Hamdolsun teğet geçti!
Başbakanımız bir kez daha haykırdı: “Net bir şekilde söylüyorum kriz Türkiye’yi teğet geçmiştir.”
Krizin Türkiye’yi teğet geçtiği resmen beyan edilmiştir. Devletin tepesindeki en yetkili kişi bunu söylüyor.
Bu teğetin resmi hali.
Bir de sosyal hali var.
Yer Tozkoparan. AKP’nin yüzde 40’ın üzerinde oy aldığı Güngören’e bağlı bir semt. Bir pazar içindeki eski bir berber dükkanı. 35 yaşındaki adam elini tuttuğu 6-7 yaşındaki oğlunu berber dükkanına getiriyor. Çocuğun saçları artık gözlerini kapatır duruma gelmiş.
Genç adam biraz utanıp sıkılarak, çocuk tıraşının kaç lira olduğunu sordu. Berberden 6 lira cevabını alan adam cebindeki bozuk paraları saydı ve sadece 4.5 lira çıktı. Babanın o anki hali, çaresizliğini çok iyi anlatıyordu. Adam çocuğunun elinden tutup “Haftaya kestiririz oğlum” deyip berberden geri çıktı. Ve oradan hemen yanı başındaki fırına gidip 2 ekmek aldı.
Bir başka olay:
Yer Bağcılar. 10 yıllık eczacı arkadaşımın anlattığı olay ağlatacak cinsten. Gece nöbeti olduğunda yüzlerce dram yaşanıyor. Parası yetmeyip nüfus cüzdanını rehin bırakanlar. Bu sadece her eczacının başına gelen normal olaylar. Normal olmayan bu olayların son 1 yıl içerisinde patlamış olması. Kadın, gece saat 12’de apar topar eczaneye geliyor. Kulak damlası alacak. Damla 4 lira. Kadın elindeki paraya bakıyor ve “Bunun 2 liralık olanı yok mu” diye soruyor.
Bu da krizin sosyal teğeti.
Bu olayların bir de tezadı var. Onu hepimiz her gün görüyoruz. Bilmem dikkatinizi çekti mi.
Trafikte dolaşan lüks otomobiller. Dahası son yılların modası Jeep’ler. Dünyada otomotiv sektörü büyük bir kriz yaşarken Türkiye’de Jeep’e binenlerin sayısı adeta patlamış durumda. Global kirizin etkili olduğu bir başka sektör ise gayrimenkul. Dünyada konut sektörü resmen çökmüş durumda. Konut fiyatları yüzde 50’nin üzerinde ucuzlamasına karşın alan yok. Amerika’nın tatil beldesi Miami’de lüks bir villanın fiyatı, İstanbul Bakırköy’deki evin fiyatına düştü. Sektör böyle bir kriz yaşarken, Ağaoğlu İnşaat, İstanbul Bahçelievler’de konut projesine başlıyor. Adam 120 metrekarelik evi 370 bin liraya, daha temel bile atmadan peynir ekmek gibi satıyor. Bir de bunlara baktığımızda Başbakanımız haklı. Kriz Türkiye’yi resmen teğet geçmiştir. Başbakanımız; işsiz gencin parasızlıktan çocuğunu tıraş ettiremediğini, hasta çocuğuna ilaç alabilmek için nöbetçi eczaneye nüfus cüzdanını bırakanları görmediği için haklı olarak krizin bizi teğet geçtiğini sanıyor.
Başbakan sağına bakıyor lüks Jeeplerde gezenler, soluna bakıyor lüks konutlarda oturmak için yarışan insanlar. Doğal olarak bunları gören insan, krizin Türkiye’yi teğet geçtiğini söyler.
Kriz Türkiye’yi teğet geçmiştir ama belirli kesim için. Hatta o kesim için zenginliklerine zenginlik katmıştır. Geride kalan milyonlar ise krizi iliklerinde hissetmiştir. Türkiye sosyolojik olarak, bir dönem Sovyetler’in yaşadığı süreci yaşamaktadır. Zengin çok zengin, fakir çok fakir.
İki kesim arasındaki fark boşluk değil, uçuruma dönüşmüştür. O dönemin Sovyetler’inden farklı olan tek yönümüz, halkı ekmek bulamazken kendileri bal kaymak yiyen politbüro üyelerinin olmamasıdır.
Hamdolsun politbüro üyelerimiz yok.