik. Umarım beklentileri karşılar. Umarım beklediğimiz sonuçları doğurur." dedi.

***

Karar, ilk bakışta, kiralardaki yüzde 200''lük, yüzde 300''lük artıları frenleyeceği için kiracılar açısından olumlu bir gelişme gibi duruyor değil mi?

Peki ama akaryakıt fiyatlarında da aynı oran geçerli mi? Öyle ya geçen yıla göre benzin/mazot fiyatı yüzde 300 arttı... Borçlar Kanunu''na bunun için de bir madde konulabilir mi?

Denilebilir ki, "Akaryakıt fiyatlarındaki artışı durdurmak, Türkiye''nin elinde değil ki... Petrol fiyatları artıyor..."

Öyleyse, akaryakıta bağlı olarak bütün ürün ve hizmetlerin fiyatı arttığına göre sadece kiralardaki, artışı yüzde 25 ile sınırlamanın mantığı nerede?

Üstelik tam da Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Yoksa enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik. Yüksek faiz artışı yapardık. O zaman üretim dururdu. Kur korumalı TL''ye geçerek bir yandan doları frenledik. Diğer yandan üretimi ve büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyor. Çarklar dönüyor" demişken...

Doların durmuş hali 17 lirayı geçti... Ya durmasaydı?

***

İşçi ve memur dışında ürününe veya hizmetine zam yapabilen için çarklar gerçekten de dönüyor... Kayıpta olan, gıda fiyatları, elektrik, doğal gaz/tüp ve ev kirası artışlarına ücreti veya maaşı yetmeyen, faturaları ödeyemeyen işçi ve memur...

Nebati, "Biz dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik, gelirlerini arttırıcı düzenlemeler yapıyoruz. Böylece onları enflasyonun karşısında korumaya çalışıyoruz." diye düzeltme de yaptı ama kirayı yüzde 25 ile sınırlamak dışında bir düzenleme işareti yok... Memurlarda ek göstergenin artacağını söylediler ama bu da hiçbir derde deva değil... Artışın, bir depo benzini bile karşılayacağı şüpheli...

Bakınız Atila Sertel ortaya çıkardı ki, BOTAŞ''ın 171 yöneticisi, kendilerine 3-12 bin lira arasında değişen para ödülü yazmış, 2599 işçiye ise zırnık bile vermemiş...

Bütün kalemlerde hayat en az yüzde 300 artmış durumda ve iktidar, "Biz bunu bilerek yaptık. Enflasyonla büyümeyi tercih ettik. Şirketler kâr ediyor." dedikten sonra fiilen uygulanması imkânsız bir karar alıyor ve kanunla kira zam oranını yüzde 25''te tutmaya çalışıyor...

***

Nasrettin Hoca, köylüler istihkakını kesince "görürsünüz siz" demiş ve dağın başına iki direk dikip bir hasır germiş... Bir süre rüzgâr esmemiş, yağmur da yağmamış, tarlaların bereketi kaçmış. Bu durumun, dağ başındaki hasırdan kaynaklandığını düşünen bir köylü, Hoca''nın yanına gitmiş ve kendi payına düşen bir akçelik istihkakı vermiş... Hoca da yerinden kalkmış, parmağıyla hasırda bir delik açmış... Köylü, "Aman hocam ne yapıyorsun bir parmak delikten rüzgâr eser mi?" diyecek olmuş... Hoca da "Bir akçeye bir parmak rüzgâr" diye cevap vermiş..

Kira artışının yüzde 25 ile sınırlandırılması ve ek gösterge artışı, bir parmaklık rüzgâr bile değil... İktidarın, dağın başına gerdiği hasırı tamamen kaldırması gerekir... O hasır, "enflasyona dayalı büyüme modeli" diye gösterdikleri, talan ekonomisidir...

Yazarın Diğer Yazıları