Hakkari ve Tunceli'de gerçekte ne oluyor?

PKK, Tunceli’de bir CHP milletvekilini kaçırdı, 48 saat sonra serbest bıraktı. Serbest bırakılan milletvekili Hüseyin Aygün’ün teröristlerden “dağdaki çocuklar” ve “arkadaşlar” diye bahsetmesi tartışılırken BDP milletvekilleri, Şemdinli’de teröristlerle kucaklaştı, daha sonra da Şemdinli’de “Kürdistan’ın özgürleşmekte olduğu”ndan bahsetti. Hakkari’de de İçişleri Bakanı, şehrin ortasında taş yağmuruna tutuldu.
Tayyip Erdoğan, BDP’lilerin teröristlerle kucaklaşması için, “Bize düşen, ‘Bu ne muhabbet’ demektir’ diye tepki gösterdi.
Sahi bir Başbakan’a düşen görev, bunu söylemek midir?

***

Biliyorsunuz; Osman Pamukoğlu, “Hakkari elden çıktı” dediğinde Tayyip Erdoğan, esip gürlemişti.. Aslında acı bir gerçektir ki Hakkari’de de Tunceli’de de devlet otoritesi yoktur. Tunceli’de şehrin merkez meydanında isyancılardan birinin heykeli dikilmiştir ve Tayyip Erdoğan buna sesini çıkarmamıştır. Zaten kendisi de Dersim isyanı konusunda yaptığı açıklamalarla, tartışmayı Zaman gazetesine verdiği bir demeçle başlatan Hüseyin Aygün ile aynı görüşlere sahip olduğunu göstermiştir. Tayyip Erdoğan, Hüseyin Aygün’ün serbest bırakıldıktan sonra yaptığı açıklamaları yorumlarken “CHP ile BDP aynıdır” diyor ama aslında kendisi, Dersim meselesine bakış konusunda Hüseyin Aygün ile aynı yerdedir.
Ayrıca CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Erdoğan hakkında “Habur’un planlayıcısı, Oslo’nun mimarı ve tezgahtarı bizzat kendisidir. Habur olayları sırasında ’Güzel şeyler oluyor, ne güzel kucaklaşıyoruz işte’diyen yine kendisi ve AKP yetkilileridir” dedi. Bunlar da doğru değil mi?
Haluk Koç, yine “Terörle pazarlık yaparak akıl hocalarının tarifi ile bu mücadelede ülkemizin her yerini eylem alanı haline getirmelerinin, siyasi sorumluluğu kendisindedir. Özet olarak PKK’nın gizli koalisyon ortağı, uyguladığı politikalarla AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu gerçekleri çarpıtarak sorumluluklarından kaçması mümkün değildir” diye konuştu.
Şimdi olaylara yukarıdan bakalım. AKP ne yapmak istiyor? Türk adını Anayasa’dan çıkarmak istiyor değil mi? Peki bu ne demektir? Türkiye’de Türk egemenliğine son vermek demek değil midir? Peki PKK ne yapmak istiyor? PKK başlangıçta, Türklükten bu kadar rahatsız değildi. Ne zaman ki başta Tayyip Erdoğan olmak üzere, AKP yetkilileri Türklüğü ortadan kaldırma söylemlerini seslendirdiler, o andan itibaren PKK’lılar ve BDP’liler de “Anayasa’da hiçbir etnik tanımlama bulunmasın” demeye başladılar. Bu konuda AKP, PKK ve BDP, aynı çizgide değil midir?
Gerçi Hüseyin Aygün gibi CHP’liler de bu çizgidedir ama CHP’nin gövdesini Kuvayı Milliye zihniyetine sahip vatandaşlar oluşturmaktadır.

***

Hakkari’de kendisine yapılan saldırıdan BDP’yi sorumlu tutan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ise taş atanların “kandırılmış ve korkutulmuş küçük çocuklar” olduğunu söyledi. Bu tespit doğrudur. Son genel seçimden önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Hakkari mitingine katılmıştım. Mitinge katılanların yüzde 90’ı, 18 yaş altı çocuklardı. “Nereden biliyorsun?” diye soran olabilir. Ben orada, o çocukların arasındaydım..
Yani Güneydoğu’da uzun zamandan beri çocuklar öne sürülmektedir.
Hakkari ve Tunceli’deki milletvekili kaçırma, milletvekilleri ile kucaklaşma, bakan taşlama eylemlerinin hedefi bellidir. Aysel Tuğluk’un kucaklaşmadan sonra Şemdinli konuşmasında açıkladığı gibi “Kürdistan’ı özgürleştirmek!” Kısacası, Hakkari ve Tunceli pilot bölgelerini, devletin hakimiyetinden tamamen çıkarmak!
Evet devlet bu iki ilimizde de askeriyle, polisiyle birlikte vardır ama PKK, başlattığı “özgürleştirme” hareketi ile, kurtarılmış iller ve kurtarılmış bölgeler oluşturmak peşindedir.
Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın bu konuda bir diyeceği yok mudur?

Yazarın Diğer Yazıları