Halkı, bidon kafalı yerine kim koyuyor Sayın Erdoğan?
Tayyip Erdoğan, Sivas’ta yaptığı konuşmada “Kimse benim vatandaşıma ‘AKP’ye oy vermişse bunlar göbeğini kaşıyanlar’ diyemez. Bu ülkede bu tür tiplerin nerede bulunduğunu gösteriyor. Bunların sevgili köpekleri vardır onlarla yatarlar onlarla kalkarlar. Benim milletime bunu yakıştırmaya kimsenin hakkı yoktur” diye bir laf etmişti.
Bekir Coşkun, meselenin kendisi ile ilgili bölümüne köpeğinin ağzından cevap verdi.
Fakat kimin kimi bidon kafalı yerine koyduğu konusu ortada kaldı.
* * *
Bekir Coşkun sonuçta bir gazetecidir. Yazıları etkilidir ama o kadar. Takdir eden de olacaktır eleştiren de...
Fakat Tayyip Erdoğan Başbakan’dır. İcraatları doğrudan vatandaşın günlük hayatını etkiler. Nitekim vatandaş, ekonomik krizle boğuşmaktadır. İstanbul’da, Ankara’da iş merkezi olan semtlerden geçerken bile krizi gözlerinizle görüyorsunuz. Yakın zamana kadar boş büro bulunamayan iş hanlarında artık “kiralık” tabelaları ağır basıyor! İş yerini, dükkânını kapatan kapatana!
Deniliyor ki, “Kriz ABD merkezlidir, dünyayı etkilemiştir, Tayyip Erdoğan ne yapsın?”
Bu doğru değil. İşte Prof. Dr. Osman Altuğ açıklıyor:
“Kriz için dönüm noktası, Lehman Brothers’ın 15 Eylül 2008’deki iflasıdır. 14 Eylül 2008 itibariyle bütçe açık, ödemeler dengesi açık, dış ticaret dengesi açık, istihdam dengesi işsizlik dolayısıyla açık, bankaların pozisyonu açık, hazinenin pozisyonu açık, Merkez Bankası’nın pozisyonu açık. Böyle bir ekonomi, 15 Eylül 2008’de patlayan ABD’deki krize endekslenemez. ‘ABD’de kriz çıktı, onun için halimiz böyle’ diyemezsiniz. Demek ki Amerika’daki krizi, Türkiye’deki politikacı günah keçisi olarak kullanmayı tercih etti. Türkiye zaten krizdeydi.
Türk insanı zaten işsiz, yani 15 Eylül’den sonra işsiz kalmadı, 15 Eylül’den sonra bir miktar daha işsiz oldu, ancak 13 milyon insan, 15 Eylül’den önce işsizdi. 18 milyon genç de bekâr. İktisadi sistem, insanları mutlu etmek için kurulur. Türk insanı mutlu mu?”
Resmi rakamlara bakılırsa işsiz sayısı Kasım’da 2 milyon 995 bine yükseldi. İşsizlik oranı da bir yılda 2.2 puan artarak yüzde 12.3 oldu.
AKP böyle bir tablo karşısında köklü tedbirler alacağına ne yapıyor? Kömür, makarna, bulgur dağıtıyor, suyu olmayan evlere çamaşır makinesi gönderiyor!
AKP bu yöntemle, 71 milyon insanı bidon kafalı yerine koymuş olmuyor mu?
* * *
AKP, başka ne yapıyor?
Obama, İslâm dünyası operasyonunda yeni bir operasyon başlatacak. Bunu da Türkiye’yi kullanarak yapacak. Bunu açıkça söylüyorlar. Davos’ta bir tiyatro düzenlenerek, Erdoğan’ın seçim öncesi kendi ülkesinde ve Orta Doğu’da parlatılması oyunu sahneleniyor. Bir ay öncesinden “Erdoğan’ın uluslararası ve yüksek profilli diplomatik bir başarıya ihtiyacı var” açıklamasını yapan İsrail Başbakanı Olmert, “Siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz” lafına cevap verilmemesi için bakanlarını uyarıyor ama Kara Kuvvetleri Komutanı’nı susturamıyor. “Erdoğan’ın bu tartışması, AKP’nin düşen oylarını yükseltir” deniliyor. Türk ve İslâm dünyası halkları, böylece bidon kafalı yerine konulmuş olmuyor mu?
* * *
Türkiye vücudunun, solunum, dolaşım, sindirim ve sinir sistemlerini yabancılara satan bir iktidarın, milliyetçilikten, tek milletten, tek devletten, tek bayraktan bahsetmesi, halkı bidon kafalı yerine koymak değil midir?
Ülke batarken, bölücüler gemi azıya almışken, Tayyip Erdoğan’ın yüzde 50’den fazla oy beklemesi, halkı bidon kafalı yerine koymak değil midir?
ABD ve AB’nin “Yeni bir Anayasa yapın” dayatmasını, “Türk halkı istiyor” diye sunmak, halkı bidon kafalı yerine koymak değil midir?
Türkiye’nin temellerini bombalayacak bir Anayasa taslağının türbana sarılarak sunulması, halkı bidon kafalı yerine koymak değil midir?
Daha çok söylenecek söz var ama bu kadar yeter!