Halkın öfkesi ve İncil üzerinde sörf yapmak!

Bütün dünya, koronavirüsü bıraktı, ABD'de polisin, diziyle Floyd adlı bir siyahın boynuna 10 dakika kadar baskı yapması sonucu boğulması veya resmi rapora göre "ani kalp krizi" geçirerek ölmesine tepkiyle başlayan olayları anlamaya çalışıyor.

ABD Başkanı Trump, siyah vatandaşlarının kalbini kazanacak sözler söylemek yerine, yangına benzinle gitti! Trump, bir kilise önünde İncil ile fotoğraf çektirmek ihtiyacı hissetti ve valiler protestocuların üzerine gitmezse, orduyu görevlendireceğini söyledi.

***

Trump'ın bir mesaj olarak İncil'i eline alması, "din istismarı" olarak yorumlandı. Türkiye'de de sosyal medyada "Biz bu fotoğrafı sanki bir yerlerden hatırlıyoruz" yorumlarına yol açtı.

Peki ya ABD'de bazı güçler, koronavirüs krizi ile başlayan dijitalleşme girdabının, bütün dillerle birlikte dinleri de bu arada Hıristiyanlığı da yok etmeye çalıştığını düşünüyorlarsa…

Tabii bu düşüncede ciddi çelişkiler var. Dilleri yok edeceğini söyleyen Elon Musk, Trump'ın da desteğiyle projelerine başladı. Henüz Hıristiyanlığı tamamen yok edeceğini söyleyen çıkmadı ama Musk, insan beynine çip yerleştirileceğini ve dillerin yok olacağını söylediğine, Bill Gates de bu işi moleküler aşı ile halledebileceğini, "başka seçeneğiniz yok" diye haykırdığına göre bu sürecin, kültürlerin de dinlerin de yok edilmesini beraberinde getireceğini görmek gerekir. Diğer taraftan, Trump'ın sağlık politikasını da Gates'in kankası Fauci yönetiyor!

İslâmı yok etmek veya dönüştürmek ise zaten hepsinin ortak hedefidir. Büyük Orta Doğu Projesi'nin hedefi de budur. Asıl hedefleri ise dünyanın merkezini ele geçirmektir.

***

Amerikan polisi, her yıl, gözaltına almaya çalıştığı siyahlardan üçünü beşini, orantısız güç kullanarak öldürmektedir.

Bu defa tepkinin bütün ülkeye yayılmasının sebebini, New York Times'da yazan siyah yazar Charles M. Darbe, "Umutsuzluğun Yıkıcı Gücü" başlığı altında inceledi:

"Olaylar, devletin, siyahlara yönelik baskılara, vahşet ve hatta katliama karşı harekete geçmemesi ve adaletsizliği ortadan kaldırmak için bir niyet bile beyan etmemesinin meydana getirdiği stresin patlamasıdır. Onlar biliyor ki mağdurun adalet arayabileceği bir yol yoktur. Bu da umutsuzluk yaratmıştır.

Kendisini güçsüz, avlanmış, aşağılanmış ve insanlık dışı hisseden insanların öfkesidir bu... Federal hükümetten yerel memurlara kadar bu insanların adalet çağrılarına kimse cevap vermemektedir.

İnsanlar kendilerini çaresiz, kaybedecek hiçbir şey kalmamış gibi hissettiklerinde başka ne yapmalarını bekliyordunuz? İnsanların beklentilerini yok edersiniz, mülkünüzü yok ederler.

Cildinizin rengi nedeniyle hayatınızın sürekli tehdit altında olduğunu düşündüğünüz bir dünyada yaşamak, bir şiddet biçimi değil midir?

Amerika'daki beyaz insanlar, siyah insanlara ve yerli Amerikalılara yüzyıllar boyunca katliam yaptı. Amerika şimdi barış istiyorsa daha duyarlı olmalıdır. Bunun yerine acılarınızı içinize gömmenizi ve itaat etmenizi istiyorlar. Bu mümkün müdür?"

***

Yazarın tespitleri doğrudur ama olayların, bu stresi harekete geçiren ciddi bir örgütleme sonucu büyüdüğü de örgüt adlarına kadar belli... Örgütler ise ABD ve İngiltere'nin kurguladığı ve dünyada başka eylemlerde kullandığı yapılanmalardır... Arap Baharı veya Gezi olaylarında ortaya çıkan "beyaz maske"nin ABD'deki eylemlerde de sırıtması ilginç değil mi?

Bu olayların, kendiliğinden yaygın hale gelmediğini, ABD yönetimini ele geçirmek isteyenlerle elde tutmak isteyenlerin mücadelesinde dayanak olarak kullanıldığını, muhalefetin ezilenlerin öfke dalgası, iktidarın ise İncil üzerinde siyasi sörf yaptığını söyleyebilirim.

dfs-004-001-011-001-001-001-002.jpg

Yazarın Diğer Yazıları